Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında açılan davanın ilk duruşması bugün görülüyor. Adliye önündeki alan kapatıldı. 57 gündür cezaevinde tutulan TTB Başkanı Prof. Fincancı’nın, sağlık sorunu olmasına rağmen Ankara’dan İstanbul’a elleri kelepçeli olarak minibüsle getirildiği belirtildi. Savunmalarınd ardından mahkeme TTB Başkanı Fincancı’nın tutukluluğna devam kararı verdi. Duruşma 29 Aralık’a ertelendi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında tutuklanarak hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 7 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açılan Türk Tabiler Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın ilk duruşması bugün görülüyor.

Fincancı’nın Çağlayan’da görülecek ilk duruşması öncesi, adliye önündeki alan, polis tarafından kapatıldı.

TBB üyeleri, siyasi parti temsilcileri bugün 24’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan dava öncesi adliyeye yakın bir noktada açıklama yaptı.

TTB Merkez Konseyi 2. Başkanı Ali İhsan Ökten, “Bugün Çağlayan adliyesinin önünde iki aya yakın bir süredir ülkemiz demokrasisi ve hukuk açısından yaşadığımız utanç verici bir dönemin bir nebze olsun sonlaması için toplandık. Ancak bugün gördüğümüz gibi dün ülkemiz adına demokrasi ve insan hakları açısından utanç verici durumun devam ettiğini öğrendik. Birçok sağlık sorunu olması nedeniyle uçak ile getirilmesi için her türlü hukuki girişimlerimize rağmen Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın bir minibüs ile elleri kelepçeli olarak saatlerce süren bir yolculukla Ankara’dan İstanbul’a getirildiğini öğrendik” dedi.

Dava Ankara’dan İstanbul’a gönderildi

Fincancı hakkında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyindeki operasyonlarında “kimyasal silah kullandığı” iddialarına yönelik değerlendirmeleri ardından 20 Ekim’de soruşturma başlatılmıştı. Fincancı, 27 Ekim’de ise “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklanmıştı. Fincancı’nın dosyası, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin iddia edilen suçun işleniş yeri ve ikamet adresi gerekçe göstererek İstanbul mahkemelerine gönderilmesine karar vermesi üzerine dava İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti.

Duruşmadan notlar

Fincancı’nın duruşmasından notlar, TTB’nin kurumsal sosyal medya hesabından paylaşıldı. TTB’nin takipçileriyle paylaştığı notlar ve satır başları şöyle:

• Çağlayan Adliyesi’nin dışında başlayan yoğun güvenlik önlemleri içeride de görüldü. Salona sadece bazı kurum temsilcileri ve avukatların bir kısmı alındı.
• Duruşma başladı, salondan Fincancı’ya destek sesleri yükseldi. Katılımcı avukatların zapta geçmesi için avukatların yoğun baskısı kabul gördü, mahkeme heyeti duruşmanın üç avukatla devam etmesi konusunda ısrarcı oldu.
• Fincancı savunmasına, mahkeme heyetinin hitap biçimine itiraz ile başladı. Ardından İstanbul’a getirilme şeklinin adil yargılanma hakkına aykırı olduğunu ifade etti. Kendisine verilen ulusal ve uluslararası desteğe teşekkür ederek, şu anda salonda bulunan ve bulunamayanların desteğini hep arkasında hissettiğini belirtti. Adli tıp uzmanlık alanının devletle en çatışmalı alan olduğunu, bir tarafta erkin gücünü elinde bulunduran devlet, diğer tarafta ise hakikati ortaya çıkarmak isteyen adli tıpçılar olduğunu ifade etti.
• Fincancı, bugüne kadar adli tıp hekimi ve insan hakları savunucusu olarak yaptıklarını örnekleriyle açıkladı.
• Kendisine yöneltilen iddialar üzüerine konuşmasına başlayan Şebnem Korur Fincancı, “Kant’ın savunduğu aklın yerine, kendi aklını ön plana geçirenlerin ancak hakikat bükücüsü olabileceğini” ifade etti.
• Avukatlar da savunmalarında özetle şunları söylediler: Dosyanın çok özensiz hazırlandığı, iktidar bloğunun TTB başkanı ile ilgili eş zamanlı olarak yargıyı harekete geçirdiği, nefret söyleminin devam ettiği ve dosya oluşturulmadan yargılama kararının verildiği ifade edildi. İnsan hakları mücadelesi veren Şebnem Hoca gibi bir isime gözaltı sürecinde yaşatılanların ironik olduğu belirtilerek iddianamenin kopyala yapıştır usulü ile oluşturulduğu ifade edildi. Yıllarını insan hakları mücadelesine veren bir bilim insanının, herhangi bir haber kanalına verdiği açıklamanın sadece halkın haber alma hakkı kapsamında değerlendirilebileceği belirtildi.
• Avukatların savunmalarında şu husular dile getirildi: Soruşturma sürecinde dosya içeriği konusunda suça ait bilginin olmadığı, haberin dijital çözümlemesi yapılmadan müvekkilin iki ay boyunca gereksiz bir şekilde tutuklandığı aktarıldı. TİHV Başkanlığı’nın ve TTB yönetiminin lehteki tüm delilleri sunmasına rağmen dosyaya bunların konulmadığı iletildi. Bununla birlikte yedi dakikalık programdan sadece beş kelime seçilmesinin savcının niyetini gösterdiği belirtildi.
• Av. Meriç Eyüboğlu “Bu tutuklama ile iktidar tüm topluma ve kendileri gibi düşünmeyenlere bir mesaj vermek istemiştir” dedi.
• TTB avukatlarından Av. Hülya Yıldırım “Suçun katalog suçlara konulması ve tutukluluk kararı, toplum ve yargılama açısından telafisi imkansız bir durumdur” diyerek, “Herhangi bir beyanın, milli güvenlik için tehlike oluşturduğu iddiası dahi ifade özgürlüğü kapsamında suç oluşturmaz. Asıl tehlike, konunun AİHM ve AYM içtihatları dışında yorumlanmasıdır. Dosyada mağdur yok, tanık yok. Müvekkilim yurtdışında olduğu sırada, soruşturma açıldığını bilerek kendi iradesi ile dönmüştür. İkameti bellidir. Kaçma şüphesiyle tutuklanması için somut gerekçeniz nedir” diye sordu.
• Savunmalar sonrası esas hakkında mütalaasını veren savcı, propaganda suçundan üst limitten ceza verilmesini ve Şebnem Korur Fincancı’nın tutukluluğunun devamını talep etti. Duruşmaya bir saat ara verildi.

Ttutukluluğun devamına karar verildi

• TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
• Duruşma 29 Aralık tarihine ertelendi.