Borsa İstanbul’da işlem gören ilk yabancı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın Hamas sermayesiyle kurulduğu ortaya çıktı
Birgün gazetesi yazarı Bahadır Özgür, ABD Hazinesi’nin yaptırım kararlarında yer alan Borsa İstanbul detayına dikkat çekti. Özgür, 7 Haziran 2022 tarihli BirGün gazetesindeki yazısında, “Meğer Borsa İstanbul’da işlem gören ilk yabancı gayrimenkul yatırım ortaklığı (GYO) Hamas sermayesiyle kurulmuş” dedi.
ABD Hazinesi’nin yaptırım kararlarında yine Türkiye var. Bu sefer Hamas ile İran bağlantılı Tevhid-Selam örgütünün yer aldığı bir kara para soruşturmasında geçiyor. Soruşturmadan, Türkiye’nin ilk yabancı GYO şirketinin de Hamas ortaklığıyla kurulduğu anlaşıldı.
ABD’nin yaptırım kararındaki “Borsa İstanbul” detayına dikkat çeken BirGün gazetesi yazarı Bahadır Özgür, “Orada dikkat çekici başka bir bilgi daha var. Uğur Mumcu cinayetiyle adını duyduğumuz, sonrasında AKP-Gülen cemaatinin ilk büyük çatışma konusu olan Tevhid-Selam örgütü üyelerinin de bulunduğu bir ağda, İran petrol parasının aklandığı belirtiliyor” dedi.
ABD’ye göre yüzde 75’i Hamas’ın
Özgür, “Trend GYO’nun yöneticisi ve hissedarı Haşmet Aslan terör listesine alındı. Trend GYO ise ABD’nin bildirisinden hemen sonra Aslan’ın hisselerini sattığını ve yönetimden istifa ettiğini duyurdu borsaya. Ancak şirketin diğer ortakları da ABD Hazinesi’nin soruşturmasında yer alıyor. Dosyaya göre, Hamas’ın 500 milyon dolardan fazla nakit parası Türkiye, Sudan, BAE, Suudi Arabistan ve Cezayir’e yayılmış şirketler üzerinden aklandı. Trend GYO’nun yüzde 75’inin de Hamas kontrolünde olduğu belirtiliyor. Aslan 2019’da Türk vatandaşlığına geçmiş. Önceki ismi Hisham Younis Yahya Qafisheh ve Ürdün vatandaşı” dedi.
Tevhid-Selam ve petrol parası
Özgür, “ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken yine 25 Mayıs günü, İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü’nün yetkilisi Behnam Shahriyari ve eski yetkililerden Rüstem Ghasemi tarafından yönetilen bir uluslararası petrol kaçakçılığı ve kara para aklama ağını açıkladı. Bu açıklamada Türkiye’yi ilgilendiren üç isim geçiyor: Selçuk Şanlı, Abdülhamid Çelik ve Seyyid Cemal Gündüz. Nereden tanıyoruz onları? Ocak 2000’de Hizbullah Lideri Hüseyin Velioğlu’nun Beykoz’daki villasına yapılan baskınla ortaya çıkan Tevhid-Selam adlı İran bağlantılı örgüte ilişkin operasyonlarda ve bunun sonucunda açılan Uğur Mumcu Uzun Takip (UMUT) adı verilen soruşturmada geçiyor bu isimler. Örgütün Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy cinayetlerini işlediği belirtilerek dava açılmış ve 2013’te Abdülhamit Çelik’in de olduğu bazı sanıklara hapis cezası verilmişti” dedi.
“İşte örgüt ve ilişkili olduğu isimler bugün ABD yaptırım kararında karşımıza çıktı yine” diye yazan Özgür, “ABD soruşturmasına göre, 2019’da terör listesine alınan İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü’nün yetkilileri, Rusya-Çin-BAE üçgeninde kurulmuş bir şirket ağıyla petrol ticaretinden gelen milyonlarca dolar nakit ve altını aklıyor” dedi.
Bahadır Özgür’ün yazısının tamamı şöyle:
Meğer Borsa İstanbul’da işlem gören ilk yabancı gayrimenkul yatırım ortaklığı (GYO) Hamas sermayesiyle kurulmuş. Bunu, ABD Hazine Bakanlığı’nın yayımladığı son yaptırım kararı sayesinde öğrendik. Orada dikkat çekici başka bir bilgi daha var. Uğur Mumcu cinayetiyle adını duyduğumuz, sonrasında AKP-Gülen cemaatinin ilk büyük çatışma konusu olan Tevhid-Selam örgütü üyelerinin de bulunduğu bir ağda, İran petrol parasının aklandığı belirtiliyor.
AKP açısından netameli konular bunlar. Joe Biden, Beyaz Saray’a çıkar çıkmaz “kara paranın üzerine gideceğiz. Otoriter rejimler bundan besleniyor” demişti. O günden beri yaptırım listesi uzuyor. Uzadıkça, Türkiye’nin adı daha fazla geçmeye başlıyor. İşte 25 Mayıs 2022 günü yayımlanan kararlarda bu sefer Hamas ve Tevhid-Selam vesilesiyle yer aldı Türkiye. (https://home.treasury.gov/policy-issues/financial-sanctions/recent-actions/20220524)
Peki, ABD nasıl bir bağlantıdan bahsediyor? Hamas ile ilişkilendirilen şirketleri açık ve yasal kaynaklardan inceleyelim.
ABD’YE GÖRE YÜZDE 75’İ HAMAS’IN
Trend GYO’nun yöneticisi ve hissedarı Haşmet Aslan ’terör listesi’ne alındı. Trend GYO ise ABD’nin bildirisinden hemen sonra Aslan’ın hisselerini sattığını ve yönetimden istifa ettiğini duyurdu borsaya. Ancak şirketin diğer ortakları da ABD Hazinesi’nin soruşturmasında yer alıyor. Dosyaya göre, Hamas’ın 500 milyon dolardan fazla nakit parası Türkiye, Sudan, BAE, Suudi Arabistan ve Cezayir’e yayılmış şirketler üzerinden aklandı. Trend GYO’nun yüzde 75’inin de Hamas kontrolünde olduğu belirtiliyor. Aslan 2019’da Türk vatandaşlığına geçmiş. Önceki ismi Hisham Younis Yahya Qafisheh ve Ürdün vatandaşı.
2006’da kurulan Trend GYO’nun yönetimi ve ortaklık yapısı şöyle: Hamid Abdullah Hussein Al-Ahmar (yüzde10.75), Hisham Younis Yahya Qafisheh (yüzde 6,75), Arwa Saleh Mangoush (yüzde 23,75), Osama Yahya Felali (yüzde 33,75) ve yüzde25 halka açık. Tamamının Hamas’la ilişkili olduğunu söylüyor ABD. Trend GYO dışında 2008’den 2018’e kadar aynı isimler Uzmanlar, İYS Yapı, AG Yapı, Expert Yapı, Anda Gayrimenkul, Sektör Proje adlı başka şirketler de kurmuşlar. Sultanbeyli, Bursa, Balat, Beylikdüzü, Esenyurt gibi yerlerde çok sayıda emlak projesi yaptılar, yapıyorlar.
Bazı şirketlerde ortaklık kurulan yerli firma ise Gürler İnşaat. Trabzonlu Gür ailesine ait. 1980’lerde Suudi Arabistan’da aldığı taahhütlü işlerle büyümüş. Proje listesi hayli kabarık. En büyüklerinden birisi İstanbul Ticaret Odası Vakfı’nın kurduğu, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin kampüsü. Üniversitenin mütevelli heyetinde yer alan İTO Meclis Üyesi Orhan Albayrak da Trend GYO’nun yönetiminde yer alıyor. Biyografisinde Trend GYO’daki başarısı vurgulanıyor. Şirket için “Türkiye’nin ilk yabancı gayrimenkul yatırım ortaklığı” deniliyor. Gürler İnşaat ile Trend GYO’nun sahipleri 2017’de Haliç Kültür ve Eğitim Hizmetleri AŞ adlı ayrı bir şirket daha kurmuşlar. Buna bağlı Gür ailesinin bir vakfı bulunuyor.
ULUSLARARASI BAĞLANTILAR
Şirketler Suudi Arabistan’daki Anda Company, BAE’deki ITQAN Real Etate ve Cezayir’deki Sidar Company ile bağlantılı. Hepsinin ortak adresi Sudan merkezli Al Rowad Grup. Şirketlerin bazılarının Türkiye’de de yatırımları olan Bahreyn ve Malezya merkezli büyük fonlara da uzandığını ekleyelim.
Al Rowad’ın Sudan’da dikkat çekici inşaat ve altyapı işleri var. Özellikle Darfur’da soykırım yapmakla suçlanan ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanan diktatör Ömer El Beşir’in zamanında alınmış projeler ağırlıkta. Sudan ayağındaki ABD’nin üzerinde durduğu şirket ise Al Rowad grubunun bünyesindeki Agrogete. Sudan’da tarım işleriyle uğraşıyor. Tarım denildiğinde TİGEM’in, Sudan’da milyonlarca lirayı çöpe attığı bir proje akla geliyor hemen. Neydi bu proje?
2015’te Türkiye ile Sudan bir anlaşma imzalamış ve yüzde 80 TİGEM, yüzde 20 Sudan Tarım Bakanlığı’nın ortağı olduğu Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık AŞ kurulmuştu. Türkiye 10 milyon dolar sermaye koymuştu şirkete. Anlaşmaya göre Sudan TİGEM’e 780 bin 500 hektar arazi verecek, TİGEM de bunu Türkiye’deki özel şirketlerle beraber ekip biçecekti. Nitekim 2020’de TİGEM ve İTO öncülüğünde Sudan’da bir zirve yapılmıştı. Zirvenin düzenleyicilerinden birisi de Agrogete şirketiydi. TİGEM’in projesinin gerçekleşmediği, söz konusu arazilerin ortada olmadığı ve milyonlarca lira zararın oluştuğu, geçtiğimiz haftalarda kendi faaliyet raporuyla ortaya çıkmıştı.
Şimdi gelelim Tevhid-Selam’ın adının geçtiği diğer yaptırım kararına…
TEVHİD-SELAM VE PETROL PARASI
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken yine 25 Mayıs günü, İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü’nün yetkilisi Behnam Shahriyari ve eski yetkililerden Rüstem Ghasemi tarafından yönetilen bir uluslararası petrol kaçakçılığı ve kara para aklama ağını açıkladı. Bu açıklamada Türkiye’yi ilgilendiren üç isim geçiyor: Selçuk Şanlı, Abdülhamid Çelik ve Seyyid Cemal Gündüz. Nereden tanıyoruz onları?
Ocak 2000’de Hizbullah Lideri Hüseyin Velioğlu’nun Beykoz’daki villasına yapılan baskınla ortaya çıkan Tevhid-Selam adlı İran bağlantılı örgüte ilişkin operasyonlarda ve bunun sonucunda açılan Uğur Mumcu Uzun Takip (UMUT) adı verilen soruşturmada geçiyor bu isimler. Örgütün Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy cinayetlerini işlediği belirtilerek dava açılmış ve 2013’te Abdülhamit Çelik’in de olduğu bazı sanıklara hapis cezası verilmişti. Bu karmaşık ve hala sonuçlanmamış davaya dair detayları Gökçer Tahincioğlu’nun şu yazısından okuyabilirsiniz. (https://t24.com.tr/haber/25-soruda-ugur-mumcu-cinayeti-29-yil-oldu-ama-tatmin-edici-yanitlar-bulunamadi,1010041)
Tevhid-Selam’la alakalı esas mesele ise Gülen cemaati ile AKP arasındaki kavgayı başlatması. Nitekim 2010-14 arasında Selam Tevhid soruşturması gerekçesiyle daha sonra FETÖ davalarında yargılanan bazı polis ve yargı mensuplarının Recep Tayyip Erdoğan, Hakan Fidan dahil yüzlerce siyasetçiyi, bürokratı izleme ve dinlemeye aldığı ortaya çıkmıştı. O dönem internet üzerinden sızdırılan ses kayıtlarının da bu dinlemelere ait olduğu iddia ediliyordu.
İşte örgüt ve ilişkili olduğu isimler bugün ABD yaptırım kararında karşımıza çıktı yine. ABD soruşturmasına göre, 2019’da terör listesine alınan İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü’nün yetkilileri, Rusya-Çin-BAE üçgeninde kurulmuş bir şirket ağıyla petrol ticaretinden gelen milyonlarca dolar nakit ve altını aklıyor. Para transferini yapan şirketlerden biri Şanlı, Çelik ve Gündüz’ün bağlantılı olduğu Güney Kore’de 2019’da kurulmuş Turkoca Import Export Transit Co. (https://home.treasury.gov/policy-issues/financial-sanctions/recent-actions/20220525)
Her iki yaptırıma da baktığımızda, ABD’nin “terörün finansmanı ve kara para” konusunda Hamas ve İran bağlantılı geniş bir uluslararası soruşturma yürüttüğü anlaşılıyor. ABD, Hamas’ı ve Kudüs Gücü’nü terör örgütü sayıyor. Türkiye açısından böyle bir durum yok. Ne var ki Rıza Zarrap olayını hatırlarsak, ABD’nin yaptırımlarının doğuracağı siyasi sorunları da biliyoruz.