Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, Erdoğan ile görüşmesinin ardından gündeme gelen koltuk krizine ilişkin “Ben o koltuk işini istiskal edici bir hareket olarak görmedim” dedi. İttifaklar konusundaki soruyu da cevaplayan Karamollaoğlu, “Elbetteki gündeme geldi. Sayın Cumhurbaşkanı bizden destek olmamızı istedi” diye konuştu.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun görüşmesinin ardından yaşanan koltuk krizi ve merak edilen ‘ittifak olacak mı’ sorusuna ilişkin açıklama Karamollaoğlu tarafından geldi. Karamollaoğlu iktidarın kontrolündeki Hürriyet gazetesinin yazarı Abdulkadir Selvi’ye konuştu.
Selvi’nin “Karamollaoğlu, ittifak ve koltuk meselesi için ne dedi?” başlıklı köşe yazısından aktardığına göre, Karamollaoğlu, Erdoğan’ın kendisini yanında koltuk olmasına rağmen üçlü koltuğa oturmaya davet etmesine ilişkin “Ben o konuya girmeyi bile doğru bulmuyorum. Bazı konularda aynı, bazı konularda farklı düşündüğümüz ortaya çıktı ama çok olumlu bir görüşme yaptık. Ben o koltuk işini ise istiskal edici (rencide edici) bir hareket olarak görmedim” dedi.
Karamollaoğlu, “Biliyorsunuz Cumhurbaşkanı ile görüşmelerde PCR testi istiyorlar. Ben de test yaptırmamıştım. Cumhurbaşkanı da o konuda hassas biliyorsunuz. ‘O zaman mesafeli oturalım’ dedi” ifadelerini kullandı.
Erdoğan ittifak önerdi mi?
Selvi’nin ittifak sorusuna da cevap veren Karamollaoğlu şunları söyledi:
- “Elbetteki gündeme geldi. Sayın Cumhurbaşkanı bizden destek olmamızı istedi. Ben de yönetim anlamında Başkanlık sistemine temelden karşı olmadığımızı söyledim. Ancak denetim ve denge mekanizmalarının olmasını istiyoruz dedim. Amerika’da da başkanlık sistemi var ama denge ve denetleme sistemleri de güçlü dedim.
- Sayın Cumhurbaşkanı da yüzde 50 artı 1, orada bir sıkıntı var ama siyasi istikrar açısından başkanlık sistemini yararlı görüyoruz dedi. Biz prensip olarak sistem konusunu önemsiyoruz. Onu ifade ettim. Ben zaten daha önce de açıklamıştım. İttifak meselesi gündemde olmadığı için şimdiden o konuda çok konuşmayı doğru bulmuyoruz.”