A3 Haber

Bahçeli: Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz

Bahçeli: Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz

Bahçeli: Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz
Mart 08
11:23 2022

Yağ krizine ilişkin yaptığı konuşmada CHP’yi hedef alan Bahçeli, “Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz” dedi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü hakkında da açıklama yapan Bahçeli, “Unutmayınız ki kadınlar insandır, biz de insanoğluyuz” yorumunda bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de düzenlenen partisinin grup toplantısında konuştu. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgali hakkında açıklamalar da yapan Bahçeli, “Ukrayna’nın direnişi ciddi ölçüde yaygınlaşmaktadır” dedi.

Bahçeli açıklamalarının devamında yüksek yağ fiyatlarına da değindi. “Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz” diyen Bahçeli, yaşananları provokasyon olarak nitelendirdi.

Bahçeli, Türkiye’nin ateşkes sağlayan, barışçıl bir konum alması gerektiğini söyleyerek Erdoğan’a teşekkür etti.

Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle:

  • Anadolu coğrafyası doğu-batı koridorunda köprü işlevi gören, yolların kesişme noktasında bulunmasından dolayı tarihin her döneminde stratejik önemi çok yüksek olan vatan topraklarımızdır. Geçmişiyle, geleceğiyle, dağıyla, taşıyla bu coğrafya bizim, bastığımız topraklara vatan mührünü vuran irade Türk milletidir. Coğrafyamızı değiştirme ihtimalimiz yoktur, bu vatan kıyamete kadar bizimdir, bizim kalacaktır. Bir vatana sabahtan akşama sahip olmak mümkün değildir.
  • Etrafımız tehdit saçıyor diye tüm oyunlar üzerimize oynanıyor bahanesiyle ne korkacak ne de saklanacak halimiz vardır. Her taşı yakut, her insanı aziz olan bu cennet vatanı her şart altında müdafaaya yetkiliyiz ve sonuna kadar da yeminliyiz. Çevremizi saran bütün coğrafyalar bıçak sırtındadır. Milli bekamız çok ciddi risk ve tehlikelerle karşı karşıyadır. Bu nedenle dik duracağız, dirayetli hareket edeceğiz. Karanlık propagandalara aldırış etmeden refakatinde yürüyüşümüzü inançla sürdüreceğiz.

“Putin’in tutumu ikirciklidir”

  • Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın Türkiye’ye yol açacağı çok boyutlu sonuçları hesaplamak zorundayız. Savaşın küresel dengeleri sarsacağını, dünyanın diplomatik imajını bozacağı gelişmelerle sabittir. Sayın Cumhurbaşkanımızın aktif diplomasisi, ateşkes ve barış ümitlerimizi canlı tutmaktadır, dünya bu fırsatı kaçırmamalıdır. Türkiye arabuluculuk yapacak tek ülke olarak öne çıkmış durumdadır. Savaşın ekonomik, ticari, insani ve vicdani faturasının gittikçe ağırlaştığı görülmektedir. İnsani kriz korkunç seviyelere tırmanmaktadır. Türkiye’ye gelen Ukraynalı sayısı 20 bini bulmuştur. Putin’in tutumu ikirciklidir.

“Tek taraflı bir işgal söz konusu”

  • Rusya-Ukrayna heyetleri arasında yapılan görüşmeler bugüne kadar sonuç vermemiştir. Üzerinde anlaşılan geçici ateşkes kararı bile kısa sürede ihlal edilmiştir. Rusya’nın iddia ettiği gibi iki taraflı bir anlaşmazlık değil, tek taraflı bir işgal söz konusudur. Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte Sayın Dışişleri Bakanımızın çabalarından dolayı yürekten kutluyor, teşekkür ediyorum. Rusya kilometrelerce uzunluktaki konvoylarını sevk etmektedir. Rusya’nın tüm askeri gücüyle Ukrayna’da etkinlik göstermediği anlaşılmaktadır. ABD, AB ve NATO ise günü kurtarmanın, çatışmaları kızıştırmanın hevesinde ve peşindedir. Ukrayna Cumhurbaşkanı’nın ‘Bugünden itibaren tüm ölümlerden NATO sorumlu’ beyanı her anlamda düşündürücü bir çıkış olarak değerlendirilmelidir.
  • Rusya’nın mevcut savaş halini mutlak bir savaş haline dönüştürmek istemediği ancak masaya güçlü bir şekilde oturmak istediği ortadadır. Rusya’nın ekonomik sistemden tamamen dışlanmasının çok yönlü mahsurlarının olacağı unutulmamalıdır. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgalinin 3 alternatif senaryo dahilinde sonuçlanabileceği görülmektedir.
  • Birincisi Ukrayna’nın işgali, ikincisi Ukrayna’nın ikiye bölünmesi, üçüncüsü ise Donetsk ve Luhanks’ın özerkliğine yönelik anayasal düzenlemenin yapılması, Kırım’ın ilhakının tanınması. Benzer skandalların dünyanın farklı coğrafyalarında sergilenmesine emsal teşkil edecektir. Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmaların kazananı değil, kaybedenler kulübü olacaktır.
  • Buğday ithalatının yüzde 87’si Rusya ve Ukrayna’dan, doğal gazın yüzde 40’ı tek başına Rusya’dan temin edilmektedir. 7 milyon turist ülkemizde ağırlanmaktadır. Savaşın sürmesi ülke ekonomilerini koronavirüsten sonra öngörülmesi çok zor olan şiddetli bir türbülansa sokacaktır.

Yağ krizinde CHP’yi hedef aldı

  • Stokçuluk ve fırsatçılık yapanların damgalı hainlerin kanları bitlendi. Bunların utanmaları kalmamıştır. Bunların gözüne yaşına bakılmamalıdır. Talebi kamçılayarak ayçiçek yağı fiyatlarını artıranlar onurlarını da satmışlardır.
  • Tarım Bakanlığı tekzip etse de, marketlerde yağ kuyruğu oluşmuş, insanlar birbirine girmiştir. Yağ üretimimiz yüzde 17 artmıştır. Bitkisel yağ arzında bir sorun yaşanmayacağı Bakanlık tarafından açıklanmıştır. Ülkemizde 45 günlük ayçiçek yağı tohumu kaldığı iddiaları aldatmadır. İç işgal cephesinin yağ üzerinden gerçek dışı beyanlarla toplumsal kaosu kamçılaması en hafif tabirle şerefsizliktir.
  • Sipariş yağ krizinin orkestra şefi CHP olmuştur. Siyaset yapmak soysuzluğa hizmet etmek değildir. Ey CHP, bir kez olsun bizi şaşırtın. Bu kadar mı öfke dolusunuz?
  • Ucuz yağ almak için marketlere yığınak yapılması bize yakışmayan görüntülerdir. Yağsız yemek olur ama yarınsız Türkiye olmaz. Hamdolsun yağımız da, yakacağımız da, unumuz da, tuzumuz da var.
  • Bitkisel Yağ Üreticileri Derneği’nden, Azak Denizi’nde Türkiye’ye ait 15 geminin geçişine izin verilmemesi ile stokların azaldığının açıklanması da sorumsuzluktur. Tansiyon düştüğünde Azak Denizi’ndeki gemilerimiz limanlarımıza sağ salim yanaşacaktır.
  • Bölge yanarken Türkiye’de sinekten yağ çıkaranlar dürüst olmayan çevrelerdir. Yalan haberlerin kime ne faydası var? Gerekirse kendi yağımızda kavruluruz. Vurguncuların yakasına yapışmalıyız. Bunu yapanlardan hesabını sormalıyız. Yağdan yeni bir kriz çıkarmanın hesabını vereceksiniz.

“Türkiye’nin milli güvenliği, toprak bütünlüğü, insan varlığı defalarca saldırıya uğrarken bu NATO neredeydi?”

