A3 Haber

Gezi Davası’nda karar açıklandı: Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi

Gezi Davası’nda karar açıklandı: Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi

Gezi Davası’nda karar açıklandı: Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi
Nisan 25
10:10 2022

Gezi davasında cuma günü başlayan karar duruşması bugün bitti. Mahkeme, davada tutuklu yargılanan Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Kavala dışındaki 16 sanığa 18’er yıl hapis cezası verildi.

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin davada duruşma savcısı celse arasında mütalaasını açıklamıştı. Açıklanan mütalaada, Osman Kavala ve Ayşe Mücella Yapıcı’nın “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep edilirken, altı sanığın ise ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme’ suçundan 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.

Mütalaada ayrıca, haklarında yakalama kararı bulunan ve olayların organizatörleri oldukları öne sürülen sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Henry Jack Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Memet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi’nin dava dosyalarının ayrılarak, yakalama kararı infazlarının beklenmesi talep edilmişti.
İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülecek olan duruşmada sanıklar ile avukatlarının son kez esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yapmalarına devam etmeleri, sonrasında son sözlerinin sorulması ve davada kararın çıkması bekleniyor.

Duruşmadan notlar:

Detayları aktaracağız…

Karar açıklandı

Bin 637 gündür tutuklu olan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı ve iş insanı Osman Kavala’ya “hükümeti kaldırmaya teşebbüsten “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay ve Yiğit Ali Emekçi’nin hükümeti ortaya kaldırmaya teşebbüse yardım etmekten 18’er yıl hapis cezasına çarptırılmalarına ve tutuklamalarına karar verildi

17.50 – Duruşmaya ara verildi… Gezi davasında duruşmaya karar için ara verildi.

Güvenlik görevlilerinin sanık yakınlarına ara esnasında dışarı çıkmaları durumunda tekrar salona alınmayacaklarının söylenmesi üzerine, sanık yakınları ve görevliler arasında tartışma yaşandı, karar açıklanmadan önce duruşma salonu tamamen boşaltıldı.

17.30 – Heyet sanıklara son sözünü sordu: Kavala, “Yargı eliyle yapılan bir suikast eylemidir” dedi

  • Hakan Altınay: Söyleyeceklerimi söyledim, beraatimi talep ediyorum.”
  • Mücella Yapıcı: Son sözüm olduğunu düşünmüyorum. Ben 50 yıllık bir meslek insanıyım. Olabildiğince aydın olmaya çalıştım. Hiçbir zaman şiddeten yana olmadım. Toplum yararına mesleğimi onurla yürüttüm. Bugüne kadar tek bir çocuğuma haram lokma yedirmedim. hırsızlık, uğursuzluk, yolsuzluk yapmadım. Mesleğimi mesleğim doğrultusunda kullandım. Yaşamımdan onur duydum. Aynı onuru benim yaşıma gelince sizin de yaşamınızı umuyorum. Hüküm sizindir.
  • Çiğdem Mater: Okuduğumuz her şey adlarımız ve mesleklerimiz dışında gerçek dışı. Adlarımızı darbecilikle yan yana sayılmasını da kabul etmiyorum. Protestolardan beklentim öldürülen gençlerin katillerinin peşine düşülmesiydi. Hakkımdaki tüm iddiaları reddediyor berastımı talep ediyorum.
  • Mine Özerden: Yürütmenin yargı üzerindeki vesayetinin son bulmasını, güçlünün hukukunun son bulmasını istiyorum.
  • Can Atalay: Bu bir yargılama faaliyeti değil. Eğer sorun Gezi’yi sahiplenmekse sahipleniyoruz. Bu bir son değil başlangıç mücadeleye devam.
  • Tayfun Kahraman: Olmayan bir suç üzerine yargılanıyoruz. Gezi bitmedi Gezi başarıyla sonuçlandı. Gezi Parkı yerinde duruyor. Fakat burada ne delil ne tanık tartışmadan savunma hakkımız bile kullandırılmadı. Asıl yargılanma nedenimiz siyasal iktidara muhalif olmaktı. Adeta hem iddianame hem de mütalaalar kevgire dönmüş durumda. Sizden beklentimiz talimatla yürüyen bu yargılama sürecini reddetmeniz.
  • Yiğit Ali Ekmekçi: Adil ve vicdanlı bir karar vermenizi diliyorum.
  • Osman Kavala: Siyasi ve ideolojik sizlerle hazırlanan komplo teorileri olguları gerçeklikten kopartır ve onlara subjektif anlamlar yükler. Aynı bu iddianame ve mütalaada olduğu gibi. AİHM’in kararından sonra aleyhime sunulan delillerin hiçbirinin beni suçla ilişkilendiremezken aynı delillerle yargılanmam hukuki değildir. Bu aynen ikinci iddianamedeki suçlar gibi yargı eliyle yapılan bir suikast eylemidir.

14.32 Avukat İlkiz’in ardından Taksim Dayanışması bileşenlerinin avukatlarından Evren İşler konuşuyor:

  • “Yeniden kıymetlendirme lafının ne olduğunu bilen yok, ilk kez bu iddianamede duyduk. Herhalde kıymeti kendinden menkul. Önünüzdeki tape kayıtlarına baktığımız zaman bu dinlemeleri yapan hakimler ve emniyet mensupları delil üretmekten yargılandı ve cezalandırıldı. Mahkemenizde bir tek delil tartışması yaptırılmadı, bütün talepler reddedildi.”

13.38 Avukat Fikret İlkiz: Biz tekrarların tekrarlarını yaşıyoruz

Duruşma Taksim Dayanışması bileşenlerinin avukatlarından Fikret İlkiz’in konuşmasıyla devam ediyor:

  • “Emniyete savcılığa talimat verme yetkisi verilirse ortaya 2 bin sayfadan fazla fezleke ortaya çıkar, 657 sayfalık bir iddianame ortaya çıkar. 30 ACM’deki yargılamaya hiçbiriniz katılmadınız, orada neler konuşulduğunu bilmiyorsunuz. Biz tekrarların tekrarlarını yaşıyoruz. Yargı organları aynı şeyleri tekrarlatmak için insanları sanık yapma hakkına sahip değildir. Hükümete karşı suçlar kapsamında yapılmış bir dinleme yok bu dosyada. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi beraat kararı verirken bunların zehirli ağacın meyvesi olduğunu söyledi. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında Osman Kavala’nın Gezi’nin finansörü olmadığı belirtildi. Müvekkillerim de değildir, olamazlar da çünkü beş paraları yok. Ters çevrilmiş araçların görüntüleri sanıklara izletildi, ne diyorsunuz denildi. İkinci mütalaada da yine aynı görüntüler önümüze getiriliyor ama İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi bu görüntülerin sanıklarla bağlantısı olmadığını söyledi. İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki ilk yargılama sırasında kaç iddianame düzenlerseniz düzenleyin aynı savunmayı yapacağını söyleyen Mücella Yapıcı, yine aynı savunmayı yaptı. Beş yıl sonra yine yargılarsanız yine aynı savunmayı yapacağız. Savcılığın esas hakkındaki mütalaası 72 sayfa, mütalaaya karşı aynı sayfalarla yanıt vermek için 72 sayfalık beyanımı sunacağım. Her olasılıkta derhal karar vermek istiyorsunuz. Savunma için süre verilmesine dair bir karar çıkmadı ağzınızdan. Başka bir ceza muhakemesini dikkate almıyorsanız savunma için süre verilir. Avukat Tora Pekin konuşurken 48 dakika oldu dediniz. Süre mi tutuyorsunuz? 10 dakika daha süre verdiniz. Bu savunma hakkının ihlalidir. O halde biz burada ne yapıyoruz? Bir ritüeli tamamlamak üzere savunma yapıyoruz. Bu insanlar size karşı ne kadar çok şey savundular! İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda bekleyen bir dosyanız varsa getirin, bizi tekrar yargılayın! Hangi yasada yeri var bunun: Ne dersen de karar belli!”

12.51 Duruşmaya yarım saat ara verildi.

12.21 Avukat Bahri Belen: Bu dava hukukun siyasetle dansıdır

Avukat Bahri Belen konuşuyor:

  • “Mahkemenin beraatin dışında bir karar verme olasılığı yok. Çünkü İstinaf Mahkemesi’nin kararındaki gereklilikleri yerine getirilmemiş. Müvekkilimin çalıştığı vakıfta yapılan denetimlerde hiçbir usulsüzlük bulunmadı. Müvekkilimin sorgusu da yapılmadı. Aslında bu dava hukukun siyasetle dansıdır. Siyaset dans etmek isteyebilir ancak hukukun böyle bir dansa izin vermemesi gerekir. Başta müvekkilim olmak üzere dosyadaki sanıklar hakkında, mahkemenin siyasetin dışında hakimler olarak bir karar vermenizi talep ediyorum.”

12.19 Verilen aranın ardından duruşma devam ediyor.

12.08 Duruşmaya beş dakika ara verildi

Duruşmaya, SEGBİS kaydının yenilenmesi için 5 dakika ara verildi.

11.10 Avukat Hasan Fehmi Demir: Müvekkillerimiz olmayan suçun savunmasını yapmaya çalışıyorlar

Avukat Emel Ataktürk’ün savunmanın ilk bölümünü tamamlamasının ardından Ekmekçi’nin diğer avukatı Hasan Fehmi Demir ikinici kısım için söz aldı. Demir, şöyle konuştu: “Bunlar ‘bana suçumu verin’ davalarıdır. Çünkü bu davalarda suç yoktur, suçluluk inşa edilir, niyet okunarak suç yöneltilir. Müvekkillerimiz olmayan suçun savunmasını yapmaya çalışıyorlar. Yapmadıkları eylemleri kanıtlanmaları istiyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bugün hapiste olan farklı fraksiyona mensup eski meslektaşlarının yöntemlerini tekrarlamakla kalmıyor, istismarcı Anayasa alayışı ortamında temkinli davranırken, sanatı, hak savunusunu kriminalize etmeye çalışıyor. Savcı, Gezi Direnişi boyunca öldürülen tek kişinin adını dile getirmemiştir. Ethem’in katili polise verilen 15.000 ile kaç direk onarılır? Sizce biber gazıyla insanlarımızın öldürülmesi mi ülkemizin yüzünü karartır yoksa biber gazının kullanımına karşı çıkmak mı? Tüm sanıklar hakkında beraat kararı vermek hukuki sorumluluktur.”

10.51 Avukatı Emel Ataktürk konuşuyor

Avukat Köksal’ın ardından yargılananlardan Yiğit Ali Ekmekçi’nin avukatı Emel Ataktürk söz aldı. Ataktürk, şunları söyledi:

  • “Bu dava insan hakları için çalışanların ve sivil alanın yok edilmesine yöneliktir. Konusu suç olan eylemlerin yargılanması değil, hak savunucuları üzerinden tüm toplumun susturulmasını amaçlayan politik bir davadır. Gezi ve Çarşı davaları yüksek mahkemelerde incelenirken siyasi otoriteler Gezi davası hakkında yorum yapmayı sürdürdü.”

10.12 Avukat Tuğçe Duygu Köksal: Beraat kararının ardından bugün hangi deliller tartışıldı, ne değişti?

Birgün’ün aktardığına göre, Duruşmada ilk sözü yargılananlardan Mine Özerden’in avukatı Tuğçe Duygu Köksal aldı. “Beraat kararının verildiği 18 Şubat 2020’den beri bu dosyada hiçbir ilerleme yok derhal beraat kararı verilmesi gerekir” ifadelerini kullanan Köksal, şöyle devam etti:

  • “Aslında savunma yapmak yapmamak arasında kaldık. Suç unsurları oluşmadığından 2020deki beraat kararı verilmediğinden, o günden bu yana dosyaya eklenen de olmadığından beraat talep edip oturmam gerekiyor. CMK 217 kapsamında yargıçlar, mahkeme önlerinde tartışmalardan sonra vicdanına göre karar verecek. Sanık Mine Özerden’in beraat kararının ardından bugün hangi deliller tartışıldı, ne değişti? Değil sözlü savunmamın dosyaya koyduğum taleplerimin ne kadar okundu? İstinaf Mahkemesi beraat kararını bozmadı. Delillerin toplanması, tartışılması ve çarşı davasıyla birleştirilerek bir de oradan bakılması isteniyor. Ben de delillerin toplanmasını istedim. Benim bu talebim okunmuş olsaydı, ara karardan dönülmüş olacaktı. Bu dosyada istinaf kararının tek yerine getirildiği işlem çarşı dosyası ile bu dosyanın birleştirilmesi oldu. Bu dosyada çarşı davasıyla birleştirme talep edildi çünkü istinaf oraya da bak belki oradan da bir şey bulursun dedi. O dosyadan hiçbir şey çıkmayacağı için ara karardan dönüldü. Beraat kararının tersine hiçbir aleyhe delil çıkmadığı için dosyalar ayrıldı. Ne yapılabilirdi? Derhal beraat kararı verilebilirdi ama ne oldu esas hakkında mütalaaya verildi. İstinaf kararında tartış denilen hiçbir şey tartışılmadı. 18 Şubat 2020’deki beraat kararını tersine çevirecek hiçbir şey dosyada yok. Müvekkilim Osman Kavala ile telefon görüşmesi olduğu için suçlanıyor. Bir delil hukuka aykırıysa kabul etseniz ne olur? Hukuka aykırıdır, hiçbir şekilde değerlendirmeye alamazsınız. Ortada işlenmiş bir suç var mı? Kavala Türkiye kararı buradaki 7 sanığı ilgilendiriyor. Yargı bakımından baktığımızdan önce bir suçun olması lazım. Mine Özerden’in hakkını kullanması bir suç unsuru olarak kabul ediliyor. Mine Özerden’in tek bir provokatif paylaşımı yok. Anadolu Kültür’ün şirket olması, vakıf olması ne beni ne yargıyı ilgilendirir. Anadolu Kültür’e dair tek bir delilim var, savcının iddiasına karşı Asliye Ticaret Mahkemesi kararı. Buna ilişkin MASAK raporu, Vergi Başmüfettişliği de var. Telefon konuşmasında Mine Özerden’le Osman Kavala telefonda konuşuyor. Mine Özerden gaz maskesi talebini söylüyor. Orantısız güç kullanmayın diyen bir platforma orantısız güç kullanılıyor buna ilişkin de bir ihtiyaç var. Vergi Başmüfettişliği raporunda Mine Özerden’in böyle bir hesabı olmadığını söylüyor. Savcılığın iddiasına karşı Başmüfettişlik raporu. Deniz gözlüğü, gaz maskesi, sargı bezi yazmış ihbarcı. Çünkü taksimde kolluğun ne yaptığını biliyor. Bunları salına getirmiş, gaz maskesi deniz gözlüğü ve sargı bezi. 18 şubat 2020’deki karardan aksi yönde bir karar verebilecek durumda değildir mahkeme, dolayısıyla beraatını talep ediyorum.”

10.09 Duruşma başladı

Gezi davasının karar duruşması için mahkeme heyeti yerini aldı.

“Direnişi kirletme çabasından vazgeçin”

Duruşma öncesi adiliye önünde bir basın açıklaması yapan Taksim Dayanıuşması da bir kez daha ‘hukuksuz dava geri çekilsin’ çağrısı yaptı. Açıklamaya milletvekilleri, siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.

Basın açıklamasında, “Ülke tarihinde bir onur sayfası olan Gezi Direniş’ini karalama çabasından derhal vazgeçin. Herkesi Gezi’nin gerçek tarihine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Hep birlikte baskılara direnmenin yolu Gezi’nin gerçek tarihine sahip çıkmaktır. Gezi yargılanamaz” denildi.

Olayın geçmişi

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin aralarında iş adamı Osman Kavala, gazeteci Can Dündar, Ayşe Mücella Yapıcı ve oyuncu Mehmet Ali Alabora’nın da bulunduğu 16 sanığın “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasından yargılandığı dava, 18 Şubat 2020’de karara bağlanmıştı. İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu sanık Osman Kavala’nın da aralarında olduğu 9 sanığın beraatına, firari sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi ve Mehmet Ali Alabora’nın ise dosyalarının ayrılmasına hükmetmişti. Savcılığın yerel mahkemenin kararını istinafa taşımasının ardından İstanbul Bölge Adliye 3. Ceza Dairesi 22 Ocak 2021’de 9 sanık hakkındaki beraat kararını bozmuştu.

Bozma kararının ardından İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Nisan 2021’deki duruşmada bu dava ile yakalamalı sanıklar Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi’nin dosyasının birleştirilmesine karar vermişti. Bunun yanı sıra Osman Kavala ile CIA eski danışmanı Henri Barkey’in FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin ‘Anayasayı ihlal’ ve ‘Devletin gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etme’ suçlamalarından İstanbul 36’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandıkları davanın Gezi Parkı ana davasıyla birleştirilmesine karar verilmişti.

Öte yandan Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanık hakkında İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen karar Yargıtay tarafından bozulmuştu. İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Gezi Parkı olaylarına ilişkin dava ile Çarşı davası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun belirtildiği kararda, “örgüt üyeliği suçu”nun özelliği nazara alınarak, her iki dosyanın birleştirilmesi tarafına gidilmesi, sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma neticesinde beraatlarına karar verilmesinin bozma nedeni sayıldığı vurgulanmıştı. Davalar verilen bozma kararlarının ardından İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde birleştirilmişti. Gezi Parkı ile Çarşı davası dosyası, 21 Şubat’ta görülen dördüncü duruşmada, davaların geldiği aşama dikkate alınarak yeniden ayrılmıştı.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER