Site icon A3 Haber

Bakan Bilgin “yenilik yapılmalı” dedi: “8-5 mesaisinin geride kaldığı bir dönemden geçiyoruz”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin, “İnsanların 12 saat, 14 saat zorla çalıştırıldığı günler geride kalmıştır. Bugün 8-5 mesaisinin geride kaldığı bir dönemden geçiyoruz” dedi.

İş Sağlığı ve Genel Müdürlüğü tarafından bir otelde düzenlenen “Uzaktan Çalışmada İş Sağlığı ve Güvenliği Çerçevesi: Sağlıklı ve Üretken Uzaktan Çalışma” konulu panele katılan Bakan Bilgin, çalışma hayatı mevzuatının, toplumun değişim hızına bağlı olarak değiştirilmesi, bu konularda yenilik yapılması gerektiğini belirtti.

“Saatler kolumuza 8-5 mesaisi düzenlemek için gelmiştir. Daha önceleri daha da kötüydü. 10 saat” diyen Bilgin, 1 Mayıs’ın ortaya çıkışının altında da uzun mesai saatlerinin bulunduğunu söyledi.

Bakan Vedat Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Güvenceli esneklik kavramı ortaya çıkıyor”

Bilgin, çalışma hayatında yaşanan değişimlerin birtakım sorunları da ortaya çıkardığını belirterek, şunları kaydetti:

“Kaza önlenebilir bir şeydir”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin, esnek çalışma modelleri içerisinde, çalışanların sosyal hakları ve hukukunun da güvence alına alınmasının önemli olduğunu dile getirerek, çalışanları koruyacak politikalara önem verdiklerini ifade etti.

İş kazalarına karşı çalışanları korumanın en önemli öncelikleri olduğunu vurgulayan Bilgin, “Burada herhangi bir tolerans yok. Sıfır tolerans. Kaza önlenebilir bir şeydir. Bunu önlemek mecburiyetindeyiz” diye konuştu.

“Örgütlenme düzeyi hala çok düşük ve bu ciddi bir sorun”

Demokrasinin ‘d’ harfini seçimler olarak tanımladığının altını çizen Bilgin, “Sandığın siyasal süreci belirlemesidir ama bu sadece demokrasinin ‘d’sidir gerisi de örgütlenmedir. Sosyal örgütlenme, sendikalaşma düzeyidir. İşçi sendikalarının örgütlenme düzeyi hala çok düşük ve bu ciddi bir sorun. Batı’daki demokratikleşme sürecinin arkasındaki temel dinamizm budur. Bu dinamikten mahrum olduğu zaman batı demokrasilerinin nasıl çöktüğünü nasıl bozulmaya başladığını, etkisini kaybettiğinin birçok örneğini bugün de yaşıyoruz. Özellikle Batı Avrupa ülkelerinin yaşadığı krizin temelinde bunlar var” dedi.

Exit mobile version