18 Aralık 2002.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Necip Hablemitoğlu Ankara Portakal Çiçeği Sokak’ta evinin yakınlarında başından vurularak öldürüldü.
AKP iktidarının 20 yıl boyunca çözemediği en önemli “suikast” davalarından biri.
15 Temmuz başarısız darbe girişimiyle birlikte dosya yeniden açıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlarını Soruşturma Bürosu tarafından yapılan araştırma sonucu bazı isimlere ulaşıldı.
Daha sonra hazırlanan ve mahkeme tarafından da kabul edilen iddianameye göre Hablemitoğlu cinayetinin işlenme nedeni ve süreci kısaca şöyleydi:

• Adı Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) Müsteşarlığı için geçen Hablemitoğlu, daha önce yaptığı çalışmalar (Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası-Köstebek kitapları) nedeniyle bazı çevrelerden baskı görüyordu.
• Hablemitoğlu’nun yaptığı tespitler Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılanan Fethullah Gülen’in dosyasına da delil olarak girmişti.
• 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin ardından “FETÖ” olarak anılan, AKP iktidarının ise uzun yıllar “cemaat” olarak adlandırdığı yapı, Hablemitoğlu için harekete geçti.
• Örgütün sözde Türkiye imamı (firari) Mustafa Özcan, Hablemitoğlu’nun MİT Müsteşarı olmasını engellemek için eski istihbaratçı Enver Altaylı ile temas kurdu.
• Altaylı’nın görüşme taleplerine Hablemitoğlu “hayır” yanıtı verdi.
• Bunun üzerine Altaylı, MİT Müsteşarı olmak isteyen bir başka isim olan eski Özel Kuvvetler Komutanlığı Muhabere Arama Kurtarma (MAK) eski Alay Komutanı Levent Göktaş ile Aydın Köstem üzerinden temas kurdu.
• Hablemitoğlu suikastını kabul eden Göktaş, emrinde görev yapan eski askerler Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek ve Nuri Gökhan Bozkır’a emir verdi.
• Aldığı emirle Nuri Gökhan Bozkır, Hablemitoğlu’nun evinin bulunduğu Portakal Çiçeği Sokağı’nda “hurdacı” kılığında keşif yaptı.
• Keşif timinde Bozkır ile birlikte eski ÖKK mensubu İrfan Birkan ile Birol Ercan da vardı.
• Suikasttan sonraki yıllarda vefat eden Hablemitoğlu’nun komşusu Nurhan Yıldırım’ın anlatımına göre keşif için kullanılan 06 TBZ 08 plakalı Doğan S marka araçtı.
• Bozkır’ın yaptığı keşfin ardından o dönem Kazakistan’da görevli olarak görünen eski Yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu İstanbul aktarmalı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gitti.
• Askeri kargo uçağı ile Kıbrıs’tan Ankara Etimesgut Askeri Havaalanı’na gelen Mumcuoğlu, evine girmek üzere olan Necip Hablemitoğlu’nu öldürdükten sonra aynı rotayı takip ederek Kazakistan’a döndü.

Doç. Necip Hablemitoğlu suikastı dosyasını yeniden açan savcılık, olay tarihine ait bir yıllık Türkiye genelinde arama kaydı (Call Detail Records) verilerini inceledi.
İddianamede yer alan bilgilere göre Ahmet Tarkan Mumcuoğlu Kazakistan’da görevli iken her gün ailesi ile telefonla görüştü.
Sadece 5 Aralık 2002’den 29 Aralık 2002’ye kadar ailesi ile irtibat kurmadı.
Mumcuoğlu’nun eşi Z.M. suikastten bir gön önce KKTC’den sabit bir hattan arandı.
Aynı numara aynı gün Fikret Emek’i de aramıştı.

Necip Hablemitoğlu suikastının ardından düzenlenen olay yeri tutanağına göre ise, Hablemitoğlu’nun vurulduğu yerde MKE markalı kovan ile Alman menşeli Luger Frontier marka 9×19 milimetre çapında iki kovan bulundu.
Savcılık, ilk ve ikinci atış düşünüldüğünde, şüphelinin silah kullanma tekniğini bilen, soğuk kanlı ve kısa boylu sayılmayacak biri olduğu izlenimi edinildiğini not aldı.
Savcılık bu delillerden sonra tetiği çeken isim olarak Ahmet Tarkan Mumcuoğlu olduğuna kanaat getirdi.

Savcılığın talimatı üzerine polis operasyonlara başladı.
Enver Altaylı başta olmak üzere, olaya karıştığı düşünülen bazı isimler gözaltına alındı.
İki isim hariç.
Biri, suikastı planlamak ve emir vermekle suçlanan Levent Göktaş, diğeri ise olay yerinde keşif yaptığı iddia edilen Gökhan Nuri Bozkır.
Her iki isim de Türkiye’de Hablemitoğlu suikastının dışında da tanınıyordu.
Gökhan Nuri Bozkır Suriye’ye yasa dışı yollardan götürülen silahlardan, Türkiye’de patlayan bombalara; Levent Göktaş ise özellikle Sezgin Baran Korkmaz ile iş insanı İnan Kıraç arasındaki “ihtilafı” çözme konusundaki “yardımı” nedeniyle kamuoyu gündemindeydi.

Çıkarılan kararının ardından Gökhan Nuri Bozkır Ukrayna’da, Levent Göktaş ise Bulgaristan’da yakalanarak Türkiye’ye teslim edildi.
Levent Göktaş Hablemitoğlu suikastıyla ilgisinin bulunmadığını ifade ederken Gökhan Nuri Bozkır ise “itirafçı” oldu.
Bozkır’ın itirafçı olduktan sonra verdiği ifadede o dönem “üst düzey” rütbede bulunan bir ismin 2002 Kasım ayı ortalarında kendisini çağırarak “örtülü” bir görev kapsamında Hablemitoğlu’nun “hedef” olarak belirlendiğini ve kendisinden Portakal Çiçeği Sokağı’nda keşif yapmasını istediğini anlattı.

Bozkır, suikast günü mesai sonrasında cep telefonunu kapattığını ve evde bıraktığını kaydederek, daha önce satın aldığı bir telefona kendisine verilen operasyonel hattı taktığını söyledi.
Bir süre sonra, tetikçi olduğunu iddia ettiği kişinin bu hattan kendisini aradığını söyleyen Bozkır, “Bana kendisini evinin bulunduğu yerden almamı söyledi. Mesai bitmeden önce bir arkadaştan arabasını almıştım. Tetikçiyi söylediği yerden bu arabayla aldım. Evin yakınındaki boş arazide indirdim. (Beni bu sokaktan (Portakal Çiçeği) alırsın) dedi. Sokağa çıkan ara sokaklardan birinde beklemeye başladım. 5-10 dakika sonra silah sesi duydum. Sokağa girerek tetikçiyi aldım ve evine bıraktım” ifadesini kullandı.
Bozkır, tetiği çektiği öne sürülen asker kökenli eski istihbaratçı Tarkan Mumcuoğlu’nun, Hablemitoğlu öldürüldükten sonra silahı nasıl yok ettiğini de açıkladı.
Anlatımına göre Hablemitoğlu suikastında kullanılan silah Ankara’daki Mogan Gölü’ne atıldı. Nuri Gökhan Bozkır, silahı göle atarken Tarkan Mumcuoğlu’nun yanında eski binbaşı Bülent Kutsal’ın da bulunduğunu söyledi.
Mogan Gölü’ndeki bütün aramalara rağmen cinayette kullanıldığı söylenen silah bulunamadı.

Yeniden açılan Hablemitoğlu suikastı dosyası özetle böyle.
Savcılığın hazırladığı iddianame mahkemece kabul edildi. İddianamede, Fetullah Gülen ile örgüt yöneticilerinden Mustafa Özcan, Aydın Köstem ve Enver Altaylı, Hablemitoğlu’nu tasarlayarak öldürmeye azmettirmekle suçlandı.
Emekli Albay Levent Göktaş, emekli Yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ve emekli Binbaşı Fikret Emek’in Hablemitoğlu’nu “tasarlayarak öldürdükleri” belirtildi.

Bu kapsamda söz konusu sanıkların “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, ayrıca Göktaş’ın “örgüt kurmak” suçundan 8 yıla, Mumcuoğlu ve Emek’in ise “suç örgütüne üyelikten” 4 yıla kadar cezalandırılmaları istendi.
Eski Yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır için ise “tasarlayarak kasten öldürmeye yardım” suçundan 20 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, ayrıca “suç örgütüne üyelikten” 4 yıla kadar daha hapisle cezalandırılması talep edildi.

Geçtiğimiz günlerde bir haber yayınlandı.
Buna göre Necip Hablemitoğlu hakkında açılan davanın ilk duruşması Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 14 Şubat 2023’te yapılacak.
Türkiye’nin gündeminde bir başka olay; Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’e düzenlenen suikast konuşulduğu için Hablemitoğlu davası pek gündeme gelmedi.
Haberlere göre, dosyalı inceleyen mahkeme tensip zaptı (davanın açıldığı mahkemenin ilk duruşmadan önce, duruşmaya kadar yapılacak iş ve işlemleri belirlemek için tuttuğu tutanak) hazırladı.
Tensip zaptına göre; mahkemenin yargılayacağı 10 isim var.
Kim bunlar?
Fetullah Gülen, Enver Altaylı, Levent Göktaş, Nuri Gökhan Bozkır, Mustafa Özcan, Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek, Ali Serhan Ilıcak, Mehmet Narin ve Aydın Köstem.

Mahkeme tarafından hazırlanan 18 maddelik zapta göre; ilk duruşmada tüm tutuklu sanıkların “BİZZAT” duruşma günü ve saatinde salonda hazır bulundurulmalarının istenirken bazı kurumlardan da çeşitli belgeler istendi.
Nedir o talepler?

• Türkiye Bankalar Birliği’nden tüm sanıkların müşterisi oldukları bankalara bildirdikleri GSM ve diğer sabit numaralar ve bildirdikleri tarih.
• Türk Telekom Genel Müdürlüğü’nden 1 Ocak 2000 ila 1 Ocak 2017 tarihleri arasında Ankara’daki mevcut kamuya açık kullandırtılan (Askeri birlik, kamu kurum kuruluşları, Hastaneler içindeki ankesör hatları hariç) tüm ankesör hat listelerinin aktivasyon-kapatma tarihleri.
• Türk Telekom Genel Müdürlüğü’nden 1 Ocak 2000 ila 1 Ocak 2017 tarihleri arasında Türk Telekom abonesi olan ve kontörlü̈ hat işletmeciliği yapan Ankara’da faaliyet göstermiş tüm Türk Telekom bayilerine tahsis edilen kontörlü̈ hatların ve abonelerin açık kimlik bilgileri ile bu hatların kurulu bulundukları adresler ve bu hatların aktivasyon ve kapatma tarihleri.
• Ankara İl Emniyeti’nin kontörlü̈ büfe/ankesör hat havuzunda yer alan tüm numaralar ile mahkememizin bu güne kadar diğer dava dosyalarında yaptırdığı saha araştırmaları sonucu kontörlü̈ büfe hattı olduğu tespiti yapılan ve bugüne kadar 10 adet suç duyurusuna konu edinmiş olan kontörlü̈ hat listelerine ilişkin numaralar bir liste halinde Türk Telekom Genel Müdürlüğüne gönderilerek; bu kontörlü̈ hatların ilk tesis tarihinden itibaren abonelerinin açık kimlik bilgileri, bu kontörlü̈ hatların kurulu bulunduğu adresler ve bu hatların aktivasyon ve kapatma tarihleri.
• Türk Telekom Genel Müdürlüğü’nden 1 Ocak 2000 ila 1 Ocak 2017 tarihleri arasında Türk Telekom’dan kontörlü̈ hat işletmek üzere abone olan ve abonelik sözleşmelerinde kontörlü̈ hat işleteceklerine dair sözleşme yapılan Ankara’daki tüm kontörlü̈ hat işletmecilerine tahsis edilen tüm kontörlü̈ hatların abonelik bilgileri, bu kontörlü̈ hatların kurulu bulundukları adresler, bu kontörlü̈ hatların hat işletmecilerinin açık kimlik bilgileri.
  BTK’dan (Bilgi Teknoloji Kurumu) sanıklar adına kayıtlı tüm GSM ve sabit hatların abonelik bilgileri, aktivasyon-kapatma tarihleri.
• ÖSYM’den sanıkların bugüne kadar ÖSYM kapsamında girmiş oldukları tüm sınavlar ve ÖSYM’ye bildirdikleri tüm iletişim numaraları.

Buraya kadar 18 Aralık 2002’de Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Necip Hablemitoğlu’nun evinin önünde uğradığı silahlı saldırı ile ilgili kısa bilgiler verdim.
Ayrıca suikast ile ilgili yapılan bir ve ikinci soruşturmalar, olayda ismi geçenler, yeniden açılan soruşturma sonucu savcılığın vardığı sonuç ve iddianamesi ile yargılamayı yapacak olan mahkemenin geldiği son noktayı özetledim.
Amacım bundan sonra yazacaklarım ile ilgili “bilgi tazelemek” ve Hablemitoğlu suikastı ile ilgili “kafa karıştıran” noktaları daha rahat anlamamıza yardımcı olmaktı.

Bir son dakika gelişmesi olarak 5 Ocak 2023’te Kısa Dalga isimli internet sitesinde Cengiz Erdinç’in sorularına, Hablemitoğlu cinayeti zanlısı Göktaş’ın verdiği yanıtladığı okumanızı tavsiye ederim.
Kendisinin Hablemitoğlu suikastı ile ilgili olmadığını savunan, Doç. Necip Hablemitoğlu ve Nuri Gökhan Bozkır’ı tanımadığını söyleyen ve sonucu “Devletin en sadık kuluyum ama kimse farkında değil” diye bağlayan ilginç bir söyleşi.

Bütün bu özet bilgileri aklınızda tutarsanız, bir sonraki yazımda nedenlerini anlayacaksınız.
Kim kimin için ne dedi ama ne oldu?
Ortada bir sürü iddia, suçlama ve ifade var.
Büyük bölümü yazılı ve görsel basına yansıdığı kadarıyla davanın neredeyiz?
Bu yargılamadan sonuç çıkar mı?
Çıkan sonuç kamu vicdanı rahatlar mı?
Yazılanların ötesinde resmi kayıtlarda başka neler var.
Bütün bunları anlamamız için tarihte kısa bir yolculuk yaptık diyelim.
Bir sonraki yazıda bu yolculuğun nedenlerini anlatınca aydınlanırız belki.
Ne dersiniz?