Site icon A3 Haber

Metin Lokumcu davası: Sanık polis eylemcileri suçladı, Lokumcu için “Bağırıp çağırıyordu” dedi!

Metin Lokumcu davasının üçüncü duruşması Trabzon 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Sanık polisler, savunmalarında eylemcileri suçladı. Dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü sanık Muhsin Armağan, “Ben Metin Lokumcu’yu tanımıyordum. Ama görüntülerde hareketli bir tavrı vardı. Bağırıp çağırıyordu. Grup dağılmayınca, müdahale emri verilmiş. Ben çok yerde görev yaptım, böyle bir taşlama görmedim. Hopa’daki bütün taşları toplasan bu kadar taş olmaz” ifadelerini kullandı. Dava 8 Nisan 2022’ye ertelendi.

Artvin’in Hopa ilçesinde, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakan olduğu 2011’de kente yaptığı ziyaret sırasında yaşanan polis müdahalesinde biber gazı nedeniyle yaşamını yitiren devrimci öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin açılan davanın üçüncü duruşması bugün görülüyor.

Davaya, Lokumcu’nun ailesi, avukatları, çok sayıda barodan temsilciler, siyasi parti temsilcileri ve yurttaşlar katıldı. Trabzon 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada, dönemin il ve ilçe emniyet müdürlerinin de aralarında bulunduğu 13 polis ‘taksirle ölüme neden olmak’ suçundan yargılanıyor.

Duruşmada, sanıklardan dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan ile çevik kuvvet Muhammet Ulaşlı ve görgü tanıkları bugünkü duruşmada dinleniyor.

Trabzon adliyesinde görülen Metin Lokumcu davası 8 Nisan’a ertelendi.

“Gaz kullanma talimatını Erdol Darcanlı verdi”

Sanık polis Muhammet Ulaşlı savunmasında, 2011 yılında Erzurum Çevik Kuvvet’te görevli olduğunu, ‘takviye kuvvet’ olarak Erdoğan’ın geldiği ve Metin Lokumcu’nun öldürüldüğü gün Hopa’da görevlendirildiğini söyledi. O gün İş Bankası civarında olduğunu söyleyen Ulaşlı, “Grup dağılmadı. Dağılmayınca müdahale edildi. Püskürtücü gaz dışında, gaz kullanmadım” iddiasında bulundu.

Muhammed Ulaşlı, gaz kullanma talimatını amir Erol Darcanlı’dan aldıklarını dile getirdi ve “İlk müdahalede gazı biz kullanmış olabiliriz. Zaten benim elimdeki gaz 15-20 dk içinde bitmişti” ifadelerini kullandı.

“Grup dağıldı gibi oldu”

Lokumcu’nun avukatlarından Sercan Aran, Ulaşlı’ya “15-20 dakikalık bir ara oldu dediniz. Bu arada ne oldu? Grup mu dağıldı?” diye sordu. Ulaşlı bu soruya, “Grup dağıldı gibi oldu. Gaz tüpümü bıraktım o arada hem de dinlendim. Müdürüm Erol Darcanlı’ya sordum bunu da” diye yanıt verdi.

Sanık Ulaşlı, Av. Meriç Eyüboğlu’nun, Erzurum’dan kaç kişi geldikleriyle ilgili sorusuna, 75-80 geldiklerini söyleyerek yanıt verdi. Bunun üzerine Eyüboğlu, “Bu kadar kişi geliyor, timler kuruluyor. Ama dört tane gazcı oluyor, bu nasıl oluyor?” diye sordu. Ulaşlı bu soruya karşılık, “Onlar görev kağıdında yazıyordur. Ben dört kişi diye biliyorum” dedi.

“Zarar vermiyorsa siz neden maske takıyorsunuz?”

Eyüboğlu, “Siz 15 dakikada gazı bitirmişsiniz. Diğer polis hiç kullanmamış. Diğer Model-5 kullanan da herhalde 15-20dk’de bitirmiştir. Kaldı bir kişi. Nasıl oluyor da Erzurum’un gaz stoğu bitti?” sorusunu yöneltti. Ulaşlı “Stok bitti mi ben bilmiyorum” deyince, Eyüboğlu, “Biz biliyoruz, tutanak var” hatırlatması yaptı.

“Siz bu gazların zararsız olduğunu söylüyorsunuz” diyen Eyüpoğlu, polislerin neden maske taktığını sordu. Sanık Ulaşlı ise “Bana maskeyi ‘tak’ dedikleri zaman takmak zorundayım” demekle yetindi.

“Bağırıp, çağırıyordu”

Ardından dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü sanık Muhsin Armağan’ın savunmasına geçildi. Sanık Muhsin Armağan, şöyle konuştu:

“Horonlar, halaylar çekilirken gazla saldırı oldu”

Öğlen arasının ardından duruşmaya tanık Kamil Ustabaş’ın beyanıyla devam edildi.

Tanık Ustabaş, “31 Mayıs 2011’de Hopa Dereleri Koruma Platformu’nun çağrısıyla bir basın açıklaması yapılacaktı. O dönemde bugünkü gibi alternatif medya da yoktu. Başbakan’ın geleceği gün olduğu için taleplerin duyulması için sanırım 12.30’a çağrı yapıldı. Basın açıklamasının yapıldığı yer, o zaman da bu zaman da basın açıklamalarının yapıldığı yerdir. İnsanlar yeni yeni gelmeye başlamıştı. Horonlar, halaylar çekilirken TOMA ve gazla saldırı oldu” dedi.

Cumhuriyet Meydanı, Dumlupınar Caddesi ve Sahil Caddesi üzerinde polislerin olduğunu belirten Kamil Ustabaş, “Dumlupınar Caddesinde bulunan dükkanlara gaz bombaları atıldı. Camlar kırıldı. Hatırladığım kadarıyla Sonay Kotil isimli bir kadın gaz kapsülü ile kafasından yaralandı. İnönü Caddesi’nde de dükkanlara gaz atıldı ve bir dükkanın çatısında yangın çıktı. Sonrasında Metin hocanın ölüm haberini aldık” şeklinde konuştu.

“Polis ‘küçük Küba’ya geldik, burayı dağıtıp gideceğiz’ dedi”

Ustabaş, polisler arasındaki bir diyaloğa da şahitlik ettiğini söyleyerek şunları kaydetti:

“Sabah saatlerinde kolluk kuvvetleri çay ocaklarında oturuyorlardı. Biz de çay ocaklarındaydık. Bir polisin telefon konuşmasına şahit oldum. Polis ‘Küçük Küba’ya geldik. Burayı dağıtıp geleceğiz’ diyordu. O dönemin kaymakamı Abdullah Aktaş’ın ‘Gaz kullanma emrini ben verdim. Gaz stoklarımız bitti’ diye açıklaması olmuştu.”

“Metin hoca polislere neden saldırıyorsunuz diye sordu”

Tanıklardan Mustafa Özgüven, Metin Lokumcu’nun polislerin yanına giderek, ‘neden halay çeken insanlara saldırdıklarını sorduğunu’ belirtti. Polisin şiddete devam ettiğini belirten Özgüven, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sakinleştirilmesi gereken güvenlik güçleriydi”

Daha sonra bir diğer tanık Yalçın Kaptan’ın beyanına geçildi.

“31 Mayıs tarihi bir seçim arifesiydi. Başbakan’ın Hopa’ya geleceği biliniyordu. Hopa’daki Cumhuriyet Meydanı’nda zaman zaman zaten açıklamalarımız olurdu” diyen Kaptan, Hopa’da polislerin kendilerini tanıdığını belirterek şunları söyledi:

“Koruma müdürü ortalığı karıştırmak için her şeyi yaptı” 

Tanıklardan Osman Zeki Yakut, Başbakan’ın Koruma Müdürü’nün ortalığı karıştırmak için elinden gelen her şeyi yaptığını söyledi:

Metin Hoca, “Nejdet zordayım” dedi 

Hopa’da 30 yıllık esnaf olduğunu belirten tanık Nejdet Altunkaya da meydanın ablukaya alındığını, gaz sıkıldıktan sonra Metin Lokumcu’nun fenalaştığını gördüğünü, kendisine “Nejdet, zordayım” diye seslendiğini ifade etti:

“Gözaltı listesinde Metin Lokumcu’nun adı vardı” 

Bir diğer tanık Şenol Çelik, olayın yaşandığı tarihte Kemalpaşa’da muhtar olduğunu belirtti. Derelerin Kardeşliği Platformu’nun Yürütme Kurulu Üyesi olarak eyleme katıldığını dile getiren Şenol Çelik, Metin Lokumcu’nun adının gözaltı listesinde olduğunu kaydederek şunları ifade etti:

“Hastane önünde koruma polisleri havaya ateş açtı” 

Çelik’ten sonra tanık Recep Demirci’ye beyanı için söz verildi. Demirci şunları dile getirdi:

Av. Eyüboğlu: 11 yıldır anlattıklarımızda ne kadar haklı olduğumuz görüldü

Lokumcu ailesi, tanıkların beyanıyla alakalı bir diyeceklerinin olmadığını söyledi.

Ardından Av. Meriç Eyüboğlu söze başladı. “31 Mayıs 2011’den bu yana bizim anlattıklarımızın, tanıklar da aynısını anlattı. 11 yıldır dediklerimizde ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha görülmüş oldu” diyen Eyüboğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

İlgili haberler:

Exit mobile version