A3 Haber

Bilirkişi raporları “hayatın doğal akışına uygun değil” dedi: Kayınpedere kıyak mı?

Bilirkişi raporları “hayatın doğal akışına uygun değil” dedi: Kayınpedere kıyak mı?

Bilirkişi raporları “hayatın doğal akışına uygun değil” dedi: Kayınpedere kıyak mı?
Kasım 09
10:36 2020

İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen, kamuoyunda “FETÖ BORSASI” olarak bilinen ve Ahmet Kurtuluş’un da şüpheli olarak yer aldığı davada İzmir Cumhuriyet Savcısı Ferhat Deniz İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube’ye bağlı Suç Gelirleri ile Mücadele Büro Amirliği’nden dönemin İzmir Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen’in 1. ve 2. derece yakınları da dahil olmak üzere mal varlığı ile parasal parasal hareketlerinin incelenmesini istedi.

Suç Gelirleri ile Mücadele Büro Amirliği düzenlediği ön inceleme raporunda ilgili kurumlarla yapılan yazışmalar sonucunda, Kudret Dikmen ve eşinin 15 Mayıs 2014 ile 22 Ekim 218 tarihleri arasında maaş, ek ödeme dahil olmak üzere yasal gelirleri toplamının 466 bin lira olduğu, bunun da aylık ortalama 8 bin 800 lira aile olarak gelirlerinin olduğunu belirledi.
Ön inceleme raporunda, Kudret Dikmen’in banka hesaplarının ayrıntılarına da yer verilirken, “Kudret Dikmen’in İş Bankası nezdindeki hesabında belirtiler tarihler arasında 29 ayrı kişi/firma tarafından 40 ayrı işlemde toplam 1 milyon 198 bin liralı para havale/EFT yapıldığı anlaşılmıştır” denildi.

Araştırmayı diğer kurumlar üzerinde de yapan Suç Gelirleri ile Mücadele Büro Amirliği’nde görevli iki polis memuru, Merkezi Kayıt Kuruluşu’ndan aldıkları verilere göre ise Kudret Dikmen’in Yatırım Menkul Değerler aracılığı ile yaptığı yatırım işlemlerine; Doğusan Boru, Kafein Yazılım, Petkim ve İş Portföy yatırım enstrümanlarında sorgulama yapıldığı tarih olan 24 Ekim 2018 itibarıyla toplam 344 bin 977 lira karşılığı hisselerinin bulunduğunu belirlediler.

Suç Gelirleri ile Mücadele Büro Amirliği’nde görevli iki polis memuru, yaptıkları inceleme sonucu hazırladıkları 14 Aralık 2018 tarihli yedi sayfalık ön inceleme raporunun sonuç bölümünde şunları yazdılar:
“MASAK Raporu’ndaki veriler, finans kurumlarından temin edilen veriler incelendiğinde, alınan ifadeler ile örtüştüğü, şüpheli Kudret Dikmen’in banka hesap hareketlerinin kamu görevlisi oluşu sebebiyle hayıtın olağan akışına aykırı olduğu, tüm yasal gelirleri hesaplandığında banka hesap hareketlerinin yasal gelirler ile orantısız olduğunun değerlendirildiğine dair; iş bu ön inceleme raporu İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Bürosu Cumhuriyet Savcısı Ferhat Deniz’e sunulmak üzere tarafımızdan tanzim ve imza edildi.” 

Eski istihbaratçı polis müdürü Kudret Dikmen savcılıkta verdiği ifadede, Ahmet Kurtuluş’un şoförü ve davanın gizli tanığı Spil yani Ufuk Gürbüz’ün ifadesinde geçen ‘Kudret Dikmen’e para götürdüm” iddiasıyla ilgili olarak, “Batıgöz’ün sahibi Muhsin benim yakın arkadaşımdır. Polis çocuğudur. Ahmet Kurtuluş ile aralarında bir para alışverişi olmuş yarın vereceğim diye para almış ancak miktarını bilmiyorum. Muhsin durumu anlattı ben de Ahmet’i tanıdığım için arayıp mağdur etme çocuğu dedim. O da yanında çalışan şoförü Ufuk ile birlikte miktarını bilmediğim bir para getirdiğini söyleyerek yanıma girdi. Ben de paraya hiç dokunmadım. Git kimden aldıysan bu parayı ona ver tarzında konuştum. Başkaca bir bana para verilme olayı yoktur” dedi.

Dikmen Batıgöz’ün sahibi Mehmet Söyler’den 450 bin liraya Narlıdere’den ev alması konusunda ise, “Birikimlerimizi değerlendirmek amacı ile bahsi geçen evi aldık. Kayınpederimin adına almamın herhangi bir nedeni yoktur. Eşim ailenin tek çocuğudur. Kayınpederimin de hatırı sayılır geliri bulunmaktadır. Herşey prosedürü dahilinde gerçekleşmektedir. Bu evi 580 bin liraya sattım. 20 bin lira emlakçıya komisyon olarak verdim. 300 bin lirasını mecburen tapu sahibi göndereceği için alıcı olan şahıs (kredi çektiği için) bu parayı kayınpederime EFT yaptı. Geri kalanı da elden Veysel Saçaklı ben İstanbul’da denetlemede olduğum için eşime getirip vermiş. Bu para yatırım hesabımda durmaktadır. Bunların hepsinin kaynağı yukarıda da belirttiğim gibi ailevi gelirler ve yıllık maaş vesaire birikimlerdir” diye konuştu

Önce bir düzeltme yapalım.
Dikmen’in ifadesinde Batıgöz’ün sahibi dediği kişi Muhsin Kaplan.
Resmi kayıtlara göre Muhsin Kaplan Batıgöz’ün sahibi olan Batı Özel Göz Sağlığı ve Lazer Merkezi Medikal Gereçler A.Ş.’nin hissedarı değil.
Ancak 6 Aralık 2019’da yapılan şirket genel kurulu kararına göre 6 Aralık 2022’ye kadar yönetim kurulu başkan yardımcısı.
Muhsin Kaplan ayrıca 2014’den bu yana tek hissedarı Mehmet Söyler olan Yelken Özel Eğitim Tıbbı Malzeme Özel Sağlık Hizmetleri İnşaat Turizm Ltd. Şti.’nin de 20 Kasım 2019’dan bu yana yönetim kurulu başkanı.
Sahibi değil ama belli ki sahibinin çok güvenerek yakınında istediği bir isim.

Ahmet Kurtuluş 25 Ekim 2018’de Cumhuriyet Savcısı Ferhat Deniz’e verdiği ifadede, Kudret Dikmen’in Batıgöz’ün sahibi ile yakın ilişkisi olduğunu ve onları koruduğunu bildiğini söyleyerek, “Bu şirket araştırıldığı takdirde her şey ortaya çıkacaktık. Geçen sene Batıgöz’ün yönetim kurulu başkan yardımcısı Muhsin Kaplan tarafından Kudret Dikmen’e ev verildiğini biliyorum. Bu ev Narlıdere’dedir” dedi.

Suç Gelirleri ile Mücadele Büro Amirliği, Ahmet Kurtuluş’un ifadesinde geçen Narlıdere’deki ev satışıyla ilgili de araştırma yaptı.
Ortaya ilginç sonuçlar çıktı.
Sözü edilen ev Narlıdere Mahallesi HİLLSİDE Sitesi Bina: 5 Daire: 17’de.
Dairenin bir öncesi sahibi, Batıgöz’ün de sahibi olan Mehmet Söyler.
Mehmet Söyler daireyi satın aldığı 29 Mart 2017’de aynı zamanda satmış.
Kime satmış?
Süleyman Temel’e.
Hadi bakalım ne olacak şimdi?
Ahmet Kurtuluş’un ifadesine göre ev Kudret Dikmen’e satılmış olmalıydı.
Acele etmeyin, Türk polisi çözer…

Süleyman Temel kim?
Üzerine bastınız kaldırın ayağınızı.
Evet, Süleyman Temel Kudret Dikmen’in akrabası.
Nesi oluyor derseniz kayınpederi.

Süleyman Temel 29 Mart 2017’de aldığı daireyi 4 Haziran 2018’de sattı.
Süleyman Temel evi tapu kaydına göre 300 bin liraya Eda Biricik’e sattı.
Burada bir çelişki var.
Kudret Dikmen evi 580 bin liraya sattığını, 20 bin lirasını emlakçıya komisyon olarak verdiğini, 300 bin lirasının alıcı tarafından kayınpederi Süleyman Temel’e EFT yapıldığını, kalan 260 bin lirasının ise Veysel Saçakçı elden eşine vermiş.
Oysa tapu kayıtlarında evin satış fiyatı 300 bin lira.
En azından satış fiyatının yanlış bildirildiği ve bu yolla daha fazla vergi vermekten kurtulduklarını varsayabiliriz.
Araştırmalar, Süleyman Temel’in hesabına Eda Biricik yoluyla gönderilen paranın da 300 bin lira olduğunu tespit etti.

Narlıdere Mahallesi HİLLSİDE Sitesi’ndeki dairenin satış işlemindeki şaşırtan ilişkiler bu kadarla bitmiyor elbette.
Kudret Dikmen’in 20 bin lira komisyon ücreti ödediğini söyleyen isim Ayşe Çiriş Uyar.
Narlıdere’de emlakçılık yapıyor.
Alınan ifadesinde dairenin sahibinin Kudret isimli polis olduğunu bildiğini belirterek, kendisiyle Whatsapp üzerinden görüştüklerini söyledi.
Uyar, “Yazışmalarda dairenin tapu fotoğrafını gönderdi. Dairenin satışı için birkaç iş adamı aradı. Dairenin mutlaka iyi bir fiyata satılması gerektiğini söylediler. MİT’te çalıştığını bildiğim bazı kişiler de araya girdi. Eda Biricik ile pazarlık yapılarak daire satıldı. Çekilen kredi ile gönderilen 300 bin liranın kimin hesabına gittiğini bilmiyorum. Paranın nakit kısmını ismini Veysel olarak ve kendini polis olarak tanıtan kişi tarafından alındı” dedi.

Kimdi bu polis Veysel?
Polis onu da araştırdı.
Kendisini polis olarak tanıtan kişinin aslında Marisco Turizm şirketinin ortağı Veysel Saçaklı olduğunu tespit etti.
Marisco Turizm İzmir Karşıyaka’da önemli bir kafe barın da sahibi.
Ahmet Kurtuluş 25 Ekim 2018’de Cumhuriyet Savcısı Ferhat Deniz’e verdiği ifadede Kudret Dikmen’e yakın arkadaşı olduğu için isteği üzerine çek verdiğini, Kudret Dikmen’in o çek ile Karşıyaka’da 01 Adana denilen mekâna yakın bir yerde ev aldığını kendisine söylediğini anlattı.
Acaba polis Veysel bu alım satımda da rol oynadı mı?

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu sadece emniyetin Suç Gelirleri ile Mücadele Büro Amirliği’ne araştırma yaptırmadı.
Maliye Bakanlığı Maliye Uzmanı Bağımsız Denetçi, SMMM Abdullah Koç ile Maliye Bakanlığı emekli Maliye Uzmanı Necdet Gökçe de Kudret Dikmen’in haksız mal edinme ve geliri ile orantılı yaşayıp yaşamadığını inceledi.
Bilirkişiler 3 Ocak 2019’da savcılığa ulaştırdıkları bilirkişi raporunda, Kudret Dikmen’in verdiği mal bildirim formlarını, ek beyannamelerini inceledi.
Bilirkişiler sonuçta şu sonuca vardılar:
“Kudret Dikmen’in 2010-2018 yılları arasında kendi beyanlarına göre mal varlığındaki artış 681 bin lira yapabileceği, maksimum tasarruf tutarı 340 bin lira olması sebebiyle malvarlığındaki artış ile yapabileceği maksimum tasarruf tutarı arasındaki fark 340 bin 940 (681.000 – 340.060) liralık mal varlığı artışının yasal olarak belgelenemeyen artış olduğu görülmektedir…”

Ahmet Kurtuluş’un 25 Ekim 2018’de Cumhuriyet Savcısı Ferhat Deniz’e verdiği ifadede adını sıkça geçirdiği ve yakın dostum diye tanımladığı İzmir eski İstihbarat Şube Müdürü hakkında savcılığın araştırmasının sonuçları böyle.
Dikmen’in kendince açıklamaya çalıştığı parasal hareketler aslında Ahmet Kurtuluş ile Kurtuluş’un şoförü davanın gizli tanığı Spil’in anlattıkları ile örtüşüyor.
Parayı takip ettiğinizde mutlaka sonuca ulaşıyorsunuz.

Peki Kudret Dikmen ve diğer bazı isimler için Ahmet Kurtuluş sadece bunları mı dedi?
Kurtuluş, 25 Ekim 2018’de Cumhuriyet Savcısı Ferhat Deniz’e verdiği ifadenin dışında yeni ifadeler verdi mi?
Yeni ifadelerinde kimin için ne söyledi.
Kendisinin bulunduğu yeri nasıl tanımladı?
Ektin pişmanlıktan yararlanıp halk arasındaki deyimi ile itirafçı oldu mu?
Cezaevindeki tutukluğunun ev hapsine çevrilmesinde verdiği yeni ifadelerin etkisi var mı?
Ve en önemlisi Ahmet Kurtuluş ev hapsinde iken kimler ne planlar yaptı?
Ahmet Kurtuluş daha fazla konuşmaması için susturuldu mu?
Hepsine bakacağız, sırayla…

“Korkutan Dosya” başlıklı bu yazı dizisinin önceki bölümleri:

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER