A3 Haber

Hem ekonomik hem siyasi: Yeni Azerbaycan Türkiye’de mi kuruluyor?

Hem ekonomik hem siyasi: Yeni Azerbaycan Türkiye’de mi kuruluyor?

Hem ekonomik hem siyasi: Yeni Azerbaycan Türkiye’de mi kuruluyor?
Mayıs 03
11:21 2020

Azeri iş insanı Mubariz Mansimov (daha sonra Türk vatandaşı olup Gurbanoğlu soyadını aldı) TMSF’den 80 milyon dolara aldığı İstanbul Büyükdere Caddesi üzerindeki binayı İstanbul Edition Hotel (Bakü Plaza) olarak açtıktan sonra 2011 yılında Profilo Holding’in sahibi Cefi Kamhi’den 42 milyon dolara Bodrum Yalıkavak Yat Limanı’nı satın aldı.
Artık adı Palmarina yat limanı olmuştu.
Palmarina’nın sahibi Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı Yatırımları A.Ş. Onun sahibi ise Palmali Otel İşletmeleri Yatırım ve Turizm Limited şirketi (yeni adıyla, BYK Otel İşletmeleri Yatırım ve Turizm Limited)

Sonuncunun hisseleri Palmali Otelcilik Turizm ve Acentelik Limited şirketinin kontrolünde. RSR Holding’in, Mart 2012’de Palmali Otelcilik Turizm ve Acentelik Limited şirketinin yüzde 50 hissesini satın almasıyla, şirketin hisseleri RSR Holding ve Palmali Gemi Hizmetleri ve Acentelik A.Ş arasında yüzde elliye elli oranında dağıtılmış oldu.
Dolayısıyla, Palmarina’da Mubariz Mansimov ile birlikte yat limanının diğer yüzde elli ortağı adını unutmamanızı istediğim bir diğer Azeri iş insanı SOCAR Başkanı Rövnek Abdullayev’in kuzeni Anar Alizade tarafından Singapur’da kurulan RSR Holding.

Mayıs 2014’te şirkete yeni yönetim kurulu üyesi ismi önerildi.
Kimdi bu isim?
Zülfü Tolga Ağar.
Evet, soyadı size de yabancı gelmedi.
Çoğumuzun yakından tanıdığı, Susurluk kazası sonrası İçişleri Bakanlığı görevinden istifa etmek zorunda kalan Mehmet Kemal Ağar ile aynı soyadı.
Tesadüf değil.
Zülfü Tolga Ağar, Mehmet Kemal Ağar’ın oğlu.
Mehmet Kemal Ağar, 5 Eylül 2011 günü Ankara Özel Yetkili 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Susurluk davasında “suç örgütü yöneticisi” olduğuna karar verilerek beş yıl hapse mahkûm edildi.
Beş yıllık cezanın üç yılını infaz yasası nedeniyle yatmış gibi kabul edilen Ağar, geriye kalan iki yıl için Aydın Yenipazar cezaevine gönderildi.
Ağar kamuoyunda üçüncü yargı paketi olarak bilinen yasada yer alan denetimli serbestlik hakkında yararlanarak cezasının bitmesinden 361 gün önce tahliye edildi.

Dönelim Palmarina’ya.
Mehmet Kemal Ağar’ın oğlu Zülfü Tolga Ağar denetim kurulu üyesi olduktan sonra şirkette işler karışmaya başladı.
İddialara göre 2016’nın başlarında Palmali Şirketler Grubu CEO’su Alaattin Aykaç, imza yetkili üst düzey yöneticiler Mehmet Ercil, Fatih Berber ve Ali Kemal Çelikten tarafından Mubariz Mansimov’un hisseleri devredildi.

14 Ocak 2016’da ise RSR Holding’in sahibi Anar Alizade, Malta’da Palmarina Holding Limited’i, yeni adıyla Yalıkavak Holding Limited’i kurdu.
15 Şubat 2016’da Palmali Otel İşletmeleri Yatırım ve Turizm Limited şirketinde Mubariz Mansimov’un hisseleri Palmali Otelcilik Turizm ve Acentelik Limited’den Palmarina Holding Limited’e devredildi. Böylece 2016 yılında Anar Alizade, Palmarina yat limanı ve limandaki oteller üzerinde tam kontrol sahibi oldu. Palmarina Holding Limited aynı zamanda Mubariz Mansimov’un eski adıyla İstanbul Edition Hotel, yeni adıyla Hyatt Centric Hotel’deki hisselerinin de sahibi oldu. 15 Şubat 2016’da hileli hisse devri yapılan şirketlerden diğeri İstanbul Edition Hotel’in sahibi olan Palmali Emlak Geliştirme Otelcilik ve Turizm Anonim Şirketi, yeni adıyla Levist Emlak Geliştirme Otelcilik ve Turizm A.Ş. Mubariz Mansimov bu olayın açığa çıkmasıyla bu yöneticilerinin işine son verdi. Mubariz Mansimov’un bu isimlere açtığı dava sürüyor. Ayrıca satışın iptali için açtığı davalar da sürüyor.

Yıl oldu 2018.
Mubariz Mansimov’un açtığı davalar sürerken Türkiye seçime gitti.
Zülfü Tolga Ağar, Palmarina’daki yönetim kurulu üyeliği görevinden ayrıldı.
Nedeni çok basit.
Çünkü AKP’den Elazığ Milletvekili adayı olmuştu.
Seçildi ve halen milletvekili olarak görevini sürdürüyor.
Peki, Zülfü Tolga Ağar’ın Palmarina’daki görevinden ayrılmasından sonra ne oldu?
2018 yılında Tolga Ağar’ın babası Mehmet Kemal Ağar mega yat limanının yönetim kurulu başkanlığına getirildi.
Mehmet Kemal Ağar’ın hızlı yükselişi sürdü.
24 Ekim 2018 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’ne göre, Mehmet Kemal Ağar Palmarina’nın 2021 yılına kadar yeni yönetim kurulu başkanı oldu.

Mubariz Mansimov’un açtığı davalar sürerken çok ilginç bir gelişme yaşandı.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen Azeri iş insanı Mubariz Mansimov’a Gülen cemaati üyesi olmaktan soruşturma açıldı. Soruşturma açılmasına dayanak ise eski Palmali yöneticileri Alaattin Aykaç, Fatih Berber, Ali Kemal Çelikten ve Mehmet Ercil’in beyanları. Sonunda Mansimov terör örgütü üyeliğinden iddiası ile mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine konuldu. Halen yargılanmayı bekliyor.
Soruşturmayı yürüten emniyet güçlerinin başındaki isim kimdi peki?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu.

Süleyman Soylu ile Mehmet Kemal Ağar arasında ilişki var mı?
Elbette var.
Susurluk kazası sonrası İçişleri Bakanlığı’ndan istifa eden Mehmet Kemal Ağar, 2002’de ve 2005’de yapılan kongrelerde Doğruyol Partisi Genel Başkanı oldu.
Doğruyol Partisi ile Anavatan Partisi’nin Demokrat Parti çatısı altında birleşmesinden sonra Mehmet Kemal Ağar Demokrat Parti’nin de lideriydi.
Ağar’ın 2007 seçimlerinde partisinin baraj altında kalması nedeniyle istifa etmesinden sonra Süleyman Soylu 7 Ocak 2008’de yapılan Demokrat Parti 4. olağanüstü kongresinde genel başkanlığa seçildi.
En büyük destekçisi kimdi?
Tansu Çiller ve Mehmet Kemal Ağar.
Soylu’nun DP’den ihraç edilip AKP’ye geçmesi, AKP’den önce milletvekili sonra İçişleri Bakanı olmasının ardındaki destek kim?
Elbette Mehmet Kemal Ağar.

Şimdi şu soruları sorma zamanı:
Ömer Lütfi Topal’ın Azerbaycan ile İlham Aliyev ilişkisi ve öldürülmesi tesadüf mü?
Susurluk kazasının ardından ortaya dökülen ilişki ağları ve dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Kemal Ağar’ın istifa etmesi devlet-mafya ilişkisini bitirdi mi?
Azerbaycan Devlet petrol şirketi SOCAR ve onun üst düzey isimlerinin Türkiye yatırımları ve saçtıkları milyon dolarlar sadece ticaret ile açıklanabilir mi?
Türkiye’ye giren bunca Azeri parasının AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’ın gemicikleri sıradan ilişkiler mi?
Ağar ailesinin birdenbire ortaya çıkan Azeri sevdası ve yatırımlarına koruma ve yönetim sağlaması sadece hayır amaçlı mı?
Yatırımları ve paraları elinden alınan, buna karşı dava açan Azeri iş insanının bir anda soruşturma geçirmesi ve tutuklanması tesadüf mü?
Ve en zor soru.
Sosyal medya üzerinden istifa ettikten bir gün sonra geri alan Süleyman Soylu’nun, aslında Mübariz Mansimov’un davasına müdahale etmek isteyen AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gözdağı mı verdi?

Asıl yanıt bütün bu yaşananların içinde saklıdır.
Karmaşık gibi görünen ancak ortalıkta fütursuzca dolanan vahşi kapitalizmdir.
İktidar sahipleriyle birlikte etrafındaki zümrenin oligarşik yapıyla kurduğu ilişkinin resmidir.
Ve aslında, başkanlık rejimi denilen sistemin etrafına örülmek istenen koruma kalkanına her gün yeni isimler eklenerek güçlendirilmek istenmesidir.
Demokrasi mi?
Onun yanıtını ise hep birlikte vermeliyiz.

(Bu dizinin önceki gün yayımlanan ilk bölümünü BURADAN, dün yayımlanan ikinci bölümünü BURADAN okuyabilirsiniz.)

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER