Site icon A3 Haber

Bakan yardımcısı da Altay’ın motoru olmadığını kabul etti: Kim kazandı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “aşık” olduğunu ve her fırsatta ona hizmet edeceğini açıkça söyleyen Ethem Sancak’ın geçtiğimiz günlerde Gazeteci Candaş Tolga Işık’a verdiği röportaj üzerinden “Altay tankı üreteceklerdi, otobüs/kamyona geri mi döndüler?” başlıklı yazımda anlattım.
BMC üzerinden yürüyen tank ihalesi gerçekten ibretlik.
Mart 2007’de Koç Holding’e bağlı Otokar Otomotiv’e verilen proje, Kasım 2012’de dönemin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Sakarya’daki fabrikada düzenlenen şatafatlı tanıtım töreni ile Türkiye’ye tanıtıldı.
Altay tankının seri üretimi için verilen süre de 2015 yılı başıydı.

28 Mayıs 2013’de İstanbul’da Gezi direnişi eylemleri başladı.
Dönemin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan Gezi Direnişi için Fas ziyareti öncesi “Bu olan oyunların arkasında CHP zihniyeti var. Bu olayların içinde CHP’nin rolü vardır. Bu iç ve dış bağlantısı olan aşırı uçların organizasyonu” dedi.
Gezi Direnişi 20 Ağustos 2013’de bitti.
Gezi’de yaşanan olaylardan biri de eylemcilerin polis şiddetine karşı Taksim’deki Divan Oteli’ne sığınmalarıydı.
Koç Holding’e bağlı Divan Oteli yaralıların tedavi edilmesine, hatta otel içinde revir oluşturulmasına izin verdi.
Gezi Direnişi’nden sonra AKP’nin düzenlediği “Milli İradeye Saygı Mitinginde” konuşan Başbakan Erdoğan, “Teröre destek veren ve otelini eylemcilere açanlar bunun hesabını verecek” sözleriyle açıkça Koç Grubu’nu tehdit etti.
Bu konuşmanın ardından Koç Grubu’nun üç enerji şirketi maliye tarafından basıldı.
Bitmedi.
Ağustos 2013’de Koç Grubu’na ait RMK Marine’nin kazandığı 1,1 milyar Euro’luk Milli savaş gemisi ihalesi (MİLGEM) Başbakanlık tarafından iptal edildi.
İptalin, ihaleye çağrılmayan şirketlerin şikâyeti nedeniyle yürütülen soruşturmada kamu zararı oluşacağı tespiti sonucu olduğu belirtildi.
Aradan birkaç yıl geçti ki bu kez Haziran 2017’de Savunma Sanayi Koç Holding’e ait Otokar’a, “fiyat başta olmak üzere sözleşme şartlarında anlaşma sağlanamaması nedeniyle teklifin uygun bulunmayarak ihtiyacın ihale yöntemiyle karşılanmasına karar verildiğini” bildirdi.

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu el konulan Çukurova Holding’e ait BMC’yi Ağustos 2014’te 751 milyon dolara Ethem Sancak’a ait Es Mali Yatırım şirketine sattı.
Es Mali Yatırım’ın sermayesi 103,2 milyon liraydı
Satış sonrası Ethem Sancak ile Erdoğan’ın köylüsü Galip Öztürk’ün ortak olduğu belirlenen BMC’de önce sermaye 300 milyon liraya çıkarıldı ardından da Katar Silahlı Kuvvetleri Endüstri Komitesi’ne BMC’nin yüzde 49 hissesi 149 milyon 999 bin 999 liraya satıldı.
19 Aralık 2018’de Resmî Gazete’de yayınlanan 481 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Millî Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı Sakarya 1’inci Ana Bakım Merkezi’nin özelleştirme kapsam ve programına alınmasına karar verildi.
Muhalefet partilerinin itirazları üzerine AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Burada yapılan özelleştirme değildir. İşletme hakkının belli şartlar, belli kısıtlamalar dahilinde BMC’ye devredilmesidir” dedi.

Aradan yıllar geçti.
Geçtiğimiz günlerde TBMM KİT Komisyonu’nda Askeri Fabrika ve Tersane İşletmesi A.Ş.’nin (ASFAT) bilanço ve hesapları görüşülmeye başlandı.
CHP İzmir Milletvekili ve KİT Komisyonu üyesi Atila Sertel, toplantıda yerli ve milli tank Altay’ın üretiminin hangi aşamada olduğunu sordu.
Milli Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere, “Almanlar Otokar zamanında 5 tane prototip için gerekli güç grubunu sağladılar ama seri üretim anlaşması imzalandıktan sonra (vermeyeceğiz) demeden bu motor ve güç grubunu vermediler. Sonra BMC Power çeşitli çalışmalar başlattı yerli motor ve transmisyon üretimi için, çalışmalar devam ediyor, henüz sonuçlanmadı. Savunma Sanayii Başkanlığımız uğraşıyor Kore’den güç grubu motor ve transmisyon almak için. Fırtına ve tank için Amerika’da bizim çalışmalarımız var ama elimizde motor ve transmisyon yok. Dolayısıyla (tank niye yok)un cevabı bu. Ama bu arada biz mevcut yedek güç gruplarıyla, Almanlardan alınan yedek güç gruplarıyla bu Arifiye’de 1 tane Altay tankının ikinci prototipini yani ikinci nesil Altay tankını yaptık ve testlerini de gerçekleştirdik” dedi.
Yanlış duymadınız Altay tankının motoru yok.
Motorun gücünü paletlere aktaracak transmisyon da.
Ne var o zaman?
El konulan “tank palet” fabrikasının zaten yapabildiği gövde ve palet.

2013’den bu yana yaşananları yukarıda linkini verdiğim yazıda anlattım.
Bu kez devlet de kabul etti, o yüzden iddialar doğrulanmış oldu.
Ethem Sancak ise diğer ortağı Galip Öztürk ile birlikte yüzde 51 hissesini Tosyalı Holding’ devrederek BMC’deki macerasını sonlandırdı.
Ethem Sancak, Gazeteci Candaş Tolga Işık’ın Altay tankının son durumu üzerine yönelttiği soruya ise “Bir yıl önce ben bıraktığımda tankı yapmanın eşiğindeydik. Şu anda durum nedir bilmiyorum” diye yanıt verdi.
Ya devletin bakan yardımcısı ya da BMC’nin eski ortağı Ethem Sancak’tan biri doğruyu söylemiyor.
Tek gerçek Altay tankının “yürüyemiyor” olması.

Nisan 2020’de açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, bugüne kadar tamamlanan ve devam eden 119 AR-G projesine 4,1 milyar liralık harcama yapıldığını söyledi
20 yıl önce Türkiye’nin savunma sanayiinde AR-GE harcamalarının payının yılda 50 milyon doları bile bulmazken bugün yılda 1 milyar 250 milyon doları geçtiğini vurgulayan Demir, “Tam bağımsız savunma sanayisi hedefinde, Ar-Ge ve teknoloji konularındaki çalışmalardan taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.

Altay tankını yapmak için önce BMC’yi sonra Tank Palet Fabrikası’nı alan Ethem Sancak, “Ben ayrılırken bitmek üzereydi” dedi.
Milli Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere, “Tankın motoru yok” dedi.
Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, “AR-GE çalışmalarında yıllık harcanan paranın 250 milyon doları geçtiğini” söyledi.
Bir kez daha anlaşıldı ki Altay tankının bitirilmesi “fiyasko” ile sonuçlandı.
Bunu devletin bakan yardımcısı da kabul ediyor.

Ama ortada başka büyük sorun/sorunlar var.
Altay tankının motor başta olmak üzere diğer parçalarının üretimi için Savunma Sanayi Başkanlığı’nın ayırdığı ve yıllık 250 milyon doları geçen ve BMC tarafından kullandırılan AR-GE bütçesinden kimler “aslan payını” aldı?
Sadece BMC ve Savunma Sanayi üzerinden değil TUBİTAK tarafından da desteklenen AR-GE çalışmalarını yürüten şirketler kimlere ve kimlerin yakınlarına ait?
Mesele sadece motor ve transmisyon değil.
Mesele milliyetçilik ve millilik üzerinden bu ülkenin zenginliklerinin kimlerin cebine girdiği?
Asıl mesele kim kazandı kardeşim…

Exit mobile version