A3 Haber

Sen, ben, bizim oğlan: YÖK’ün yönetmelik değişikliği yaptığını söylemesinin anlamı ne?

Sen, ben, bizim oğlan: YÖK’ün yönetmelik değişikliği yaptığını söylemesinin anlamı ne?

Sen, ben, bizim oğlan: YÖK’ün yönetmelik değişikliği yaptığını söylemesinin anlamı ne?
Mayıs 06
07:56 2022

Dönemin Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Yekta Saraç, üniversitelerdeki kadrolaşma konusundaki söylentilere son vermek istedi.

Bunun için de 12 Haziran 2018 tarihli 30449 sayılı yönetmeliğe yeni bir madde ekledi.
Değişiklik ile üniversiteler tarafından öğretim elemanı alımında yayınlanan ilanlarda “belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara yer verilmemesi” amaçlandı.
Yekta Saraç’ın YÖK başkanlığı 30 Temmuz 2021’de Cumhurbaşkanlığı kararı ile sona erdi.
Değişiklik ise rafta kaldı.

Değişik zamanlarda, değişik üniversiteler tarafından öğretim üyesi alımı konusunda yayınlanan ilanlar hep tartışma yarattı.
Yönetmelik değişikliğini açıkça dinleyen olmadı.
Hatta o hale geldi ki, yayınlanan ilanlarda kimin kastedildiği bile belli oldu.
İktidarın “kadrolaşma” hareketi YÖK üzerinden bu günlere kadar geldi.

Bir örnek.
AKP’li eski vekil Cem Zorlu’nun rektörlüğünü yaptığı Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi’nin öğretim üyesi alım ve atama ilanında Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi ile Pedodonti bölümünde kişiye özel ilan ortaya çıktı.
İlanda Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi bölümüne alınacak kişide ağız, diş ve çene cerrahisinde ağrı felaketleştirme ve dental anksiyete çalışma yapmış olmak şartı yer alırken, ortaya çıkan gerçek Gaziosmanpaşa Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde görevli karı-koca iki akademisyenin olduğunu gösterdi.

İktidarın yönetmelik değişikliği ile “adaleti” sağladığını duyurduğu değişiklik aslında hiç uygulanmadı.
Onlarca örneğe son örnek ise İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yaşandı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü’nün 5 Mayıs 2022’de Resmî Gazete’de 40 öğretim üyesi alımı için ilan verdi.
Profesör, Doçent ve Doktor kadroları için verilen ilan ilk bakışta gayet normal.
Ancak görünenin dışında hiçbir şey normal değil.

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nin başında AKP İzmir eski Milletvekili ve AKP eski Genel Başkan Yardımcısı Prof. Nükhet Hotar görev yapıyor.
Hotar’ın öğretim üyelerine uyguladığı baskı, üniversiteyi yönetme biçimi hakkındaki pek çok haberi internetten bulmanız mümkün.
Ancak Hotar’ın rektörlüğü döneminde en çok eleştirildiği konu kadrolaşma.
Zaten son ilan da kadrolaşma iddialarını güçlendirecek yönde.

Kırk öğretim üyesinin alınacağı açıklanan ilanda “Başvurular 2547 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri ve kanunda belirtilen Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği ile Üniversitemizin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca onaylanan Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyeliğine Yükseltme-Atama İlkeleri ve Uygulama Esasları’na göre yapılacaktır” denilse de durum hiç de öyle değil.
Gelin birlikte bakalım.
Örneğin Buca Eğitim Fakültesi’ne alınacak Ölçe ve Değerlendirme alanında alınacak bir profesör için aranan şart “Nezaket ölçümü ve ölçme değişmezliği üzerinde çalışması” olmak.
Bu kadarla kalmıyor elbette.
Aynı fakültenin Matematik Eğitimi alanında alınacak Doçent öğretim üyesinde aranan şart da “Matematiksel modelleme yöntemi hakkında çalışması” olmak.

Liste uzayıp gidiyor.
Türkçe Eğitimi alanında Profesör kadrosuna alınacak için “Çok kültürlülük ve yaratıcı yazma üzerine çalışmaları” olmak.
Sosyal Bilgiler Eğitimi için açılan Profesör kadrosu için ise Arazi kullanımı, kuraklık ve ekolojik krizle ilgili çalışmaları” olmak şart koşuluyor.

Bu kadarla biter sanmayın.
Fen Fakültesi’ndeki Profesör kadrosu için “Sıralı küme örneklemesi yöntemlerinde varyans veya oran kestiricileri üzerine çalışmaları” olmak.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ndeki Doktor kadrosu için “Modernizm, milli kimlik inşası, kültür ve sağlık teknolojisi politikaları üzerine” çalışmaları olmak.
Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Doktor kadrosu için ise “Denizel kabukluların sistematiği üzerine çalışmaları” olmak şart

Yayımlanan ilana göre, belirtiler bu özellikleri taşımıyorsanız “ağzınızla kuş tutsanız” nafile.
Üniversitede “hoca” olamazsınız.
Zaten muhtemelen taşıyanlar da belli.
Onlar için açılmış kadrolar için verilen ilan ise sadece formalite.

AKP iktidarının kendi eliyle “yerleştirdiği” rektörlerin yine kendi eliyle çıkardığı yönetmeliklere uymamasına şaşırdık mı?
Elbette hayır.
Çünkü en büyük özellikleri, kendileri tarafından konulan “kuralların” yine kendileri eliyle yıkılıp tarumar edilmesi.
Yoksa üniversitelerimizdeki “bilimsellik” her gün aşağı doğru düşer mi?

Bilimden uzaklaşıp “kadrolaşmaya” yönelince ne olur?
Günde iki kez basın birimlerince “ata-bayrak-çocuk-ağaç” haberleri paylaşılır.
Belki milleti kandırırız diye.
Sonra da bilimsellik niye “dibe vurdu” diye ağlaşma.
İnanmayın bu yalan gözyaşlarına.
Bunların bilimden anladığı diyanetin fetvaları ancak.

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER