A3 Haber

30 yıllık “faili belli” cinayet: Gazeteci-yazar Musa Anter suikastında altı gün sonra zaman aşımı doluyor

30 yıllık “faili belli” cinayet: Gazeteci-yazar Musa Anter suikastında altı gün sonra zaman aşımı doluyor

30 yıllık “faili belli” cinayet: Gazeteci-yazar Musa Anter suikastında altı gün sonra zaman aşımı doluyor
Eylül 15
11:10 2022

20 Eylül 1992’de katledilen gazeteci-yazar Musa Anter cinayetinde 36’ncı duruşması Ankara’da görüldü. Bir sonraki duruşma cinayetin 30 yıllık zaman aşımına uğrayacağı 20 Eylül tarihinden bir gün sonraya, 21 Eylül 2022’e ertelendi.

DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın derlediği habere göre Türkiye’de bir faili meçhul cinayet daha, cezasızlıkla sonuçlanmak üzere. Kürt yazar Musa Anter, Kültür ve Sanat Festivali için geldiği Diyarbakır’da 20 Eylül 1992 tarihinde bir sokak ortasında dört kurşunla vurularak öldürüldü. Bu sırada yanında bulunan eski AKP milletvekili Orhan Miroğlu ise yaralandı.

Cinayet, uzun yıllar faili meçhul kaldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), bu nedenle Türkiye’yi 2006 yılında mahkûm etti ve Anter ailesine 28 bin 500 avro tazminat ödenmesine karar verdi.

Dosya ancak 2009’da raftan indirildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 2013 yılında dava açıldı. İddianamede, tetikçi olmakla suçlanan Hamit Yıldırım, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım, Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı’na (JİTEM) çalışan eski PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan (Aziz Turan) ve emekli Albay Savaş Gevrekçi sanık olarak yer aldı. İddianamede, sanıkların “taammüden öldürme” ve “halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik” suçlarından cezalandırılması istendi.

Bir JİTEM cinayeti

İddianameye göre Musa Anter cinayeti, infazlarına 1989’da başlayan JİTEM’in bir cinayetiydi. İsveç’te yaşan Abdulkadir Aygan, 2010 yılında alınan ifadesinde, tetikçinin “Şırnaklı Hamit” olarak anılan Hamit Yıldırım olduğunu açıkladı. Bu ifade üzerine 2012’de Yıldırım tutuklandı. Aygan’a göre, o sırada JİTEM Grup Komutanı Cahit Aydın’a vekâlet eden TİM Komutanı Albay Savaş Gevrekçi, “Çocuklar eve biraz geç gideceksiniz” diyerek cinayetin talimatını verdi. İddianameye göre, cinayetin planlayıcıları arasında Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım yer aldı. Yıldırım, bu konuda PKK itirafçısı Hogir kod adlı Cemil Işık’ı kullandı.

Dokuz yıllık davada karar çıkmadı

Dava Diyarbakır 7’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2013’te başladı. Mahkeme, 2014 yılında Anter davasıyla JİTEM Ana Dosyası’nın birleştirilmesine karar verdi. Dosya daha sonra güvenlik gerekçesiyle Ankara’ya nakledildi. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından kaçırılarak işkenceyle öldürülen Ayten Öztürk davasının da Anter-JİTEM davasıyla birleştirilmesine karar verdi. Böylece davadaki dosya sayısı da sanık sayısı da arttı. Dava sürerken, İsveç’te yaşan Abdulkadir Aygan’ın ifadesi bir türlü istinabe yoluyla alınamadı. 2012’de tutuklanan Hamit Yıldırım, 2017 yılında tahliye edildi.

21 Eylül’e ertelendi

2013’te başlayan dava, dokuz yılda karar çıkmayınca zaman aşımı tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. 20 Eylül tarihinde Musa Anter cinayetinin üzerinden 30 yıl geçtiği için yasal zaman aşımı süresinin 20 Eylül’de dolacağı belirtilmişti.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre, Sanık Hamit Yıldırım’ın adli kontrolünün kaldırılması veya esnetilmesini talebini reddeden mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Heyet Musa Anter’in ölümüne ilişkin kamu davasının konusunun insanlığa karşı suç olması ve davanın zaman aşımına tabi olmaması yönündeki taleplerin önümüzdeki celse değerlendirmeye alınacağını söyledi. Bir sonraki duruşma Musa Anter’in 30’uncu ölüm yıldönümünden bir gün sonraya, zaman aşımı tarihinin başladığı 21 Eylül 2022’e ertelendi.

“Hakikatin açığa çıkmasını istiyoruz”

Duruşmanın ardından İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube’de açıklama yapıldı. İHD Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan, “Mahkeme maalesef niyetini açığa çıkardı. Abdülkadir Aygan ifadesi hala alınamıyorsa açık bir şekilde cezasızlıkla karşı karşıya olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Yıllardır sürüncemede kalıyor ve işlemler yapılmıyor. Biz hakikatin açığa çıkmasını istiyoruz” dedi.

Zaman aşımını kabul etmediklerini, faili meçhul cinayetlerin çok sayıda yaşandığını belirten Dicle Anter ise, “Musa Anter davası bir ayna gibi olacak. Bütün bu davalara ışık tutacak nitelikte olacak. Davanın olumlu sonuçlanması Türkiye’nin hukuku, adaleti açısından önemli adım olacağını düşünüyoruz” ifadelerini kaydetti.

Oğlu Dicle Anter: “Demokrasi, hukuk eksikliği”

Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, davanın zaman aşımı nedeniyle düşme tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmasına tepki gösteriyor. “Böyle bir davanın esasında zaman aşımına uğramadan çözülmesi gerekiyordu” diyen Anter, “Maalesef, bizim ülkemizde gayri hukuki adaletsizlik, demokrasi eksikliği, hukuk eksikliği, bu gibi sonuçları ortaya çıkarıyor” eleştirisinde bulundu.

Musa Anter davasında çok sanık olmadığını anımsatan Dicle Anter, buna karşılık cinayetin organize bir cinayet olduğunu söyledi. Cinayeti yapan kişilerin belli olduğunu savunan Anter, şu değerlendirmeyi yaptı: “Kutlu Savaş’ın Susurluk raporunda bir söylemi var. Diyor ki ‘Musa Anter cinayeti, hataydı.’ ‘Musa Anter bu işin felsefesiyle uğraşıyordu, barışçıl yönüyle uğraşıyordu’ derken bu bile esasında mahkemenin dikkate alacağı bir ifadededir, bir delildir. Ne demek istiyor, ‘biz devlet olarak bu adamı öldürdük, ama bir hata işledik.’ Bunun açılımı budur. O günden bu güne halen bir adım ileri atılmadı. Tabi bunun dışında Türkiye, bu süreç içerisinde adalet olgusunu oluşturamadı. Çünkü geçmişten bu yana devam eden kemik yapı değişmedi bir türlü.”

Tetikçi Hamit Yıldırım’ın tutuklandıktan sonra cinayeti inkâr ettiğini anımsatan Anter, “O yapının içine girdiğinizde çözülme de zor oluyor. Çünkü hayati endişeleri var herkesin, konuşamıyorlar. Biliyorsunuz konuşan herkesi ortadan kaldırıyorlar. Cem Ersever’i öldürdüler. JİTEM’in en önemli kişisini öldürdüler. Bahtiyar Aydın’ı öldürdüler. Rıdvan Özden’i öldürdüler. Kendilerinden olmayan herkesi öldürdüler hem askeriyede hem emniyet içinde” dedi.

Yargıtay ve AYM, olmazsa son durak AİHM

Dicle Anter, mahkemenin zamanaşımı kararı vermesi halinde Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi yolunu tüketeceklerini, daha sonra AİHM’e başvuracaklarını açıkladı. Ancak Anter, normal bir hukuk düzeninde AİHM’e gitmeye gerek olmadığını belirtirken, “Diyorlar ya dış güçler. Kardeşim, sen dış güçlere bizi mecbur ediyorsun. İç halini çöz o zaman, sen içeride bir çözüm bulamadıkça dış güçler sana her halükarda istediği şeyi dayatırlar” dedi.

 

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER