Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma sonucu sekiz ilde yasa dışı bahis operasyonu düzenlendi.
Operasyon kapsamında Ankara merkezli Batman, Bingöl, Kayseri, Kırıkkale, Muş, Van ve Yozgat’ta 46 şüpheli gözaltına alındı.
Savcılık tarafından yürütülen soruşturmada kripto varlık borsasına aktarılan 40 milyon dolar tutarındaki paraya da el konulduğu açıklandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ile kaçakçılık, organize, istihbaratın da arasında bulunduğu tüm birimleriyle Emniyet Genel Müdürlüğü’nün çok başarılı bir operasyona imza attığını söyledi.
Soylu, “Bu operasyon nerden çıktı? Bu operasyon Kıbrıs’tan çıktı, bu operasyon Halil Falyalı cinayetinden çıktı. Yaklaşık 2,5 milyar liralık bir paranın transferi görüldü. Yaklaşık şu anda 40 milyon dolarlık paraya el konuldu. Ama daha bu başlangıç” dedi.
Kıbrıs’ta otel ve kumarhaneler işlettiği bilinen ayrıca sanal bahis dünyasının da önemli isimlerinden sayılan Halil Falyalı, Kıbrıs Girne’de evinin yakınlarında silahlı saldırıya uğramış, kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti.
Falyalı’nın sanal bahis sektöründeki ortağı ise Veysel Şahin ile kardeşleri Murat ve İsmail Şahin’den başkası değildi elbette.
Veysel Şahin internet üzerinden uluslararası yasadışı bahis, kumar oynattığı iddiasıyla Sivas’ta yakalandı ve tutuklandı.
MASAK verilerine göre Şahin’in yönettiği bahis ve kumar çetesi yıllık 5 milyar avroya hükmediyor.
Halil Falyalı’nın öldürülmesi, Veysel Şahin’in de tutuklanması üzerine yeraltı dünyasında “sanal bahis baronu” olmak için ciddi kavgalar yaşandı.
Susurluk Çetesi, Kürt Ahmet’in çocuklarından sonra Ulucan ailesi de Kıbrıs merkezli bu büyük pastadan pay almak için her şeyi göze alan gruplardan en önemlileri.
Yine de bu savaştan Veysel Şahin ve kardeşleri galip çıktı.
Şahin, kendisi adına bu büyük organizasyonu yönetecek ismi buldu.
Kimdi bu isim?
Derkan Başer.
Derkan Başer Türkiye’de 2017’de sanal bahis çetelerine yönelik başlatılan “Handikap Operasyonu” kapsamında Veysel Şahin’le birlikte tutuklandı.
Başer, Veysel Şahin’in avukatları tarafından Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan itiraz sonucu iki kişi ile birlikte tahliye edildi.
Savcılık bu karara itiraz etse de Derkan Başer tahliye edildikten sonra Türkiye’yi terk etti.
Hakkında tutuklama kararı ve kırmızı bülten çıkarılan Başer aylar sonra ortaya çıktı.
Nerede mi?
Elbette Gürcistan’da.
Türkiye’den kaçan pek çok isim gibi Derkan Başer Gürcistan’ın özerk Acara Bölgesi’nin başkenti Batum’da görüldü.
Kendisi gibi firari olan ve aranan Metro Holding’in şimdiki “onursal başkanı” Galip Öztürk’ün himayesine giren Başer, kısa zamanda Öztürk ile ortak da oldu.
Öztürk ile Başer artık Batum’da istedikleri gibi yaşıyorlardı.
Ne oldu ise Derkan Başer Gürcistan polisi tarafından da Batum’da gözaltına alındı.
Araya muhtemelen Galip Öztürk girdi ve iki saat içinde salıverildi.
Sonrasında ortaklık da keyifli hayat da sürmeye devam etti.
Yukarıdaki resimde Firari Galip Öztürk ve Erkan Başer, kendilerine ait Batum’daki AVM’de yemek yerken görünüyor.
Hatta fotoğrafı sosyal medya hesaplarından çekinmeden paylaşıyorlar.
Resimde altı kişi var ama üç kişi önemli.
Galip Öztürk, Derkan Başer ve Raul Kakhadze.
İki ismi tanıyorsunuz zaten, üçüncü ismi ise birazdan tanıyacaksınız.
A3 Haber’de “Galip Öztürk’ün Batum’da tutuklanması ne anlam taşıyor?” başlıklı yazımda Galip Öztürk’ün ticari yaşantısını, Türkiye’den kaçtıktan sonra Batum’daki ticari yatırımlarını uzun uzun anlattım.
İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen “FETÖ BORSASI” davası sanıklarından Ahmet Kurtuluş ile Serkan Kurtuluş’un da Galip Öztürk ile ilişkilerini yazdım.
Galip Öztürk “tuhaf” bir şekilde Gürcistan polisinin 31 Mayıs 20220’de yaptığı operasyon ile gözaltına alındı.
Bürosunda yapılan aramada uyuşturucu maddenin yanı sıra sahte evrat düzenlemekle ilgili pek çok materyal bulunduğu açıklandı.
3 Haziran 2022’de yapılan mahkemede tutuklanarak cezaevine konuldu.
Odur budur ses seda yok.
Elbette iş ortağı Erkan Başer’den de…
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de bir gelişme yaşandı.
Gürcistan’da tutuklu bulunan Galip Öztürk’ün yakın akrabaları İstanbul’da mahkemeye başvurdu.
İstekleri vakıf kurmaktı.
Adı da Galip Öztürk Vakfı.
Talebi inceleyen Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi de 7 Ekim 2020’de vakfın kurulmasında sakınca görmeyerek onay verdi.
Vakfın amacı olarak da “Galip Öztürk soyundan gelen aile bireylerinin ve aile dışında kalan kurucu üye Raul Kakhadze ve ailesinin ihtiyaç sahibi bireylerinin ihtiyaçlarının karşılanması ile bunlar haricindeki ihtiyaç sahiplerine eğitim, sağlık vd. konularda hayır yapmak” olarak belirtildi.
Mal varlığı olarak 90 bin Türk Lirası belirlendi.
İşte Galip Öztürk soyundan gelenlerin “dışında kalan” diye belirtilen ve vakfın kurucu üyesi Raul Kakhadze, yukarıdaki resimde Galip Öztürk ile Erkan Başer ile birlikte gördüğünüz isimden başkası değil.
Raul Kakhadze aslında Galip Öztürk’ün Gürcistan’daki sağ kolu.
Hatta Galip Öztürk tarafından Batum’da kurulan Metro Avrasya Investment Georgia şirketinin yönetim kurulu üyesi ve genel müdürü.
Türkiye’de ve Gürcistan’da milyon dolarlar değerinde yüzlerce yatırımları bulunan, şirketlerinin hisseleri borsada işlem gören koskoca bir holding ve onun “onursal” başkanı Galip Öztürk adına neden vakıf kurulur?
Kazandığı milyonların bir bölümünü “hayır işleri” için kullanmak mı?
O zaman neden vakfın amacı Galip Öztürk ve onun Gürcü sağ kolunun “ihtiyaç sahibi” yakınları için yazılır ki?
Acaba Galip Öztürk Gürcistan’da da “sıkıntılı” günler mi yaşıyor?
Acaba şirketlerine ya da mallarına “el konmasın” diye vakıf kurup sonra da sermayesini oraya mı aktarmayı düşünüyor.
Ya da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıkladığı gibi “bu daha başlangıç” mı?
Galip Öztürk ve Gürcistan’daki ortağı Derkan Başer’e uzanacak bir operasyonun alınmaya çalışılan önlemleri mi?
Daha önce demiştim yineleyeceğim.
Ya birileri taşları yeniden sıralıyor.
Ya da birileri taşları deviriyor.