A3 Haber

Trump önderliğinde küresel muz cumhuriyeti

Trump önderliğinde küresel muz cumhuriyeti

Trump önderliğinde küresel muz cumhuriyeti
Ocak 08
09:51 2020

Bundan bir ay kadar önce “Küresel Muz Cumhuriyetine Doğru” diye bir yazı yazdım. Tam A3’e gönderecektim ki ne olduysa oldu, yazı bilgisayarda kayboldu. Yeniden yazarım diye diye bugüne kadar geldim.

Geçen hafta ABD’nin İranlı komutan Kasım Süleymani’yi Bağdat’ta füze saldırısıyla öldürmesi, sonrasında Başkan Trump’ın Twitter hesabına Amerikan bayrağını sabitlemesi, ardından kullandığı dil ve Avustralya’daki yangınlar yazma isteğimi tetikledi! Gün bugündür dedim, bilgisayarın başına oturdum.

Önceki yazımın dayanağı dünyanın en büyük ve en güçlü ekonomisi sayılan ABD ekonomisinde son zamanlarda görülen sıra dışı uygulamalardı. “Muz cumhuriyeti” yakıştırması benden değil Twitter’da ilgiyle izlediğim “zerohedge” hesabından gelmişti.

Mesele şu: 2020’nin ilk iki ayında ABD Federal bütçe 342 milyar dolar açık verecek. Bu 2020 yıl sonunda borçlara 1 trilyon dolar daha eklenmesi demek olacak.

Sam Amca’nın çok paraya ihtiyacı var. Hem de acilen… Ancak ABD’de Kasım’da seçim var. Trump böyle bir zamanda vergi artışı yapmak istemez. Tam tersine vergileri düşürmek ister. O zaman bütçeyi kapamanın en iyi yolu para yaratmak oluyor.

İşte tam da bu noktada FED sahne alıyor. Daha önce bilançosunu 4.5 trilyon dolara kadar büyütmüştü. Sonrasında faiz artırıp bilançoyu küçültmeye başlamıştı ki, piyasalar feryat edince durdu. Faiz artırımını indirime çevirdi. Bilançoyu, adını koymadan yeniden büyütmeye başladı.

Ocak ortasında, yani haftaya bilanço büyüklüğünün eski rekor seviye 4.5 trilyon doları aşması bekleniyor. Piyasaya para pompalandığını gören ABD borsaları rekor üzerine rekor kırıyor. Herkes memnun, şimdilik!

Bu tip uygulamalara biz buralarda alışığız ama orada bunlar FED’e yakışmayan çılgınlıklar olarak görülüyor. İşsizliği yüzde 3.5’lara indirmiş, adeta örnek gösterilen FED’den söz ediyoruz.

Seçime 10 ay kala içeride tablo bu hale gelmiş, Trump kalkıyor İranlı komutanın ölüm emrini veriyor. Çılgınlığı siyasi zemine taşıyor. Kaos yarat, kaosu yönet stratejisi yeniden devreye alınıyor. Anlaşılan seçim yılında ne kadar çok belirsizlik olursa o kadar çok oy geliyor!

Çağın siyaset pratiği bu… İçeride tıkanmaya mı başladın, işler sarpa mı sarıyor, hemen dışarıda “yeni kaygı merkezleri” yarat, dikkatler güncel sorunlardan “hayat memat meselelerine” dönsün. Çok paydaşı olan kaosları tercih et, çözümsüzlük garanti olsun!

E ne de olsa son 10 yılda bu dünyanın görüp göreceği en büyük “küresel servet transferi” yapılmış. 2008 krizinden sonra Merkez Bankaları eliyle piyasalara verilen 20 trilyon doların 1 trilyon dolarının bile geri gelemeyeceği, gelmeyeceği belli olmuş.

Krizin ilk günlerinde bir fon yöneticisi söylemişti ama… “Yazı gelirse biz kazanırız, tura gelirse vergi mükellefi kaybeder” demişti! Geniş kitlelere bunu anlatmak pardon yutturmak hiç de kolay değil.

10 yıl olmuş, insanlar paranın ateşinden ısınamamışlar ama artık dumanından gözleri yanar olmuş. Eskiden ses çıkarmayanlar ses çıkarır, umulmadık anlarda umulmadık biçimlerde öfke kusar olmuş.

Seçimlerde Rusya’nın Putin’inden Brezilya’nın Bolsonaro’sına kadar “dediğim dedik” liderlerden medet uman yığınların sanırım kafaları karışık, görüş mesafeleri kısa, geleceğe dair pek bir ümitleri yok. Sistemin yeterince kölesi var.

Ticaret savaşlarından Brexit’e, vekâlet savaşlarından Avustralya’daki yangına kadar hemen her yerde “yönetilemeyen bir dünya” görmüyor musunuz? İşin özünü bir kenara bıraktım, her yer “yöntem sorunlarıyla” boğuşuyor.

Brexit yılan hikayesine, ticaret savaşının ilk faz anlaşması çocuk oyuncağına dönüyor. Amazon yanıyor, Avustralya yanıyor. Yönetilememe hali normalleşiyor. Normalleşiyor ve yayılıyor.
Postmodern dünyanın post truth evresine geldiğimizde dehşetle görüyoruz ki ne tarihin sonu geldi, ne de medeniyetler çatışmakta, bildiğin küresel muz cumhuriyeti kurulmakta…

Şilili bir aktivistin Avustralya yangını ile ilgili söyledikleriyle noktayı koyalım: “İnsanların yanmasını umursamıyorlar. Gezegenin yanmasını umursamıyorlar. Yalnızca kendi güçlerini umursuyorlar. Ama sonunda küllerin efendisi olacaklar.”

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER