A3 Haber

200 kez değişen ihale yasasını muhalefet de kullanıyor: Adalet ama kimin için?

200 kez değişen ihale yasasını muhalefet de kullanıyor: Adalet ama kimin için?

200 kez değişen ihale yasasını muhalefet de kullanıyor: Adalet ama kimin için?
Mart 11
07:52 2022

AKP’nin iktidar olmasından hemen sonra 2003 yılı Ocak ayında çıkarılan 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda bugüne iki yüze yakın değişiklik yapıldı.
Tartışmalar bitmedi ve iktidar kanunu yeniden değiştirmek için kolları sıvadı.
“Nas ne diyor?” başlıklı yazımda değişen yasanın kamu kaynaklarının denetimsizce kullanılmasına yol açtığını özellikle de en çok istismar edilen “pazarlık usulü” olarak da bilinen 21. maddesine değindim.

Hafta içinde pek çok eleştiri/öneri aldım.
Özellikle de iktidar partisi üyesi/taraftarlarından.
İhale Yasası’nın çoğunlukla “iktidar” tarafından kullanılsa da muhalefete ait belediyeler ve benzeri “kamu kurumu” niteliği taşıyan yerlerde de kullanıldığını söylediler.
Ve tıpkı iktidar gibi, kamu kaynaklarının kullanımında muhalefetin de “benzeri” yolları kullanmakta olduğunun altını çizdiler.

Doğruya doğru.
Mevcut yasa, sadece iktidarın değil belli ki muhalefetin de “işine” geliyor.
Öyle olmasa, “pazarlık usulü” maddesine sığınarak ihale yapmazlar.
En azından daha “şeffaf” bir maddeye sığınarak kamu kaynaklarının adil olarak dağıtılmasını sağlarlar.
Bu da sanırım “siyasetin” güncel hali.
Yetki kimde ise, kaynakları “yetkisi” içerisinde dağıtıyor.
Sıkıntının temeli “sistemden” kaynaklansa da yararlanmak isteyen bir biçimde iktidar-muhalefet ayrımı olmaksızın işine geleni uyguluyor.
Bu yüzden de iktidar partisi üyelerinin “muhalefet de yapıyor” eleştirilerine katılıyorum.

İhale yasasındaki boşluklardan iktidarın yanı sıra muhalefetin de yararlandığı konusunda hemfikir olduğumuza göre, örneklerimi verebiliriz.
“Nas ne diyor?” diye sorduğumuza göre, “Adalet ne diyor?” diye de sorabiliriz.
Onu da iki örnekle bağlayalım.

İlki CHP’li Aydın Büyükşehir Belediyesi.
Biliyorsunuz özellikle İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen “FETÖ BORSASI” davasında Aydın ile ilgili önemli iddialar vardı.
Dosyası ayrılarak Aydın’a gönderilen soruşturma halen sürüyor.
Biz ise Aydın Büyükşehir Belediyesi ile ilgili başka bir soruşturmaya dönelim.

Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2015/17756 soruşturma, 2022/1511 esas ve 2022/132 sayılı iddianame hazırlandı.
Gönderildiği Aydın 1. Ceza Mahkemesi tarafından da iddianame kabul edildi.
Önümüzdeki günlerde yargılama başlayacak.
İddianame uzun ama özetini söyleyeyim.
Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ile görevi kötüye kullanma.

İddianamede ilginç ayrıntılar var.
CHP’nin Bursa İl eski Başkanı’nın da adının karıştığı iddia edilen olay ise en ilginci.
Savcılığa göre Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ASKİ, işlerinde kullanmak için bilgisayar yazılımı almak istiyor.
Açık ihale yapsa “herkes” ihaleye girecek.
Ama belediye “yandaşı” girsin ve kazansın diye ihale kanunun boşluğundan yararlanıyor.
Açık ihale yerine “doğrudan alım” yapabilmek için ihaleyi parçalıyor.
Yani tek seferde alınacak yazılım için doğrudan alım sınırları içinde birden fazla ihaleye çıkılıyor.
Tesadüf ya bu doğrudan alımları hep “aynı firma” kazanıyor.
Böylece kamu kaynağı “istenilen” firmaya gidiyor.

Acı acı güldürecek durumlar var iddianamede.
Savcılık ihaleleri mercek altına alırken “bilirkişi” desteği de alıyor.
Bilirkişiler de dosyalar ve sistem üzerinde “detaylı” inceleme yapıyor.
Ortaya ne mi çıkıyor?
Alınmak istenen yazılım ihale yapılmadan çok önce “sisteme” yüklenmiş.
Yani önce sisteme program yüklenmiş, sonra ihale yapılmış.
Bir nevi eline yüzüne bulaştırma örneği.
Elbette bunu gören bilirkişiler durumu kayda almış ve bütün bu iddialar şimdi savcılığın iddianamesinde var.
Yargılama sırasında “gerçek” elbette ortaya çıkacak.
Ama bu iddianame gösteriyor ki, “adalet” sadece söz ile olmuyor.
İnanmak ve uygulamak gerekiyor.

İkinci örneğimiz ise İzmir’in Güney’indeki sınır ilçesi Selçuk’tan.
Selçuk Belediye Başkanlığı Destek Hizmetleri Müdürlüğü 12 personeli 10 ay 9 gün çalıştırmak üzere Çağrı Merkezi hizmet alım ihalesine çıkar.
İhale kayıt numarası: 2021/3680.
İhale 3 Şubat 2021’de yapılır.
İhalenin yaklaşık maliyeti de 601 bin 253 lira 40 kuruştur.
İhale dokümanını 4 firma satın alır.
Dört firma da teklif verir.
Ancak bir firmanın teklifi geçerli sayılır.
Geçerli sayılan teklifin sahibi ile 22 Şubat 2021’de 563bin 336 lira 16 kuruşa sözleşme imzalanır.
Peki ihaleyi kim kazanmıştır?
Efes Selçuk Proje Yönetimi Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi.
Herşey “kitabına” uygun.
Gerçek öyle mi?
Elbette hayır.

Gelin ihaleyi kazanan firmayı birlikte inceleyelim.
Efes Selçuk Proje Yönetimi Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi 24 Aralık 2019’da Selçuklu iş insanı Yusuf Dereli tarafından 4 bin lira sermaye ile kuruldu.
Esas sözleşmesine göre 150’ye yakın alanda faaliyet gösteriyor.
Ne oluyorsa; Yusuf Dereli 24 Ocak 2020’de bütün hisselerini Selçuk Belediye Başkanlığı’na devrediyor.
Şirket böylece Selçuk Belediye Başkanlığı’na bağlı hale geliyor.
22 Şubat 2022’de Selçuk Noterliği’nin onayı ile şirket sermayesi 6 milyon 440 bin liraya kadar çıkıyor.
Sermayenin büyük kısmını da Selçuk Belediyesi’ne ait taşınmazlar oluşturuyor.

Gördüğünüz gibi.
İzmir’in Selçuk Belediyesi de tıpkı “iktidarın” yaptığı gibi ihale yasasının “boşluklarından” yararlanmayı iyi biliyor.
Taşerona karşı ama belediyenin kendisi taşeron.
Elbette iktidarın “kadro” kıskacı var.
Elbette iktidarın muhalefeti “kuşatma” çabaları var.
Ama görülüyor ki muhalefet de iktidarın yarattığı ve yandaşları için kullandığı “nimetlerden” yararlanmada sakınca görmüyor.
Hal böyle olunca da iktidara olan destek hala nasıl yüzde otuzlarda diye soruyoruz.

Çünkü vatandaş sanıldığı kadar “aptal” değil.
İzliyor, görüyor, karar veriyor.
Karar verirken de “fark” arıyor.
Bulamadığı farkın tercihini iktidardan yana kullanıyor.
O zaman da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “adalet” yürüyüşü de sözü de havada kalıyor.
Kim tarafından?
Yine CHP’liler tarafından…

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER