Kamuoyunun “FETÖ BORSASI” olarak bildiği İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürmekte olan 2019/8 sayılı davanın sanıkları arasında en önemli ismi hiç kuşkusuz Serkan Kurtuluş.
İzmir polisinin hakkında yürüttüğü soruşturma operasyona dönüşmeden önce 4 Eylül 2016’da Türkiye’den Gürcistan’a gitti.
Hakkındaki İNTERPOL kararına dayanılarak Haziran 2018’de Gürcistan’da yakalanarak Tiflis Rustavi Cezaevi’ne gönderildi.
Sekiz ay sonra Gürcistan’ın Türkiye’nin iade talebine “olumlu” yanıt vermemesi üzerine serbest kaldı.
Azerbaycan üzerinden Ukrayna’ya geçti.

Kendi anlatımı ile İnterpol’ün “iade” edemeyeceği ülke ararken aklına Kolombiya geldi.
Avrupa üzerinden Kolombiya’ya geçti.
Yine kendi anlatımına göre, dil öğrenmek ve uyum sağlamak için geçen ayların ardından Gürcistan’daki tanıdığı birinin aracılığı ile irtibat kurduğu ve uzun yıllardır orada yaşayan bir Türk’ün verdiği garantiler üzerine Arjantin’e gitti.
Haziran 20220’de Buenos Aires’te kalmakta oldukları otelden çıktıktan kısa süre sonra Arjantin polisi tarafından Lider Camgöz ile birlikte yakalandı.
O tarihten bu yana Arjantin’de tutuklu bulunan Serkan Kurtuluş’un Türkiye’ye “iade” ve “sığınma talebi” mahkemede görülüyor.
Arjantin kanunlarına göre mahkeme 2022 Haziran ayı sonuna kadar olumlu ya da olumsuz bir karar vermek zorunda.
Aksi taktirde “serbest” kalacak.

Arjantin’de cezaevinde tutuklu bulunan Serkan Kurtuluş a3haber başta olmak üzere pek çok gazeteciyle konuştu.
İzmir’de kurulduğu iddia edilen “FETÖ BORSASI”nın yanı sıra, Suriye’de Rus pilotların öldürülmesi, silah kaçakçılığı, Amerikalı Rahip Brunson gibi konularda açıklama yaptı, kimi siyasetçilerin ve bürokratların isimlerini verdi.
Hatta Amerikan Federal Polis Teşkilatı FBI bile Serkan Kurtuluş’un ifadesine başvurdu.

Aradan iki yıla yakın zaman geçtikten sonra Serkan Kurtuluş’a yeni bir görüşme teklifi geldi.
Rus yetkililer aylar önce Serkan Kurtuluş’a 40 soru göndermiş ve yazılı olarak yanıtlamasını istemişlerdi.
Kurtuluş da bu soruları yanıtlamıştı.
2022’nin ilk ayında ise bu kez Rus yetkililerin (içlerinde gizli servis FSB’den olanların da bulunması muhtemel) 15 Şubat’ta Arjantin’e gidecekleri ortaya çıktı.
Amaçları, izin aldıkları mahkemede Serkan Kurtuluş’u sorgulamaktı.
Gazeteci Ahmet Nesin’in duyurduğu bu gelişmeden sonra konunun muhtemelen Rus uçağının düşürülmesinden sonra iki Rus pilotun öldürülmesi ve Suriye’ye yapılan “yasadışı” silah sevkiyatıydı.

Peki ne oldu?
Rus yetkililer gerçekten de Serkan Kurtuluş’u sorgulamak için Arjantin’e gitti mi?
Serkan Kurtuluş ile görüşebildiler mi?
Serkan Kurtuluş ne ya da neler anlattı?
Rus yetkililer Serkan Kurtuluş’un anlattıklarına ne dedi?

Edindiğim bilgiye göre Rus yetkililer söylendiği gibi 15 Ocak 2022’de Arjantin’e giderek Serkan Kurtuluş ile görüşmek istemişler.
Serkan Kurtuluş cezaevinde “açlık grevinde” olduğunu ve bazı garantiler istediğini söylemiş.
Rus yetkililer, Serkan Kurtuluş’un “masumiyetine” inandıklarını söylemiş.
Rus yetkililer, bu anlamda uluslararası yasalara bakarak “neler yapabileceklerini” araştıracaklarını ve tekrar kendisine döneceklerini söylemişler.
Mahkemede yapılan bu görüşmeye, internet üzerinden Rusya’dan da adli kurumlar adına bazı yetkililer bağlanmış.
Serkan Kurtuluş’un anlattıkları görevli savcı tarafından ifadeye tutanağına dökülerek Rus yetkililere verilmiş.

Serkan Kurtuluş ile görüşmek için Rusya’dan kalkıp Arjantin’e kadar giden Rus yetkililerin işin peşini bırakacaklarını düşünmek elbette saflık olur.
Peki nasıl bir çözüm yolu bulabilirler?
Bu konuda yetkin bir isimle görüştüm.
İki yol olduğunu söyledi:
Birinci olasılığın A şıkkı, yasal olarak yürütülen bir soruşturma nedeniyle Serkan Kurtuluş’un “can güvenliği” gerekçe gösterilerek devletçe belirlenecek bir yerde “ev hapsine” çıkarılması ve ifadesinin orada alınması.
B şıkkı Rus yetkililerin, Arjantin’in “sınır dışı” etme kararı vermesi durumunda Serkan Kurtuluş’a Rusya ya da sözünün geçtiği üçüncü bir ülkede “sığınma hakkı” verilmesi.
Elbette bir de “diplomatik” ikinci yol yol var.
Bu da Rusya’nın Arjantin üzerindeki “etkisini” kullanarak Serkan Kurtuluş’un bir an önce “salıverilmesinin” sağlanması ve Rus yetkililerce sessizce Arjantin’den çıkarılması.
Bütün bu seçeneklerin Rus yetkililerin Serkan Kurtuluş’a ne kadar “değer” verdikleri ile doğru orantılı olduğu özellikle söylendi.

İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan “FETÖ BORSASI” davasında sona yaklaşıldı.
Serkan Kurtuluş da bu davanın en önemli sanıklarından.
Türkiye, Arjantin Büyükelçiliği kanalı ile Arjantin makamlarıyla hem hukuki hem de siyasi çabasını sürdürüyor.
Şimdiye kadar “olumlu” sonuç aldıkları söylenemez.
Amerikalılar hatta Ruslar bile Türkiye’den “bir adım” önde.

Asıl sorulması gereken soru şu:
Türkiye gerçekten “FETÖ BORSASI” denen yapının aydınlatılmasını istiyor mu?
Serkan Kurtuluş’un Türkiye’ye iadesi kimi siyasetçi ve bürokratın işine gelir mi?
Yoksa tam aksine Serkan Kurtuluş’un Türkiye’ye gelip “ifade vermesi” durumunda, şimdi yataklarında rahat uyuyan bazıların uykusu kaçar mı?

Çok bilinmezli bir denklem.
Aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık.
Bir yanda ABD, Rahip Brunson’a düzenleneceği söylenen “suikastın” peşinde.
Bir yanda Rusya, “öldürülen” pilotlarının ve silah kaçakçılığının peşinde.
Türkiye’nin ise bu denklemde çok da peşinde olduğu özel bir konu yok.
Sadece birkaç mahkemenin verdiği “yakalama” kararı dışında.
Kim kime yardım eder, kim kimden kaçırır, kim sessiz kalır belli değil.
Birkaç aya kadar bu konu da “açığa” çıkar o zaman bakarız.
Gerçekten de parayı veren düdüğü çalacak mı?