  • 1939 yılında milletlerarası politikanın kuvvet odakları 6 devletten ibaretken 1945’ten sonra sahne sadece 2 devleti parlatmıştır. Ukrayna’da yaşanan savaş çok kutuplu bir dünyanın cümle kapısıdır. 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya düzeni her yerinden çatlamaktadır. Türk dış politikasının temel prensibi olan Türk milletinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutmak esastır. Çok şükür mevcut devlet yönetimi bu çizgidedir. Milletlerarası kabul ve teyit edilmiş münasebetlerin temel prensibi milletlerin hak eşitliğidir. Bir tarafın devamlı taviz verdiği, devamlı mahkum olduğu bir diyaloğun ne müttefiklikle ne dostlukla bağı olacaktır. Biz bağımsızlığına düşkün bir milletiz. Hürriyete, insan haklarına, milli iradeye dayanmaktadır. Partiler üstü siyasetimiz milli sınırlarla mahdut değildir.
  • Kars Türk’tür, Erzurum Türk’tür, Ardahan Türk’tür. Hep söyledim yine söylüyorum, dalımızı kıranın ağacını kökten sökeriz. Dikkatleri Ukrayna’dan Türkiye’ye çevirmeye çalışanlar ihanetin içindedir. Bazıları da çıkmış, NATO üyesi olmasaydık ABD’nin Türkiye’yi çoktan çıktığını iddia etmişler. Moderatörler ve program yapımcıları, sözde uzmanları ne zamana kadar televizyon ekranların çıkarmaya devam edecekler. 1952’ye kadar NATO mu vardı? Hain FETÖ’yü barındıran kimlerdi?
  • Parlamenter sistem günahıyla sevabıyla Türkiye şartlarında miadını doldurmuş, arıza veren bu sistemin bakım, onarım, tamir imkanı kalmamıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yönetim hayatımızda kalıcı bir soluk, güçlü bir irade, etkin ve hızlı karar alma mekanizması, kazandırılmış parlak bir reform olarak milletimizin baş tacı haline gelmiştir.

6 muhalefet partisi Bahçeli’nin hedefinde

  • İkinci 28 Şubat bildirisi ile açıklanan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem taslağının esas itibariyle omurgası kırık, hedefleri dökük, hürriyeti siliktir. Hiçbir şey söylenmemiştir. 6 partinin kuru gürültüsü tamamiyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine karşıtlık üzerine bina edilmiştir. Yani etki tepki üzerine şekillenmiş bir sistem teklifi karşımızdadır. Zillet İttifakı şuursuzdur, derin bir gaflet çukurundadır. Eski çamlar bardak olmuştur. Köprünün altından çok sular akmıştır. Zillet İttifakı eski hamam eski tastır. 6+1 formatı zillet ittifakı, milletimizin beklentilerini, devletimizin yüksek hedeflerini anlamaktan, analiz etmekten mahrumiyet içinde kıvranmaktadır. Sayın Kılıçdaroğlu sen rahat ol ağılda oğlak doğsa dere boyunda otu biter. Ekmeğini kendi yapan, yükünü de kendi kaldırır. Bu sözlerimden bir şey anlamadıysan, kafan almadıysa demek istediğim şudur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini Türk milleti kurmuş ve kabul etmiştir. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin asıl ismi Güçlendirilmiş Palavra Sistemi’dir. Güçsüzleştirilmiş Türkiye’ye çağrıdır. ,
  • Kılıçdaroğlu krizler olsun, hükümetler düşsün hesabı yapıyor. Türkiye’nin geriye sarmasını planlıyor. Kılıçdaroğlu, geçti Bor’un pazarı, sür eşeğini Kandil’e. Bitti o sıkıntılı günler, geride kaldı kurulamayan hükümetler dönemi artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin yönetimine hakimdir. Güçlendirilmiş palavra sistemi çürük elmadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gelecek nesillere en büyük armağandır, palavra sistemi de geçmişin kriz ve anlaşmazlıklarına dümen kırmaktır. Türkiye’nin istikameti dosdoğrudur, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi doğrunun ve lider ülke Türkiye’nin tescilidir.
  • TBMM’ye gelirken yolda bir siyasi partinin afişini okudum, Pazar günü seçim olsa DEVA hazırdır yazıyor. Elimde kalemim olsa altına yazardım, ‘Pazar günü seçim yok, hayırlı uykular.’

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER