Site icon A3 Haber

Cezaevleri yangın yeri: Haklar gasp ediliyor, ihlaller had safhada, yan flüt “tehlikeli madde” sayıldı!

Türkiye mahpus sayısı bakımından tarihinin en yoğun dönemini yaşıyor. 22 şehrin her birinin nüfusundan daha fazla kişinin parmaklıklar ardında olduğu cezaevlerinde, çok sayıda hak ihlali yaşanıyor. Kitap, dergi ve gazetelerin giremediği koğuşlarda bağımsız televizyon kanallarının izlenmesi de yasak. Yan flütün “tehlikeli madde” sayılarak içeri alınmaması ise cezaevlerinde yaşanılanların özeti oldu.

Hak odaklı haberleri ve hak ihlallerine ilişkin çalışmalarıyla tanınan Gazeteci Mehmet Kızmaz, cezaevlerinde yaşanan ihlallerin geldiği noktayı verilerle paylaştı. Twitter hesabındaki floodunda, cezaevlerindeki hak ihlallerini tablolarla gözler önüne seren Mehmet Kızmaz, akıl almaz, keyfi ve hukuksuz yasakları sıraladı.

Adalet Bakanlığı’na göre hapishanelerde 31 Mart 2022 itibariyle 314 bin 502 tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Bu sayı, Türkiye’deki 22 şehrin her birinin ayrı ayrı nüfusundan daha fazla. Türkiye, en çok mahkum ve tutukluya sahip ülke bakımından Avrupa’da 2., dünyada ise 6. sırada yer alıyor. Her 269 kişiden birinin cezaevinde olduğunu Türkiye’de, 2021 itibariyle mahkum sayısı 2011’e göre yüzde 292 arttı.

İlk altı ay 506 ihlal

Tutuklu ve hükümlü sayısının her geçen gün arttığı cezaevlerinde; sürgün, yasak, kötü muamele, disiplin cezaları ve hak gaspları ise en çok yaşanılan hak ihlâlleri oluyor. Cezaevlerinden İnsan Hakları Derneği’ne (İHD), 2021 yılında 901, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na (TİHEK) da 2022 yılının ilk altı ayında 506 hak ihlali başvurusu yapıldı.

Muhalif medya yok

Yaşanılan hak ihlallerine karşı ailelerin ve avukatların, adli makamlara yaptıkları başvurular çoğu zaman reddedilirken tutuklu ve hükümlülerin dilekçeleri de işleme konulmuyor. Tutuklu ve hükümlüler, bazı hapishane idarelerinin AYM dahil birçok kurumun kararına uymayarak, ‘Burada farklı’ yanıtı verdiğini kaydediyor. Kitap, dergi ve gazetelerin alınmasına izin verilmediği kimi koğuşlarda Halk TV, TELE 1 TV ve KRT TV’nin aralarında bulunduğu bağımsız kanalların yayını da erişime kapalı. Tutuklu ve hükümlülerin, dışarısı ile en büyük iletişim aracı olan mektupların bazıları karalanarak engellenirken telefon yasakları da yaşanıyor.

Yan yana gelme

Ailelerin gönderdiği iç çamaşır, çorap ve havlu gibi kişisel eşyalar tutuklu ve hükümlülere verilmeyerek kantinden alınması isteniyor. Bu şekilde kantinler rant kapısına çevriliyor. Koğuşlarda “genel aramalar” adıyla kişisel eşyalar dahil birçok malzemeye ise el konuluyor. Tutuklu ve hükümlülerin kendi aralarında yaptıkları sohbet hakkı uygulanmayarak mahpusların yan yana gelinmesine izin verilmiyor. Bunun yanında hücre havalandırmaları da kısa tutuluyor. Tutuklu ve hükümlülerin talepleri dışında ailelerinden çok uzaktaki cezaevlerine gönderilmesi kamuoyunda tartışılan bir diğer konu.

Disiplin cezası hazır

Tutuklu ve hükümlülerin, yaşanılan hak ihlallerine karşı ‘slogan atma’ gibi başvurdukları tepkiler de disiplin cezalarına gerekçe oluyor. Tıpkı, hak ihlallerine karşı slogan attığı için sekizer kez ziyaretçi yasağı alan İzmir Buca 1 No’lu F Tipi Hapishanesinde bulunan Güven Usta gibi.

İşte tutuklu ve hükümlülerin gönderdiği mektuplarda yazdıkları bazı hak ihlalleri:

“Mektuplaşma yasak”

“Bizim işimiz değil”

“Yemek yemek değil”

“Kim bu grup?”

“Sohbet yok tekke var”

“Flüt tehlikeli madde”

“Gözlük verilmedi”

Kendi gönderdiği yazıyı alamadı

Bu çizimin yer aldığı mektup, cezaevi yönetimi tarafından “sakıncalı” bulunarak gönderilmesine engel olunmuş. Daha sonra mahkeme tarafından bu engelleme kararı kaldırılmış.

 

Exit mobile version