A3 Haber

Biden’ın bugün başlayan Ortadoğu turu ne anlama geliyor?

Biden’ın bugün başlayan Ortadoğu turu ne anlama geliyor?

Biden’ın bugün başlayan Ortadoğu turu ne anlama geliyor?
Temmuz 13
15:23 2022

ABD Başkanı Joe Biden’ın, 13-16 Temmuz tarihleri arasında İsrail, Batı Şeria ve Suudi Arabistan’ı kapsayan Ortadoğu ziyareti bu akşam saatlerinde başlıyor. Peki bu ziyaretlerin real-politik karşılığı ne, bu tur ne anlama geliyor?

Körfez’deki müttefikleri petrol üretimini arttırmaya ikna etme ve İsrail’le Suudi Arabistan’ı birbirine yakınlaştırma çabalarının yanı sıra İran’ın nükleer programının engellenmesinin ana gündem maddeleri olacağı ziyaretin ilk durağı İsrail olacak. Kudüs’te iki gün kalması ve İsrailli liderlerle görüşmesi öngörülen Biden, cuma günü işgal altındaki Batı Şeria’ya geçecek ve burada Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’la bir araya gelecek. Daha sonra, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın da aralarında bulunduğu Suudi yetkililerle görüşmek ve Körfez İşbirliği Konferansı’na katılmak üzere cuma günü İsrail’den direkt uçuşla Suudi Arabistan’ın Cidde kentine gidecek.

Euronews’de yer alan yoruma göre ABD’li yetkililer, Biden’ın başkan olarak Ortadoğu’ya yaptığı ilk ziyaretinin, Suudi Arabistan ile İsrail arasında normalleşme yönünde daha fazla adım atılmasına katkı sağlayabileceği değerlendirmesinde bulundu.

İsrailli yetkililer de, İran’ın hızla gelişen nükleer programının ABD Başkanı ile görüşmelerinde gündemlerinin en üst sırasında yer alacağını dile getirdi.

Biden, göreve gelirken, 2015’te Barack Obama tarafından imzalanan ve 2018’de Donald Trump tarafından terk edilen İran nükleer anlaşmasını yeniden canlandırmayı temel bir öncelik haline getirmişti. Bu tutumu, İsrail tarafından eleştiriliyor.

İsrail’e varışından kısa bir süre sonra Biden’ın ülkenin yeni “Iron Beam” (demir kiriş) lazer füze savunma sistemi hakkında bir brifing alması ve Yad Vashem Holokost Anıtı’nı (Soykırım Müzesi) ziyaret etmesi bekleniyor.

Ayrıca ABD Başkanı’na lazer savunma sisteminin yanı sıra Arrow, David’s Sling ve Iron Dome füzesavar sistemleri hakkında bilgi verilecek.

Aralarında eski Başbakan Binyamin Netanyahu’nun da bulunduğu İsrailli siyasilerle yapacağı görüşmelerin yanı sıra kendisine İsrail Başkanlık Onur Madalyası takdim edilmesi de planlanıyor.

İran’a karşı Kudüs Deklarasyonu

Biden’ın salı günü Washington’dan ayrılmasından önce gazetecilere bilgi veren İsrailli yetkililer, ABD ve İsrail’in İran’ın nükleer programına karşı sert bir duruş sergileyecek geniş kapsamlı bir “Kudüs Deklarasyonu” yayınlayacağı bilgisini paylaştı.

Adının açıklanmasını istemeyen bir İsrailli yetkiliye göre deklarasyon, her iki ülkeye de “İran’ın nükleer tehdidine karşı ulusal güçlerinin tüm unsurlarını” kullanma imkanı sağlayacak.

Söz konusu ‘deklarasyonla’ ilgili ABD tarafından gelen bir açıklama henüz bulunmuyor.

Biden, ülkeyi ziyaret eden yedinci ABD Başkanı olacak

ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail ziyareti, ABD başkanlarının İsrail’e yönelik resmi ziyaretleri listesinde 7’nci sırada yerini alıyor.

Joe Biden’ın Mart 2016’da Başkan Barack Obama’nın yardımcısı olarak İsrail’e yaptığı son ziyarette ABD ile İsrail arasında büyük bir kriz ortaya çıktı.

Binyamin Netanyahu başkanlığındaki dönemin İsrail hükümeti, Doğu Kudüs’ün kuzeyindeki Ramat Shlomo Yahudi yerleşim biriminde 108 yeni konut inşa etme kararı aldığını duyurdu.

Joe Biden’ın ziyareti, o dönemden bu yana binlerce konutu kapsayacak şekilde genişleyen bu yerleşim birimini kapsamıyor.

Ancak yerleşim birimi meselesinin, İsrail tarafı ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’la cuma günü Batı Şeria’nın Beytüllahim kentinde yapacağı görüşmede gündeme geleceği belirtiliyor.

Halihazırdaki ABD yönetimi, selefi Donald Trump başkanlığındaki yönetimin aksine, yerleşim birimlerine, ev yıkımlarına ve Filistinlilerin Doğu Kudüs’te on yıllardır yaşadıkları evlerden tahliyesine defalarca karşı olduğunu açıkladı.

Biden’ın İsrail’e 10’uncu ziyareti

Biden, 1973’te ABD Senato üyesi olduğu dönemde başlayan siyasi kariyerinden bu yana İsrail’e 10’uncu ziyaretini gerçekleştirecek.

ABD’nin İsrail Büyükelçisi Tom Nides, geçen hafta büyükelçilikte düzenlediği törendeki konuşmasında, Biden’in iki ülke arasındaki “kritik ortaklık” çerçevesinde benzersiz bir başkan olduğunu, İsrail’i bildiğini ve sevdiğini belirtti.

Nides, Biden’ın 1973’te Senato üyesi iken yaptığı ilk ziyaretinden başlayarak Golda Meir’den bu yana her İsrail cumhurbaşkanı ve başbakanıyla dostluk kurduğunu ifade etti.

Biden’ın kendisini gururla ‘Siyonist’ olarak ilan ettiğini kaydeden Nides, İsrail’in güvenliği ve Ortadoğu’daki entegrasyonu için tavizsiz desteği de somutlaştıran bir başkan olduğunu aktardı.

Yoğun güvenlik önlemleri

Öte yandan, Başbakanlığa bağlı İsrail Hükümeti Basın Ofisi, “Ziyareti takip etmek için dünyanın dört bir yanından 200 gazetecinin ülkeye geldiğini” duyurdu.

Açıklamada, ABD’li 100 gazetecinin de Biden’e ziyareti sırasında eşlik edeceği kaydedildi. Ziyarete adeta bir güvenlik ordusu koruma sağlayacak.

İsrail polis şefi Kobi Shabtai, yaptığı açıklamada, bunun “İsrail polisi öncülüğünde karada, havada ve denizde 16 binden fazla polisin yanı sıra İsrail’deki tüm güvenlik birimlerinin katıldığı ulusal bir kampanya ve stratejik bir ziyaret” olduğunu belirtti.

Shabtai, ABD Başkanı’nın İsrail’de olacağı günlerde İsrail polisinin saha güçlerinin çoğunun bu ziyareti güvence altına almak için çalışacağını aktardı.

İsrail polisinin ana görevinin, ziyaretin olağandışı olaylar olmadan güvenli ve tabii seyrinde yürütülmesini sağlamak olduğunu kaydeden Shabtai, bununla birlikte ABD Başkanı’nın İsrail’e geldiği andan Suudi Arabistan’a hareket ettiği ana kadar ziyaretin ve kişilerin güvencesini sağlamak olduğunu ekledi.

Biden’in ziyaret programı

Biden, ABD başkanlarını taşıyan “Air Force 1” tipi uçakla İsrail’e gidecek. İsrael HaYom gazetesi, olağanüstü büyük boyutu ve ağırlığı nedeniyle “canavar” olarak adlandırılan özel başkanlık limuzininin de arasında olduğu 80 aracın ziyarete eşlik edeceğini kaydetti.

İsrail Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Biden, İsrail ziyaretine ülkenin merkezindeki Palmachim Askeri Hava Üssünü ziyaret ederek başlayacak.

Nazilerin 2. Dünya Savaşı sırasında gerçekleştirdiği Yahudi soykırımı (Holokost) kurbanlarının anıldığı Batı Kudüs’teki Yad Vaşem’i (Soykırım Müzesi) ziyaret edecek Biden’in burada Holokost’tan kurtulan iki kişiyle görüşeceği belirtildi.

Biden perşembe günü ise İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’la görüşerek İsrail Cumhurbaşkanlığı Onur Nişanı alacak, Başbakan Yair Lapid ve muhalefet lideri Binyamin Netanyahu ile de bir araya gelecek.

İsrail Başbakanı Lapid, önceki gün, haftalık kabine toplantısında yaptığı konuşmada,”Tarihi bir haftanın başlangıcına tanık oluyoruz. İsrail’in, kuruluşundan bu yana ABD siyasi arenasında sahip olduğu en iyi dostlardan biri olan ABD Başkanı Joe Biden çarşamba günü ülkeye gelecek” ifadesini kullanmıştı.

Biden’in, ziyaretinin son gününde Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde Mısır, Irak ve Ürdün’ün yanı sıra Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) liderlerinin olduğu bir zirveye katılması bekleniyor.

Gazeteci-yazar Fehim Taştekin, ABD’yi Ortadoğu’ya döndüren faktörleri yazdı

Ortadoğu uzmanı gazeteci-yazar Fehim Taştekin, BBC Türkçe’de yayımlanan analizinde, “ABD Başkanı Joe Biden bugün Ortadoğu’ya sırtında bir yükle gidiyor. Reel politiğin dert etmeyeceği bir yük” dedi.

Taştekin’in analizinden satır başları şöyle: 

Göreve gelirken Ekim 2018’de Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı için “Aslında öldürüldü ve parçalara ayrıldı. Emri Veliaht Prens’in verdiğine inanıyorum. Onlara daha fazla silah satmayacağız, bedelini ödetecek ve onları parya haline getireceğiz” demişti. Ayrıca Yemen’de insanların açlığa mahkum edildiğini belirtip yeni bir tutum ilan etmişti: “Suudilere girip çocukları ve masum insanları öldürdükleri yerlere malzeme satışına son vereceğiz.”

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın raporunda da Suudi Arabistan’ın sicili “zengin”: Yasadışı öldürme, şiddet içermeyen suçlara idam, kaybetme, işkence, kadınlara şiddet ve ayrım, temel hak ve özgürlüklerden mahrumiyet vs…

“Değerler üzerine dış politika” vaadiyle Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a dokunmadan 76 kişi yaptırım listesine girerken, hassas güdümlü füze satışı da durduruldu. Suudilerin Yemen’deki ortağı Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) de F-35 satış planı askıya alındı.

Biden yönetiminin Kaşıkçı cinayetiyle ilgili CIA raporunun açıklaması ABD-Suudi Arabistan ilişkilerine darbe indirdi. Yemen savaşına destek kesilse de 2021’de Suudi Arabistan’a ilave 650 milyon dolarlık silah satıldı. Yine de savaşta yalnız bırakıldığını düşünen Riyad yönetimi, güdümlü hassa füze alamadığı, Husilerin “terör listesinden” çıkarıldığı ve Yemen ya da İran kaynaklı füze saldırılarına karşı Amerikan korumasının işe yaramadığı gerekçesiyle bozuk çalıyordu.

Biden’ı ilişkileri fabrika ayarına döndürmeye zorlayan nedenler ortaya çıktı:

  • Afganistan’dan hızla çekilme, Ortadoğu siyasetinde artan belirsizlikler ve İran’la nükleer anlaşmaya dönme çabası bölgesel ortaklarda güvensizlik yarattı. Bir tarafta Tahran’la müzakereler sürerken diğer taraftan İsrail ile Arap ülkelerini İran karşıtlığında örgütleyen çift yönlü bir strateji işliyor. Riyad’ın oyuna dahil edilmesi İsrail’in merkezi rolünü esas alan yeni güvenlik konsepti için çok önemli. Biden zemini hazırlamak için Körfez’deki ortakların güvenliğine yönelik taahhüdün geçerli olduğunu vurguluyor.
  • İsrail-Arap normalleşmesini temin eden Abraham Anlaşmaları ile yakalanan ivme zayıfladı. 2020’de Donald Trump yönetiminin bastırmasıyla başlayan İsrail’le normalleşme süreci BAE, Bahreyn, Fas ve Sudan’la sınırlı kaldı. Sürecin başarısı için Riyad “büyük balık”.
  • Diğer taraftan Suudi Arabistan ve BAE’nin Ukrayna savaşında yaptırım cephesine katılmaması Washington’a düş kırıklığı yaşattı. Biden direncin kırılmasını hedefliyor. Daha önemlisi Rus gazı ve petrolüne ambargonun yarattığı enerji krizine karşı Körfez’in üretimi artırması için bastırıyor. Biden kasımdaki ara seçimler yaklaşırken petrol fiyatları ve enflasyon baskısından kurtulmak istiyor.
  • Amerikan ortaklığının kendilerini güvende tutmayacağını gören ortaklar ilişkilerini Çin, Rusya, Hindistan, Güney Kore ve Fransa gibi ülkelerle çeşitlendirmeye çalışıyor. Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesinde de bu ihtiyaç belirgindi. Özellikle Suudilerin Çin’le balistik füze programı geliştirme yönelimi ABD’yi rahatsız etti. Bölgesel ortakların Çin ve Rusya ile ilişkilerine stratejik boyutlar katması NATO’nun yeni strateji belgesine yansıdığı gibi Washington’ın küresel kurgusuyla çelişiyor.

Özetle Biden Ortadoğu’daki diplomatik ve askeri angajmanını azaltma yöneliminin oluşturduğu arızaları ve boşlukları gidermek için bu ziyareti önemsiyor. O yüzden parya muamelesi yaptığı Muhammed bin Selman ile tokalaşmak zorunda.

Araplarla normalleşme süreci

Biden ziyaretine İsrail’den başlayıp işgal altındaki Batı Şeria’yla devam ederek, İsrail’in güvenliğine ve iki devletli çözüme dair taahhüdün altını çiziyor. Fakat Biden’ın Doğu Kudüs’te bir hastaneyi ziyaret edip Beytüllahim’de Filistin lideri Mahmud Abbas’la buluşması Filistinlileri heyecanlandırmıyor. Biden’ın sonuna kadar desteklediği Abraham Anlaşmaları özünde iki devletli çözümü bertaraf edip, Filistin davasını bitirme amacı taşıyor.

Biden, İsrail’den Cidde’ye doğrudan uçacak ilk başkan olmasını İsrail-Arap ilişkilerinin normalleşmesine dönük sembolik bir adım olarak niteledi.

İsrail, ziyaretle birlikte Araplarla normalleşme sürecinin ivme kazanmasını ve İran’a karşı savunma-güvenlik ortaklığının önünün açılmasını umuyor. İsrail Başbakanı Yair Lapid öncelikle İran’a odaklanacaklarını ve “İsrail’in en iyi dostlardan biri” olarak gördükleri Biden’ın Kudüs’ten Cidde’ye barış mesajı taşıyacağını söylüyor. Lapid “Tarihi bir haftanın başlangıcına tanık oluyoruz. İsrail bölge ülkelerinin tamamına elini uzatıyor, onları tarihin akışını değiştirmeye çağırıyor” diyor.

İsrail Maliye Bakanı Avigdor Lieberman’ın ziyaretten beklentisi ise “Ortadoğu’da ortak pazarın yaratılması” Lieberman’a göre bu vizyon bir Trans-Ortadoğu otoyolu ve demiryolu ağını da içeriyor.

Suudi Kralı Selman’ın tutumu, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kuruluncaya kadar İsrail’le ilişkileri resmiyete dökmeme yönünde. Suudiler 2002’de Arap Barış Planı adıyla 1967 sınırlarında Filistin devletinin kurulmasına karşılık tüm Arap ülkelerinin İsrail’i tanımasını önermişti. İsrail’le örtülü ilişkiler gelişse de Kral Selman, Arap Birliği’nin onayladığı bu plana bağlılığını sürdürüyor. Tahta Muhammed bin Selman’ın geçmesi halinde bu tutumun değişebileceği spekülasyonları yapılıyor.

Suudi Arabistan’ın İsrail’in işgal girişimlerine karşı 1950’de Mısır’a devrettiği Kızıldeniz’deki Tiran ve Sanafir adalarını 2016’da geri alırken Kahire’nin imzaladığı uluslararası anlaşmalara uyacağını taahhüt etmesi normalleşmeye dönük bir adım olarak algılanmıştı. 1979’daki Camp David Anlaşması, bu iki adayı İsrail’in Akabe’den Kızıldeniz’e erişiminin önünde engel olmaktan çıkarmıştı. Biden’ın Riyad’ı ileri adımlar için cesaretlendireceği düşünülüyor. Normalleşmeye giriş olarak iki ülke arasında direk uçuşlar, hava sahasında askeri koordinasyon, doğrudan bankacılık işlemleri, geleceğin kent projesi NOEM’e yatırım ve ekonomik işbirliği üzerinde duruluyor.

İsrail’in beklentisi: İran’a karşı ortak savunma ağı

Suudi Arabistan’da KİK liderleriyle yapılacak toplantı da İran’a karşı İsrail-Arap ortaklığına dair yeni bir güvenlik şemsiyesi hedefiyle birlikte ele alınıyor. Zirveye Irak, Mısır ve Ürdün liderleri de davetli.

İsrail’in üzerinde durduğu plan, bölgedeki Amerikan üslerinin yardımıyla Suudi Arabistan, Umman, Kuveyt, Bahreyn, Katar, BAE, Irak, Ürdün ve Mısır arasında bir radar ve önleyici ağı kurmayı öngörüyor. İsrailli yetkililer bu planı CENTCOM’un Mart ayında Şarm el Şeyh’te Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn, Katar ve Mısır’dan askeri yetkilileri buluşturduğu toplantıda sundu.

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, ülkesinin savunma kapasitesini Arap ortaklarına entegre edecek planı MEAD (Middle East Air Defence/Ortadoğu Hava Savunması) adıyla anıyor. Tel Aviv, İsrail teknolojisinin de kullanılacağı ortak güvenlik ittifakının Biden’ın ziyaretiyle birlikte zemin bulacağı beklentisini yükseltiyor. Bu plana destek gösterisi olarak Biden’ın Palmachim üssünde Arrow, Davud Sapanı, Demir Kubbe ve lazer karşılayıcı sistemlerini incelemesi ziyaret programına eklendi. İsrail, Biden’ın ziyareti sırasında bu ittifakın başladığını duyurmasını bekliyor.

Reuters haber ajansına göre Amerikalı yetkililer de İran tehdidine karşı entegre bir savunma sistemini bölge liderleriyle müzakere ediyor.

Ancak ABD ve İsrail’in bu arayışı, Suudi Arabistan ve BAE’nin füze ve SİHA tehditlerinden sonra Tahran’la gerilimi düşürme eğilimine girdiği bir döneme denk geliyor.

Viyana’daki tıkanmayı aşmak üzere haziran sonunda Doha’da ABD ve İranlı yetkililer arasındaki dolaylı görüşmeler olurken diplomasi trafiği hızlandı. Irak Başbakanı Mustafa el Kazımi, Tahran-Riyad diyalogunu sonuca bağlamak için iki ülkeyi ziyaret etti. Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Tahran’da, İranlı nükleer müzakereci Ali Bakari Kani de Umman’ın başkenti Maskat’taydı. İran’ın Riyad’la ilişkileri normalleştirmesi Yemen’de dört ayı geride bırakan ateşkesin kalıcı bir çözüme dönüşmesine bağlı.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER