A3 Haber

Manda yuva yapmış İzmir’e, bedava mı sandın?

Manda yuva yapmış İzmir’e, bedava mı sandın?

Manda yuva yapmış İzmir’e, bedava mı sandın?
Aralık 05
09:00 2023

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer 30 Kasım 2023’te düzenlediği basın toplantısında, Sayıştay’ın İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kooperatiflerden işlenmiş ürün ve doğrudan alım yapmasını engelleyen kararıyla “mağdur” olduklarını belirterek, “Ne çocuklarınızı sütsüz ne de kooperatiflerimizi öksüz bırakacağız. Bir bedel ödenecekse de ödeyeceğiz” dediğini “Süt Kuzusundan mağduriyet çıkar mı”  aşlıklı yazımda değerlendirmiştim.
Konu uzun ve biraz da karmaşık olduğundan ikiye bölmek zorunda kaldım.
Dilerseniz şimdi kaldığımız yerden devam edelim.

Gelelim bir başka SÜT konusuna.
İZTARIM Bayındır Süt Fabrikasında üretilen ya da üretilecek ürünlerin özelliklerine ve fabrikanın tanıtımıyla ilgili açıklamalara baktığımızda koyun-keçi sütü ağırlıklı ürünler öne çıkıyor ki kulağa gayet hoş gelen bir uygulama.
İşin aslı ise öyle değil elbette.

İzmir’de “küçükbaş hayvan sütü” üretilen bölge neresi?
Küçük bir araştırmada ortaya çıkan sonuç şu ki; Küçükmenderes Havzası’nda neredeyse “küçükbaş hayvan sütü” yok gibi.
Koyun sütü üretimiyle öne çıkan yer de Bergama.
Zaten bölgede mera hayvancılığı yapan Çamavlu Tarımsal Kalkınma Kooperatifi de ürettiği koyun sütlerinden peynir ve diğer ürünleri işleyen bir tesise sahip.
Bergama şehir merkezi ile İZTARIM’ın Bayındır Süt Fabrikası’nın arası ne kadar?
Yaklaşık 200 kilometre.
Mazotun litresinin 40 liraya dayandığını düşünürseniz; bunun üzerine soğutma tanklı araç kirası, (kendi aracınız yoksa) amortismanı, sürücü maaşı, sigortasını da ekleyin.
Herhalde dünyanın en pahalı sütünü satın almış olursunuz.

Gelelim görkemli temel atma ve açılışı yapılan İZTARIM Bayındır Süt Fabrikası’na.
Bir de onun iddialı ürünlerinden birine.
Hemen hemen her peynir çeşidinin içeriğinde değişen oranda mutlaka koyun, keçi ve manda sütü var.
Elbette çok güzel.
Hatta daha da ileri giderek dünya raflarında, Amerika ve Kanada’da satılmaya başlanan bu ürünlerden biri de temel hammaddesi manda sütü olan İzmir Mozarellası.
Mozeralla fikri iyi de hammaddenin kaynağı sütü üretecek mandalar nerede?

Onun da çaresi bulundu elbette.
İzmir Büyükşehir Belediyesi “İzmir Mozarellası” üretmek amacıyla bir “Manda projesi” geliştirdi.
Onlarca üreticiye manda dağıttı.
Açıklamalara göre şu an ulaşılan rakam yavrulamalarla birlikte 500 civarında.
Tarım Orman Bakanlığı verilerine göre bölgede dağıtılanların dışında da çok az miktarda manda varlığı var.
Yine resmi rakamlara göre İzmir ilindeki “manda” varlığının günlük ürettiği süt miktarı 1 tonu bile bulmuyor, 800-900 kilolarda kalıyor.
Zaten TÜİK rakamlarına göre, bütün Türkiye’de günlük manda sütü 120 tonu zar zor buluyor.

İZTARIM Bayındır Süt Fabrikası’nın kapasitesi ne kadardı?
Günlük 100 ton…
Menemen-Bergama bölgesindeki toplam manda sütü miktarı ne kadar?
Günlük 1 ton.
O da hepsini toplayabilirseniz.
Yani günlük süt işleme kapasitesinin yüzde biri kadar sütü toplayacaksınız, 200 kilometre yol yapıp fabrikanıza getireceksiniz ve koca fabrikada “İzmir Mozarellası” yapacaksınız.
Hepsi 1 ton manda sütünden 200 kilo MOZERELLA peyniri elde etmek için.
Yapacağınız peynirin asıl hammaddeniz olan “süt” nerede?
Menemen ve Bergama’da.
Fabrika nerede?
Bayındır’da.
Bu kafayla ve bu maliyetle üretilen İzmir Mozerallası’nı kaç liradan satılacak?
Çok liradan.
Amerika ve Avrupa’da yaşayanlar belki “ulaşabilir” de halkın ulaşması pek de mümkün görünmüyor.
Zenginin İzmir Mozarellası züğürt halkın çenesini yoracak anlaşılan.
Halkın parasıyla üreteceksin ama halk yiyemeyecek.
Yerseniz….
Süt Kuzusu’ndan “mağduriyet” çıkarmak o kolay mı?

Gelelim İZTARIM Bayındır Süt Fabrikasının bir başka iddiasına.
Şatafatlı toplantılarda açıklanan ihracat hedefine.
Sayıştay’ın, kooperatiflerden değil de bunların üst birliği olan Köy-Koop’tan paketlenmiş ürün alımını “uygun bulmadığı” raporuna zemin olacak bir hazırlık mı var acaba?

O yüzden de ihracat iddiasını biraz daha açalım.
İZTARIM’ın Bayındır Süt Fabrikası’nın kapasitesi ne kadar?
Günlük 100 ton.
SÜT KUZUSU için gerekli paketlenmiş süt miktarı ne kadar?
Günlük 30 ton.
Yani Sayıştay’ın “uyarılarını” dikkate alıp, SÜT KUZUSU sütlerini kendi tesisinizde paketlerseniz günlük 100 tonluk üretim kapasiteniz 70 tona düşecek.
Bu 70 ton ile ne yapacaksınız?
Başta İZMİR MOZERALLASI olmak üzere peynir çeşitleri ve yoğurt.

70 ton sütten ne kadar süt ürünü elde edersiniz?
Günde yaklaşık 10-15 ton.
Gidin bu işin ihracatını yapanlara sorun.
Süt ürünü ihracatında kullanılan konteynerlerin bir tanesinin kapasitesi ne kadar?
Ben size söyleyeyim.
Günlük tam kapasite ile çalışsanız bile bir konteyneri ancak 3 günde doldurursunuz.
Halkın Bakkalı, Türkiye’deki çeşitli market zincirleri, mahalle aralarındaki bakkallara “halk yararına” ürün vermeyecek miydiniz?
Hani halkımız ucuza, kaliteli süt ürünü yemeyecek miydi?
Ben demedim büyükşehirin açıklamaları böyle.
Eğer kendi açıklamalarınızı “yalanlamaz” ve üretimin yarısını Türkiye içinde tüketime sunarlarsa “ihraç edilecek” rakam yarıya düşer mi?
Düşer…
Türkçesi devede kulak…

Peki nasıl oluyor da bu ürünlerin başta Amerika ve Kanada olmak üzere ihraç edileceği hatta Ortadoğu ve Arap yarımadasında da yakında piyasaya nasıl sürüleceği söyleniyor?
Gelin ona da bakalım.
Yurtdışı gezilerinde İBB de rekor kimdedir bilmiyoruz ama İZTARIM’ın Silivri’den ithal Genel Müdürü Murat Onkardeşler’in ilk sıralara çıkacağına bahse girebiliriz.
Onu da öğrenmenin kolay yolu var artık.
Sosyal medya hesapları.
Herkese açık, girip hepsine bakabilirsiniz, bu yazının yayınlanmasından sonra aceleyle kapanmazsa elbette.

İZMİR MOZERELLASI, TERRA-MADRE, o ihracat bağlantısı, bu araştırma derken İtalya’nın gitmediği nereleri kalmış çözemedim aslında.
Hatta İtalya’nın İzmir Başkonsolosunu İZTARIM’ın Bayındır Süt Fabrikası’nda ağırlayacak kadar ilişkiler geliştirilmiş.
Benim anlamadığım Amerika, Kanada, Ortadoğu gibi her yere bir şey satmayı hedefliyoruz da “peynir cenneti” İtalya’ya ne satacağız acaba?
Kaç defa ve hangi amaçla Almanya ve Avrupa ülkelerine gittiğini kendisi açıklarsa “halk” olarak bizler de bilgi sahibi olabiliriz.

Bir başka övünülen örnek.
Amerika’da bir market rafı.
İZMİRLİ markalı ürünlerin fotoğrafı ve bol bol övücü cümle.
Amerika’ya bir fuara gidilmiş ve bir anda Amerika’nın tedarikçisi olmuşuz.
İthal genel müdürün sosyal medya hesaplarına baktığımızda tek bir marketin rafında İZMİRLİ markalı ürünler.
Sanırsınız Amerikalılar “BLACK FRIDAY” yaşıyor.
Bir başka paylaşıma bakıyorsunuz, New York’ta fuar standı.
Fuar standındaki ürünler, market rafındakilerden fazla.
İZMİRLİ markalı ürünlerin satıldığı fotoğraflanan market bir Türk marketi.
Ve ne tuhaftır “Türklerin yoğun yaşadığı bir bölgede, onlara hitap eden ve çoğunlukla Türk ürünleri satan ve Amerika ölçülerinde küçük sayılacak bir mağaza.”
Ayrıca şubesi falan da yok.
Mesele ne?
“Biz bu kadar para harcadık ama bakın iş de yaptık…”
Ne yaptınız?
Açıklayın bakalım Amerika’ya son bir ayda ne kadar “süt ürünü” ihracatı yaptınız.
Bir de örneğin Amerika’ya sadece bunun için kaç kişi gitti?
Gidenlerin uçak biletleri, konaklamaları, yeme-içmeleri için ne kadar para harcandı?
Gidenlerin kaçı İngilizce biliyor ve meslekleri ne?
Ve en önemlisi İZTARIM’ın Bayındır’daki Süt Fabrikası şu anda yüzde kaç kapasite ile çalışıyor?

Varılan sonuç şu:
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Sayıştay raporundan “mağduriyet çıkarmaya çalışırken ve de “Başka Bir Tarım Mümkün” derken aslında bunları söylüyor.
Başka bir tarım “halk” için değil, kime olduğunu siz anladınız.
Halkın parasıyla halka hizmet “etme(me)nin tipik örneği.
Kiraladığınız gazete sayfalarında “halkın parası” ile büyük işler yaptığınız ile ilgili övünebilirsiniz elbette.
Ama biri çıkar “gazetecilik” yapıp sorar…
İhracat bahane, gezmek şahane mi?
Halkın parasıyla siz mi mağdur oldunuz halk mı diye…

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER