A3 Haber

Daron Acemoğlu ile James A. Robinson’dan “Tayvan neden önemli” analizi: Tayvan mı Çinleşecek, Çin mi Tayvanlaşacak?

Daron Acemoğlu ile James A. Robinson’dan “Tayvan neden önemli” analizi: Tayvan mı Çinleşecek, Çin mi Tayvanlaşacak?

Daron Acemoğlu ile James A. Robinson’dan “Tayvan neden önemli” analizi: Tayvan mı Çinleşecek, Çin mi Tayvanlaşacak?
Ağustos 15
14:13 2022

Türk-Amerikalı ekonomist Daron Acemoğlu ile İngiliz ekonomist-siyaset bilimci James A. Robinson, merceklerini son günlerde ısınan ve dünyanın dikkatini çeken Tayvan’a çevirdiler. İki ünlü ekonomist, uluslararası medya kuruluşu Project Syndicate’te “Tayvan neden önemli” başlıklı bir analiz yayımladı. Ayşen Tekşen’in Türkçeleştirdiği analizi, okurlarımızın dikkatine sunuyoruz…

Daron Acemoğlu – James A. Robinson | Çok sayıda Batılı yorumcu, otoriter Çin’in kaçılmaz olarak demokratik Tayvan’ı ele geçireceğini kabul ederek sonunda Komünist Parti (ÇKP) çizgisinin son bulacağını düşünüyor. Tayvan’ın geleceğini günümüz Çin’i çizgisinde görmek yerine Çin’in geleceğinin günümüz Tayvan’ına benzemesini hayal etmek de mümkün.

ABD Sözcüsü Nancy Pelosi’nin manşetlerden inmeyen Tayvan ziyareti Tayvan’ın Çin için ne kadar önemli olduğunu dünyaya hatırlattı. Ama Tayvan demokratik dünya için de önemli olmalıdır.

Çin Komünist Partisinin (ÇKP) kendisinden kopmuş bir bölge olarak gördüğü Tayvan’ı anakarayla birleştirmeye kararlı olduğu bir sır değil. Amerika Birleşik Devletleri, 1979’da Çin Halk Cumhuriyetini Çin’in tek meşru yönetimi olarak resmen tanıdı ve o zamandan beri Batılı güçler genellikle Tayvan’ı ayrı bir ülke olarak kabul etmekten çoğunlukla uzak durdu. Çin’de yükselen milliyetçi hassasiyetle birlikte bu “Tek Çin” siyaseti önümüzdeki on yıllarda adanın Çin tarafından ele geçirilmesini kaçınılmaz değilse de olası kılar.

Bazı Batılı yorumcular Pelosi’nin adayı ziyaret ederek sorumsuzca davrandığına inanıyor. Ama bu yorumcular Tayvan’ın hem demokrasinin hem de bizzat Çin’in geleceği için neden ve nasıl önemli olduğunu göz ardı ediyorlar.

Bugünlerde Batılı politika belirleyicileri ve çok sayıda yorumcunun ortak inancına göre, derinlere kök salan otoriter siyasi kültürü nedeniyle, Çin öngörülebilir gelecekte demokrasi-dışı bir sistem olarak kalacak. Bu görüşe göre, Batının “bireyciliği” Çin’in yalnızca aile içinde değil tüm sosyal çevrelerde katı hiyerarşiler gerektiren Konfüçyüsçü mirasıyla taban tabana zıttır. Çin halkının demokratik siyasete katılmaya daha az ve önceden tanımlanmış bir otorite düzeni içinde yerini almaya daha çok istekli olduğu ima edilir.

Buna dayanarak, siyaset bilimci Samuel P. Huntington bir zamanlar “geleneksel Konfüçyüsçülüğün demokrasi-dışı ya da demokrasi-karşıtı olduğu önermesiyle ilgili bilimsel bir görüş ayrılığı olmadığını” iddia etti. Daha yakın bir tarihte, Bridgewater Associates’den Ray Dalio şunları yazdı: “Tüm bu Çin sistemleri hiyerarşik ve eşitlik karşıtıdır… Amerika aşağıdan yukarıya işler (örneğin, demokrasi) ve birey için en uygun duruma getirilmiştir; Çin ise yukarıdan aşağıya işler ve topluluk için en iyi duruma getirilmiştir… Bizim bildiğimiz demokrasinin Çin’de zemini yoktur.”

Çin tarihinin son 2,500 yılının bu düşünceleri nasıl destekleyebildiğini görmek kolaydır. Çin bir çok isyan ve güçlü imparatorlukların yükselişini ve düşüşünü yaşadı. Tüm bu olaylarda demokratik siyasetin kesinlikle bir rolü olmadığından, pek çok kişi Çin’in yukarıdan aşağıya bir rejime başkanlık eden güçlü bir liderin yönetimi altında kalmaya mahkum olduğunu varsayabilir ve Çin devlet propagandası da ısrarla bu görüşü besler. Çin gazeteleri ve siyasi yorumcuları bir yandan sürekli olarak Çin sisteminin verimliliğini Batının açmaza girmiş politikalarıyla karşılaştırırken diğer yandan da bu sistemin Çin değerlerine ve kültürüne daha uygun olduğuna dikkat çekerler.

Ama öyle mi? Hong Kong ve Tayvan anakara Çin’le aynı kültürel kumaştandır ama yine de çok farklı siyasi sistemlere dayanırlar. Çin Komünist Partisinin 2020’de Hong Kong’a müdahalesine kadar ada canlı bir demokrasi inşa etme sürecindeydi. Ve bu durum Tayvan’da daha da belirgindir. 1980’lerden beri geniş tabanlı katılımla sağlam bir demokrasi geliştirdi. Elitler tarafından kurulmak ve geliştirilmek şöyle dursun, Tayvan sistemi demokratik politikalar yoluyla daha fazlasını talep eden öğrencilerin ve diğer sıradan vatandaşların eseridir.

Tayvan’da demokratik katılım son altı yılda artmış görünür. 1949’da Komünistlere yenildikten sonra kendisine sadık askerleri ve yaklaşık 1,5 milyon destekçisiyle anakaradan kaçan Çinli milliyetçi Chiang Kai-shek’in kurduğu Kuomintang (KMT), tarihinin önemli bölümünde adanın baskın partisi oldu. İlerici Demokratik Partinin başkanlığındaki mevcut hükümet, ÇKP’nin güçlü muhalefete rağmen Çin’le bir ticaret anlaşması dayatma çabalarına karşı yaygın protestoların ardından gerçekleşen 2016 genel seçiminde iktidara geldi. Protestolar sırasında öğrencilerin yönettiği Ayçiçeği Hareketi Parlamentoyu bile işgal etti.

Bu, yalnızca geçici bir öfke ve muhalefet evresi değildi. Tayvanlılar dijital demokrasinin öncüleridir. Toplumun farklı kesimlerinin etkin siyasi katılımı rutindir. Tayvan hükümetlerinin araç paylaşımı düzenlemesi ve içki satışları gibi önemli kararlarda düzenli olarak halka danışmasının nedeni budur.

Tayvan aynı zamanda vatandaşların başkana doğrudan öneride bulunmasına imkan veren bir “Başkanlık Çözüm Maratonu” (hackathon) barındırır ve sivil toplumu hükümet çalışmalarını geliştirmeye teşvik etme amacıyla bir dijital platform Tayvan bakanlıklarından veri sağlar. Ve Tayvan hükümeti COVİD-19 karşısında demokratik danışma, sivil toplumla yakın işbirliğinin yanı sıra test ve temas takibi için yeni dijital araçlarla etkin bir yanıt oluşturdu.

Tayvan bu güçlü demokratik eğilimleri Batılılaştırıcı bir kültürel dönüşüme uğradığı için sergilemiyor. KMT rejimi kendisini Çin’deki Komünist rejimden ayırmak için 2000 yılına kadar Konfüçyüsçü değerleri kullandı ve daha sonraki araştırmalar Tayvan’da Konfüçyüsçü değerlere bağlılığın anakaradakinden çok daha derin olduğunu gösterdi.

Dolayısıyla, ada daha önceki çalışmada değindiğimiz bir noktayı destekler: Kültürel değerler ile politik sistemler arasında kopmaz bir tür bağ olduğunu iddia etmek yanıltıcıdır. Tüm kültürler ve özellikle Konfüsyüsçü olanlar, değişen koşullara yüksek uyum kapasitesine sahip olarak değerlendirilmelidir. Siyasi rejimler çeşitli kültürel iskeletlere dayanabilir.
Konfüçyüs “Sıradan insanlar yönetim meselelerini tartışmaz” derken aynı zamanda “halkının güvenini kaybeden bir devlet ayakta kalamaz” da demiştir. Konfüçyüsçü düşünce ancak erdemli olmaları halinde liderlere saygı ve itaati tavsiye eder.

Buradan bakıldığında, bir lider erdemli değilse değiştirilebilir -ve belki de değiştirilmelidir. Tayvan demokrasisinin temelini Konfüçyüs değerlerinin bu son derece geçerli yorumu oluşturur.

Bunun aksine, ÇKP propagandası Konfüçyüsçü değerlerin demokrasiyle kesin biçimde uyumsuz olduğunu, tek parti yönetimi karşısında uygulanabilir bir seçenek bulunmadığını savunur. Bu tartışmasız olarak yanlıştır. Demokrasi Tayvan’da olduğu kadar Çin’de de uygulanabilir. ÇKP’nin yaygarası ne kadar gürültülü olursa olsun insanların siyasete katılma, adaletsizliklerden yakınma ya da kötü davranan liderleri değiştirme arzusunu bastıramayacaktır. Tayvan önemlidir çünkü Çin için alternatif bir siyasi yolu temsil eder -Batı’da uzun süredir özgürlük ve refahın sürmesini sağlayan bir yol.

***

DARON ACEMOĞLU kimdir?
MIT’de Ekonomi Profesörü olan Daron Acemoğlu, James A. Robinson’la birlikte Why Nations Fail: The Origins of Power, Prosperity and Poverty (Profile, 2019) ve The Narrow Corridor: States, Societies, and the Fate of Liberty (Penguin, 2020) kitaplarının yazarıdır.

JAMES A. ROBINSON kimdir? 
Pearson Küresel Çatışmaların İncelenmesi ve Çözümlenmesi Enstitüsü Müdürü olan James A. Robinson, Chicago Üniversitesi Harris Kamu Politikası Okulu’nda Profesörüdür. Daron Acemoğlu ile birlikte The Narrow Corridor: States, Societies, and the Fate of Liberty ve Why Nations Fail: The Origins of Power, Prosperity, and Poverty kitaplarının yazarıdır.

Çeviri: Ayşen Tekşen

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER