A3 Haber

Kızı için kuracağı söylenen televizyonu “açmadan” iade etti: Ne projeymiş ama…

Kızı için kuracağı söylenen televizyonu “açmadan” iade etti: Ne projeymiş ama…

Kızı için kuracağı söylenen televizyonu “açmadan” iade etti: Ne projeymiş ama…
Eylül 26
07:44 2022

Cumhurbaşkanı adaylığı artık iyice belirginleşen Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra CHP’yi “zorlu” bir süreç bekliyor.
2023’den sonra yapılması gereken kurultay ve ardından 2024 yerel seçimleri için “mevzi kazanmak” için gruplar “üstünlük kurmak” çabasındalar.
Bu çabalara İzmir’den de yeni bir “medya” yapılanması ile katkı koymak için çalışmalar sürdürüldüğünü anlatmak için üç örnek verdim.
Çim, rock ve rap. 
Başkanın adamları. 
Tesadüfler zinciri. 

Bu üç yazının ortak özelliği, bir süredir arkasında “yerel siyasetçilerin” bulunduğu bir grup tarafından İzmir’de radyo ve televizyonların el değiştirmesiydi.
Temel isim ise CHP Parti Meclisi Üyesi ve CHP İzmir eski İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu.
Onun etrafında ve organizasyonunda şekillenen bu yeni oluşumun hedefi elbette İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i CHP’de daha “aktif” hale getirmek, ikinci dönem belediye başkanlığını garantilemek, belki de CHP’nin yeni genel başkanı olması için çabalamak olduğunu sağır sultan bile biliyor artık.
Olur mu olmaz mı o benim işim değil.

Ulusal ölçekte etkili olması hedeflenen ama İzmir merkezli yayın yapan medya kuruluşlarının en ilginç olanı ise televizyon satışı idi.
Konu ile ilgili yazıyı kaleme almadan önce, adı sık sık geçen “Muhasebeci Rafet” aracı vasıtasıyla yazdığım konular hakkında “bilgi vermek” istediğini söyledi.
A3 Haber Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Gençel ve asıl ismi Mali Müşaviri Rafet Demir ile birlikte toplam dört kişi buluştular.
Rafet Demir TV35 olarak bilinen televizyon kanalının Hollanda’da yaşayan İzmirli iş insanı Burhan Bahçeli’ye satışı ile ilgili Süleyman Gençel’in sorularına şu yanıtları verdi:

  • Hollanda’daki restoranını da devrettikten sonra Burhan Bahçeli de İzmir’e dönmeyi ve kızıyla birlikte bu işi yapmayı düşünüyor.
  • Satın alındıktan sonra televizyon kanalının her gün başka bir borcu çıktığı ve yatırımlar sürdüğü için kanal şu anda yayın yapamıyor.
  • En son uydu kirası olarak 284 bin lira borç olduğu ortaya çıktı.
  • Televizyon yayın yapmadığı için her ay sabit giderleri var ama para kazanmıyor.
  • Bir iki kişi dışında herkesin maaş ve tazminatlarını ödedik.
  • Sürekli cepten yiyince küçülme kararı aldık.
  • Burhan Bey 10 gün içerisinde İzmir’e gelecek, belki açıklama yapar.
  • Burhan Bey’in CHP Parti Meclisi üyesi Rıfat Nalbantoğlu’nu tanıdığını sanmıyorum.
  • Rıfat Bey benim sevdiğim ve saydığım biridir. Ne zaman yardım istese koşa koşa giderim. Zaten oda seçimlerinde de birlikte çalıştık.

Televizyonun yakın zamanda üç ortaklı bir yapıya dönüşeceği sorusu üzerine ise Demir,
“Eğer o bilgiyi söylediğiniz kişiden aldıysanız ben bunun üzerine bir şey diyemem. O kişi bizim üstadımız pirimizdir. Ben gerçekten bir şey diyemem bu bilgi üzerine. Evet bilen birine bırakmak istedik yönetimi. Ankara’dan birileriyle de görüşüldü. Ama sonuçlanmadı. Sonrasında da bu arkadaşa teklif götürüldü” diye yanıtladı.

Bu konuşmanın ardından bir aydan fazla bir zaman geçti.
Burhan Bahçeli söylendiği gibi 10 gün içerisinde İzmir’e geldi mi bilmiyoruz.
Herhangi bir açıklama yaptığını duymadık, okumadık.
Ama önemli gelişmeler olduğu kesin.
Nasıl mı?

Mali Müşaviri Rafet Demir’in anlatımıyla TV35’in “tek” sahibi Burhan Bahçeli İzmir’e dönmeyi ve Reuters Haber Ajansı’nda çalışan kızıyla birlikte “televizyonculuk” yapmayı düşünüyordu.
Televizyonu “profesyonelce” yönetmek için ise biri Ankara’da diğeri İzmir’de iki isim ile görüşmüşlerdi.
Ankaralı isim kabul etmeyince İzmirli isimle görüşme yapılmıştı.
Aradan geçen zaman içinde gördük ki planlar değişmiş.
Burhan Bey de kızı da İzmir’e gelmekten vazgeçmiş.
En azından dönmeyi planlasalar bile televizyon işinde yoklar.
Bunu nereden mi biliyoruz?

A3 haber Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Gençel ile Mali Müşaviri Rafet Demir’in sohbetinde “isim vermeden” yazdığımız bir bölüm vardı.
Demir, “Bilen birine bırakmak istedik yönetimi. Ankara’dan birileriyle de görüşüldü. Ama sonuçlanmadı. Sonrasında da bu arkadaşa teklif götürüldü” demişti.
Ankara’da “kabul görmeyen” televizyonu yönetme tekliflerinden sonra İzmir’de görüşülen “arkadaş” gazeteci Ümit Yaldız.
Görüşülen yer İzmir Alsancak’taki lüks bir pastane, görüşmeyi yapan da CHP Parti Meclisi üyesi Rıfat Nalbantoğlu.
Elbette başka mekanlarda da bu görüşmenin devamı gelmiştir.
Zaten “yalanlanmayan” bu görüşmede, edindiğimiz bilgiler, gazeteci Yaldız’ın sadece yönetmeyi kabul etmediği aynı zamanda televizyondan “hisse” sahibi olmak istemesiydi.
Bu yüzden görüşmeler biraz uzamıştı.
Biz bu gerçeği biliyorduk ama mali müşavir Rafet Demir’in “iddialarını” da dinlemek zorundaydık.
Belki de son durumla birlikte Rafet Demir ile Süleyman Gençel’in yeniden “buluşması” ve gerçeği yeniden “tartışması” gerekiyor.
Bakarsınız, Hollanda’dan İzmir’e kızı için televizyon satın aldığını söylediği Burhan Bahçeli konusunda yeni bilgiler verir.

Bu görüşmelerde ismi geçenin gazeteci Ümit Yaldız olduğunu yazmamamızın nedeni, kendisiyle görüşmemiş olmamız ve süreci takip edip “duyumlarımızın” gerçek olup olmadığını kontrol etme isteğimizdi.
Bugün için öyle bir sorun kalmadı artık.
Çünkü TV35 ismiyle yayın yapan (muhtemelen ismi değişecek) televizyon kanalının artık tek sahibi gazeteci Ümit Yaldız.

Gazeteci Ümit Yaldız ile Haber Ekspres ve Yenigün gazetelerinde bir dönem birlikte çalıştım.
Kendisi daha sonra Egede Sonsöz isimli internet sitesini kurdu.
Birkaç yıl önce de buradaki ortaklığını bitirerek İntegral Araştırma isimli şirketin sahibi oldu.
Zaman zaman da köşe yazarlığı yapıyordu.
Siyaseten “aynı” görüşte değiliz.
Görünürde “kavga” etmişliğimiz de yoktur, zaten yakışmaz.
Son olarak CHP’li Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz’un yargılandığı davadaki ifadeleri ile karşı karşıya geldik.
O dönemdeki yazım nedeniyle “eleştiri” sayabileceğim özel bir not gönderdi.
Ben de notun “yanıtını” gönderdim, bitti gitti.

Bunları yazmamdaki amaç, Ümit Yaldız ile şahsi bir “husumetim” olmadığını belirtmektir.
Parası vardır şirket kurar, ticaret yapar, para kazanır.
Ben de dahil kimsenin sözü olamaz.
Ancak mesele sadece “ticaret” değil.
Bir süredir İzmir’de siyaseti “dizayn etmeye” çalışan bir grup CHP’linin “medya imparatorluğu” kurma sevdası, bunun için kamu kaynaklarını bir biçimde aktarıyor olmaları elbette vatandaşların bilmesi/öğrenmesi gereken konuların başında gelir.
Yoksa Ümit Yaldız’ın televizyon sahibi olması kimsenin umurunda değil.
O da artık bu zincirin bir “halkası olduğu” için adı geçiyor o kadar.

Geldiğimiz noktada bir açıklama yapılması, televizyonu satın almak ya da devretmek için kullanılan kaynağın şeffaflaştırılması önceliktir.
Bunu sadece CHP’li kamuoyu değil, İzmir’de yaşayan herkes beklemektedir.
Bana bir açıklama gelir ise seve seve yayınlarım.
Ancak yeni medya yapılanmasını sorgulamam sürecektir.
Kendi paranızla “hovardalık” yapmak sizin tercihinizdir.
Halkın parası söz konusu ise o zaman biraz duracaksınız.

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER