A3 Haber

Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na: “Bakalım kaç tane başörtülü milletvekili çıkaracaksın?”

Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na: “Bakalım kaç tane başörtülü milletvekili çıkaracaksın?”

Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na: “Bakalım kaç tane başörtülü milletvekili çıkaracaksın?”
Kasım 04
21:12 2022

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenerek, “Sen bir gece çıktın düzenleme yapalım diyorsun, biz de gel diyoruz. Niye kaçak dövüşüyorsunuz. Bunların işi her zaman istismar siyaseti.” dedi.

Anadolu Ajansı’nın “Global İletişim Ortağı” olduğu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından düzenlenen 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi, Atatürk Kültür Merkezi’nde başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan zirveye katılarak, konuşma yaptı.

Önceki toplantının Kovid-19 salgını dolayısıyla dijital ortamda gerçekleştirildiğini hatırlatan Erdoğan, zirvelerin her birinin ufuk açıcı tartışmalarla yürütülmüş olmasından memnuniyet duyduğunu anlattı. Kadının adalet kavramıyla bir araya geldiğinde geçmişten bugüne ve geleceğe konuşulacak çok konu, yapılacak çok tartışma çıktığının bir gerçek olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

“Kültürel kodların, farklı toplumlarda ve farklı coğrafyalarda, farklı tezahürlerle şekillendirildiği kadın algısı, üzerinde etraflıca durulmayı hak eden bir çeşitlilik gösteriyor. Dünyadaki kadın hareketlerinin dilini ve pratiğini şekillendiren en önemli unsurlardan birinin de bu kültürel kod farklılıkları olduğunu müşahede ediyoruz. İletişim imkanlarının küresel düzeyde yönlendirmeye açık bir şekilde genişlemesiyle ortaya çıkan tekdüzelik, çeşitli kültürlerdeki kadın algısının gerisindeki zenginliği ortadan kaldırmıştır. Batı medeniyetinin baskın karakteri en çok da kadına bakışta ve onun hayattaki konumuyla ilgili kabullerde ortaya çıkmıştır.”

Kadının rolü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın her yerindeki toplumlara aynı kadın modeli dayatıldığını, kadından aynı siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik rolü benimsemesi ve oynamasının istendiğini vurguladı.

Ülkelerin pek çoğunda nüfusun kırsaldan şehirlere yığılması, kitlelerin aynı iletişim kanallarından beslenerek hayat biçimlerini ve hayallerini şekillendirmesinin de bu dayatmayı beslediğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

“Öyle ki bunun dışındaki her türlü kültürel davranış, bir anda kendini küresel bir linçe tabi tutulurken burada görebilmektedir. Sosyal medya mecralarının ülkelerin siyasi tercihlerini yönlendirmedeki etkilerinden çok daha fazlası kadın konusu başta olmak üzere sosyal ve kültürel alanlarda yaşanmaktadır. Artık bu mesele sadece bilim insanlarının, sivil toplum kuruluşlarının ilgi alanı olmaktan çıkıp, insanlığın topyekun gündem başlığı haline gelmesi gereken bir seviyeye ulaşmıştır. Gelişmiş ülkelerin dışarıya verdikleri imajın tersine, kadına yönelik cinayet, şiddet, ayrımcılık gibi konularda halen ciddi sorunlar yaşadıklarını biliyoruz. Biz elbette ülkemizde tek bir kadının bile sırf cinsiyeti yüzünden şiddete uğramasını, hele hele hayatını kaybetmesini asla kabul edemeyiz. Aynı şekilde ülkemizi sanki kadına yönelik şiddetin ve cinayetin dört bir yanda kol gezdiği bir yer gibi sunanların aslında kendi içlerindeki çürümeyi gözlerden kaçırmaya çalışmasını da kabul edemeyiz. Kadınların mağduriyetine yol açan çarpık kabuller dünyanın her yerinde olduğu gibi gelişmiş ülkelerde de ne yazık ki sürüyor. Şayet bu sorgulamayı gelişmiş ülkelerde yaşanan sorunlar dahil her türlü bağnazlığın üzerine çıkartarak yapamazsak arzu ettiğimiz vicdani, adil, sürdürülebilir toplumsal iklime ulaşamayız.”

Zirvenin kadınlarla birlikte tüm insanlar için hayırlı olmasını diliyorum. Dünyadaki kadın hareketlerini şekillendiren en önemli etken kültürel farklılardır. Batı medeniyetinin baskın karakteri, en çok kadına bakışta ortaya çıkmıştır. Bugün dünyanın her yerindeki toplumlarla aynı kadın rolü dayatılmaktadır. Ülkelerin pek çoğunda nüfusun kırsaldan şehirlere yığılması da bu dayatmayı beslemektedir. Bunun dışındaki her türlü davranış küresel bir lince tutulmaktadır.

Gelişmiş ülkelerin verdiği imajın tersine, kadına yönelik şiddette ciddi sorunlar yaşandığını biliyoruz. Biz ülkemizde sırf cinsiyeti yüzünden şiddete uğramasını, hayatını kaybetmesini kabul edemeyiz.

Zirvede geleceğe ışık tutacak sonuçlara ulaşılacağı anlaşıyor. Kadınların dışlandığı bir dünya insanlığın yarasından feragat etmiş demektir.

Yürüttüğümüz mücadelede en büyük desteği gördüğümüz kadınlarla her alanda başarılara ulaşacağımız bir gelecek bizi bekliyor. İnancımızın, medeniyetimizin, kültürümüzün gereği olarak bu mücadeleyi sizlerle omuz omuza sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız.

Ülkemize 20 yılda asırlık eserler kazandırdık derken mübalağa etmiyoruz. Türkiye demokrasi atağı ile geldiği seviyede, hep birlikte geleceğe güvenle bakabilmemizi sağlıyor. Asıl büyük değişimi zihinlerde sağladığımıza inanıyorum.

Anayasımızın 10. maddesinde, “kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir” ibaresini ekleterek işe başladık. Kadına yönelik şiddetle en etkin mücadele edeceğimizin sözünü daha hükümete gelmeden halkımıza vermiştik.

Aile içi ve kadına karşı işlenen suçların cezalarını artırarak bu doğrultuda önemli adımlar attık. Çalışan kadınların şartlarını iyileştirdik. Gebelikten itibaren doğuma ve çocuğun büyümesine kadar anneleri koruyan maddi olarak destekleyen işler yaptık.

Ülkemizin 81 iline yaygınlaştırdığımız şiddet önleme merkezlerimizle 1 milyon kadına hizmet verdik.

Yıllar yılı başörtünün düşmanı olan, üniversitelerde ikna odaları kuranların kimler olduğunu bilmiyor muyuz? Şimdi bu ikna odalarını kuranlar geldiler başörütsü sorununu çözelim diyorlar. Ben şimdi bir teklifte bulundum, bakalım seçimlerde kaç tane başörtülü milletvekili adayı çıkartacaksın. Meclis’te bir zamanlar bunların ağababaları TBMM’de başörtülü kardeşimizi kovmadılar mı?

Biz diyoruz gel yeni anayasa yapalım. ayrım yapmadan bütün kadınlarımız bu süreci yaşansınlar. Şimdi arkadaşlarımız ziyarete gittiler, şu an gerek yok seçimden sonra çalışalım dediler. Sen bir gece çıktın düzenleme yapalım diyorsun, biz de gel diyoruz. Niye kaçak dövüşüyorsunuz. Bunların işi her zaman istismar siyaseti.

Çeyrek asır önce hayal bile edilemeyecek şu özgürlük iklimini dizayn ederken nelerle karşılaştığımızı millet çok iyi biliyor. Bu mücadelelerde, vesayetin başını çeken bir partinin başkanı başörtüsü konusunu yeniden gündeme getirdi. Kadınlarımızın başını örtmesi tabii bir durumdur. Devletin tüm kurumlarında başörütüsü kardeşlerimiz var. Hakimimiz, savcımız, polismizi valimiz var. Yaptık da ne oldu? Türkiye yıukıldı mı? Tam aksine şimdi hepsi ‘çok daha rahatız, huzurluyuz.” diyor. Yeter ki biz ön açalım. Ön açtığımız zaman bu ülke geleceğe yürüyecektir. Son tartışma vesilesiyle gördük ki, ülkemizde kökünün kurudğunu düşündüğümüz habis zihniyet duruyor.

Yaptığımız hazırlığı Meclis’te bulunan tüm partilere götürdük.

İkna odalarını kuranlar şimdi de geldiler ‘Başörtü sorununu çözelim’ diyorlar. Ne kadar güzel. Bak nereden nereye geldik.

(Böşörtüsü) Bir gece yarısı kalktın ‘Yasal düzenleme yapalım’ dedin. Biz yıllardır bunu düşünüyoruz zaten. ‘Gel’ diyoruz ‘şimdi bunu beraber yapalım.

“Kaşar simit her zaman hazır yemeğimdir”

Geçenlerde genel başkan yardımcılarımdan bir tanesi Mamak’ta gençlerle bir sohbete gitti. Gençler soruyorlar; ‘Bu Amerika ziyareti neydi?’ Benim genel başkan yardımcım ‘O hamburger siyasetiydi, ben şimdi sizlerle simit-kaşar siyaseti yapacağım’ dedi. Ve arkadaşımız da onlara kaşar-simit hediye etti. Benim de tabii gençlik yıllarımdan beri kaşar-simit her zaman hazır yemeğimdir. Hep bunu yaptım.”

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER