A3 Haber

Lice’de Nevruz günü 14 yaşındaki çocuğa işkence: Üç polis tutuklandı

Lice’de Nevruz günü 14 yaşındaki çocuğa işkence: Üç polis tutuklandı

Lice’de Nevruz günü 14 yaşındaki çocuğa işkence: Üç polis tutuklandı
Mart 27
17:57 2023

Diyarbakır Valiliği, Lice ilçesinde Nevruz günü 14 yaşındaki Y.D.’nin darp edildiği iddialarına ilişkin idari soruşturma başlattı. Görevden uzaklaştırılan polislerden ikisi Lice’de, sağlık raporu alıp şehir dışına çıkan üçü de Ankara’da gözaltına alındı. Polislerden üçü tutuklandı, ikisi serbest bırakıldı.

Hastanede iki gün tedavi edildikten sonra taburcu edilen çocuk, fotoğraflarla üç polisi teşhis etmişti. Gözaltına alınan beş polis hakkında işkence suçu kapsamında soruşturma yürütüldü.

Lice Sulh Ceza Hakimliği, “kasten yaralama” suçundan üç polis için tutuklama kararı verdi. Mahkeme, “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” fiilinin ise gerçekleşmediğine hükmetti.

Diyarbakır Barosu, olaydan bir gün sonra çocuğa işkence ve kötü muamele yapıldığını belirterek Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu.

Başvuruda, tehdit ve hakaretlere uğrayan çocuğun kasten yaralandığı ve özgürlüğünden yoksun bırakıldığı öne sürülmüştü.

Ailenin aktardığına göre, Lice’de Pazartesi günü Nevruz kutlamaları sırasında ateş yakan çocukları dağıtmak üzere bir sokağa giren bir polis ekibi, kendilerinden kaçan iki çocuğu ekip arabasına bindirdi.

BBC Türkçe’den Hatice Kamer’e konuşan çocuğun babası Yılmaz Diken, polisin oğlunu alıkoyduğunu, arkadaşını ise yaşı küçük olduğu için salıverdiğini anlattı.

Yılmaz Diken, ilçe çıkışında tenha bir yere götürülen oğlunun burada tehdit edilip ırkçı hakaretlerle dövüldüğünü söyledi. Diken’e göre oğlu, tabanca kabzası, tekme ve yumruklarla darp edildi.

Baba Diken, “Nevruza gidiyorum diye boynuna puşi bağlamış, o puşiyle ellerini kafasına bağlamışlar. Ayaklarına da kelepçe takmışlar, daha sonra bizim mahalleye yakın bir yere, bir dere kenarına atmışlar. Tesadüfen o bölgede ahırı olan bir tanıdık oğlumu görmüş ve hastaneye götürmüş” diye konuştu.

Y.D.’ye işkence edenler arasında amir çıktı: Kademeli güç kullandık!

Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre Lice’de 14 yaşındaki Y.D.’ye işkence edenler arasında olan ve serbest bırakılan Aykut Oral’ın Emniyet Amiri olduğu ortaya çıkarken, beş polisin olayın gelişimine dair çelişkili ifadeler vermesi dikkat çekti.

Kasten silahla ve kamu görevlisinin sahip olduğu nüfus kötüye kullanmak suretiyle yaralama, silahla birden fazla kişi tarafından birlikte kamu görevini sağladığı nüfus kötüye kullanılmak suretiyle cebren çocuğa karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından serbest bırakılan olay sırasında polis grubuna amirlik yapan Emniyet Amiri Aykut Oral, ifadesinde suçlamaları reddetti.

Mağdur Y. D.’nin kendisine yönelttiği “silah dipçiğiyle vurdu” suçlamasını kabul etmeyen Oral, aracın içinin darlığı nedeniyle bunun imkansız olduğunu savundu. Y. D. sebepsiz yere araca alması ve hürriyetten yoksun bırakmasına ilişkin hürriyeti tehdit gibi bir kasıtları olmadığını belirten Oral, “Mağduru araca aldıktan sonra mağdur serbest kalmak için ısrar etti. Önce annesinin vefat ettiğini, daha sonra işsiz olduğunu, babasının kanser hastası olduğunu, bu olayı duyarlarsa daha çok üzüleceklerini ve hakkında işlem yapıldığı zaman geleceğinin mahvolacağını, herhangi bir şekilde devlet memuru olamayacağını beyan etti. Ayrıca toplumsal olaylarda çocukların öne sürülmesi sebebiyle çocukların olay mahallinden alınmak suretiyle işlem yapmaksızın ailelerine teslim ya da olay yerinden uzaklaştırılması için ilçe güvenlik toplantısında kararlar almıştık. Bu toplantıyı Lice Kaymakamı Başkanlığında diğer Mal Müdürü, İlçe Nüfus Müdürü, İlçe Jandarma Komutanı ve diğer kurum müdürleri huzurunda alınmıştır. Söz konusu olayda da mağduru, Nevruz olaylarının çıkması sebebiyle olay mahallinden araca aldık. Mağdurun bize yalvarması ve ısrar annesi sebebiyle ayrıca ailesine kendisinin gideceğini söylemesine istinaden işlem yapmaksızın bıraktık, olayda tek kabahatimiz bu olabilir” diye savundu.

Y.D.’nin Nevruz ateşine yakacak attığını bunun için aldıklarını söyleyen Emniyet Amiri Oral, “Mağdura herhangi bir fiziki eylemde bulunmadığımız için de çocuğa işlem yapmaksızın çocuğun isteği doğrultusunda serbest bıraktık, tek hatam bu olabilir. Diğer tüm suçlamaları da kabul etmiyorum. Ayrıca son olarak belirtmek islerim ki mağduru yoldan geçerken zırhlı polis aracına almadık, Nevruz olaylarında yakılan ateşe yakacak atarken tespitlerimiz vardır. Üzerinde şişme bir mont ve yüzünü ise bir bez parçasıyla kapatmış vaziyette ateşin başında tespit etlikten sonra biz mağduru araca aldık. Bu hususların da ayrıntılı bir şekilde araştırılmasını talep ediyorum” diye ifade verdi.

Y.D.’nin fotoğraflı teşhisini, “Mağdurun fotoğraftan beni göstermesi son derece normaldir çünkü ilçenin emniyet amiriyim ve herkes beni tanır” sözleriyle savundu.

Ankara 02 No’lu Baro’dan Oral’ın savunmasını yapan Avukat Dilhan Aydın ise, teşhis konusunu “Teşhis hususunu da kabul etmek mümkün değildir, çünkü müvekkilim İlçe Emniyet Amiri olması sebebiyle herkes tarafından bilinmektedir, müvekkilimin ismini yazsa dahi internet ortamında müvekkilimin resmine ulaşma imkânı vardır. Mağdurun müvekkilimi teşhis etmesi konusunda yönlendirildiği çok açıktır” iddiasını öne sürdü.

Serbest bırakılan polis ve araç sürücüsü Hayrettin Çakmak da işkenceyi reddederek, Y.D.’yi Nevruz kutlamasında aldıklarını, ailelerin çocuklarını çağırmaması üzerine birini alırsak aileler çocuklarını eve çağırır diye aldıklarını söyleyerek, “Araca alma sebebimiz ise Nevruz olaylarına katılan çocukları aileleri çağırmıyordu. Bu sebeple olaylar sonlamıyordu. İçlerinden birini alıp işlem yaparsak diğer ailelerde çocuklarını eve çağırır, olaylarda sonlanır diye düşündük. Bu amaçla mağduru olay yerinden polis aracına aldık” diye ifade verdi.

Emniyet Amiri Oral gibi “tek hatalarının Y. D. hakkında işlem yapmadan serbest bırakmaları” olduğunu öne süren araç sürücüsü polis Hayrettin Çakmak, Y.D.’nin alınmasına ilişkin beyanında kendilerine taş atıldığını belirtmezken, aracın neresine oturduğu sorusu sorulunca “Mağduru araca bindirirken bizlere gruptan taş atıldı. Bizlere taş atılması sebebiyle mağduru araca bindirdikten sonra hızlıca araca bindik. Normalde ben zırhlı araç şoförüyüm, çok fazla taş atıldığı için Aykut Oral amirim hızlı bir şekilde araç şoför koltuğuna bindi. O araç şoför koltuğuna bindiği için ben de aracın ön tarafına onun yanına bindim” yanıtını verdi.

Çakmak’ın avukatı Ankara Barosu’na kayıtlı Büşra Gamze Başer ise darp raporuna rağmen mağdur Y.D.’nin beyanlarının soyut olduğunu savundu.

Kendisi hakkındaki iddiaları reddeden tutuklanan polis Gökhan Bay ise “Bahtiyar Aydın Caddesine geldiğimizde bir grubun ateş yaktığını gördük, daha sonra polis TOMA aracına ve bizim içinde bulunduğumuz araca taşlar atılmaya başladı. Daha sonra grup kaçışmaya başladı. Biz de olayı başlatan şahısların kimler olduğunu öğrenmek için kaçan şahıslardan birini durdurduk. Bu kişinin yüzü kapalıydı, o esnada tekrar bize doğru taşlar atılmaya başladı. Hem bu şahsı hem de kendimizi taşlardan korumak için hep beraber bu şahıs da içinde olmak üzere araca bindik. Aracın içerisinde bu şahsın yüzündeki bezi açınca çocuk olduğunu anladık. Araçla güvenlikli bölgeye gitmek için Kulp ilçesi istikametine doğru yöneldik, Kumluca bölgesine gelince durduk” yönünde beyanda bulundu.

Daha sonra İlçe Emniyet Müdürlüğüne döndüklerini, çocuğu Emniyet Müdürlüğü önünde bırakmak istedikleri, çocuğun, “Burası Lice beni burada polis aracından indirirseniz bana ajan derler. Beni uzakta indirin dedi” diye savunma yapan Gökhan Bay, bunun üzerine Y. D.’yi bir kilometre uzaklıkta bir yere indirdiklerini savundu.

Tutuklanan polis İsmail Akkuş, Y. D.’yi kaçtığı esnada bir bahçe duvarı dibinde yakaladıklarını savunarak, kendilerine direnen. Y. D.’ye karşı kademeli güç kullandıklarını ileri sürdü. “Araca bindirdiğimiz şahıs bize aracın içerisinde halen mukavemet gösterince biz de araçtaki şahsın kollarına plastik kelepçe taktık” diyen Akkuş, çocuk 14 yaşında olduğunu söyleyince kelepçeyi çıkardıklarını iddia etti.

Diğer polisler gibi çocuğu neden Kulp ilçesi istikametine götürdüklerine açıklık getirmeyen Akkuş, daha sonra çocuğu Emniyet Amirliğine getirdiklerini, çocuğun annesi ve babasının rahatsız olduğunu söylemesiyle ona acıyıp çocuğu 900 metre ya da bir kilometre ötede olan hastanenin önünde bıraktıklarını iddia etti.

Y.D.’nin vücudundaki yaraların taş atmakdan kaynaklı olduğunu öne süren Akkuş, “Çocuğu araçtan indirdiğimizde herhangi bir şekilde eli ya da herhangi bir yeri bağlı değildi. Herhangi bir yaralanması yoktu. Yaralanması taş atıldığı esnada olmuş olabilir” dedi.

Mağdurun silah dipçiğiyle kendisine vurduğu yönündeki fotoğraflı teşhis beyanı sorulan Akkuş, “Ben bu teşhis tutanağını kabul etmiyorum. Mağdur kesinlikle silahlarımızı görmemiştir. Ne ben ne de diğer arkadaşlarım mağdura silahla vurmuş değiliz” yanıtını verdi.

Tutuklanan polis Emre Özcan ise Y.D.’yi olay yerinde değil, olay yerinin yakınında yakaladıklarını ifade ederek, araca bindirilirken Y. D.’ye taş gelmiş olabileceğini savundu. Çocuğu kelepçelediklerini, yaşının 14 olduğunu söylemesi üzerine kelepçeyi çıkardıklarını ileri süren Özcan, Kumluca’ya doğru gittiklerini, daha sonra Emniyet Amirliğine döndüklerini, çocuğun yalvarmasıyla onu istedikleri yere bıraktığını öne sürdü.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER