A3 Haber

AKP-MHP zihniyetine karşı kirazı savunmak: Ülkenin en güzel kirazı OSB’ye direnebilecek mi?

AKP-MHP zihniyetine karşı kirazı savunmak: Ülkenin en güzel kirazı OSB’ye direnebilecek mi?

AKP-MHP zihniyetine karşı kirazı savunmak: Ülkenin en güzel kirazı OSB’ye direnebilecek mi?
Aralık 11
11:33 2023

Ahmet ÇINAR      

Sancaklıbozköy, Manisa merkeze bağlı bir mahalle…
Adında “köy” ifadesinin geçmesi, AKP iktidarının köyleri yok edip “mahalle”ye çevirmesinden önceye dayanıyor.
Manisa şehir merkezinin doğusunda, Turgutlu yolu üzerinde, Sancaklı yörüklerinin yaşadığı, kirazıyla ünlü bir yerleşim.
Homeros’ın İlyada destanında “demir ayaklı” diye söz ettiği Sipil dağının eteklerinde, bir doğa harikası.
En önemli özelliği, kirazın dünyada en erken çıktığı ve hasat edildiği topraklara sahip olması. Öyle denir: Kuzey yarımkürede kirazın ilk göründüğü yerdir Sancaklıbozköy.
Öyle böyle bir kiraz değil üstelik: Dünyanın pek çok ülkesine ihraç edilen “Cristobalina” cinsi kiraz Sancaklıbozköy’de üretilir… Üretilir ve Rusya’dan Dubai’ye, Katar’dan Çin’e pek çok ülkeye gönderilir.
Ayrıca Sancaklıbozköy’de çeyrek asırdır kiraz festivali düzenlenir. Farklı cinslerdeki kirazlar yarışır, en iyi kirazı üretenler ödüllendirilir. Sancaklıbozköy denilince akla kiraz, kiraz denilince akla Sancaklıbozköy gelir.

***

Eh, bir yerde böylesine bereketli topraklar, böylesine lezzetli ürünler, böylesine doğal bir döngü varsa; AKP-MHP zihniyeti boş durur mu?
“Kent” denildiğinde akıllarına doğrudan doğruya “rant” gelen zihniyet, kolları sıvadı…
Sancaklıbozköy’e organize sanayi bölgesi yapacaklarmış!
Kentleri betona sıvayanlar, verimli toprakları da patronlara “yâr” ve “kâr” etmeye yeminliler…
Manisa’nın AKP-MHP’li belediyeleri ve valilik, bu işle beş yıldan fazladır uğraşıyorlar: İlla ki doğanın bu topraklara armağanı olan o muhteşem kirazın dibine kibrit suyu dökecekler; kasa kasa kâr uğruna, bereketli tarım arazilerini patronlara tımar edecekler!
Önce AKP’li Şehzadeler Belediyesi’nden çıktı karar… 2019’da… Belediye Başkanı gazetelere demeç verdi: Bin 800 dönümlük bir alanda karma OSB kurulması için altyapı çalışmalarını tamamladıklarını, dosyayı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na ileteceklerini açıkladı.
Valisi, AKP’li başkanı, MHP’li başkanı seferber oldular, kirazın başkenti ve anayurdu Sancaklıbozköy’e organize sanayi bölgesi kurmak için… Süreçler tamamlandı, meclislerden kararlar geçti…
MHP’li Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin AKP-MHP’li meclisi, 20 Haziran 2022’de 433 sayılı kararla Sancaklıbozköy’de, “sulu mutlak tarım arazisi”, “dikili tarım arazisi” ve “zeytinlikler” de bulunan 850 hektar tarım arazisinin, tarım dışına çıkartılmasına karar verdi.
Manisa Valiliği’nin Toprak Koruma Kurulu da görüş bildirdi: Söz konusu alan, “Büyük Ova Koruma Alanı” dışında kalıyor, kamu yararı kararı da alınmış, başka alternatif alan da yok, gönderin gitsin bakanlığa…
İşte o kadar!
Sanki Toprak Koruma Kurulu değil de, adeta “Toprak KorumaMA Kurulu”!

***

Sonra ne mi oldu?
Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Derneği, idare mahkemesine başvurdu. Toprak Koruma Kurulu’nun verdiği kararın yürütmesinin durdurulması için başvurdu.
Dilekçede gerekçelerini saydı… (Parantez içindekiler benim yorumum):

1. Sanayi alanı olarak seçtiğiniz yerin büyük kısmı “mutlak tarım arazisi”, “dikili tarım arazisi”, “sulu tarım arazisi” ve “zeytinlik”tir. (Zaten normal bir ülkede, bu gerekçe yeter de artar bile… Ama burası betonperestlerce yönetilen Türkiye!)

2. Çoğunlukla kiraz yetiştirilen bu bölge, özel ürün arazisidir. (Nokta… Daha ne desinler!)

3. Yörenin iklimi, toprağını değerli kılmakta, ürünün desenini belirlemektedir. Bölge, organik tarıma elverişlidir. Kiraz dışında üzüm, şeftali, kayısı ve zeytin yetiştirilmektedir. Yeni her türlü sanayi yatırımı ile alanda bulunan mahallelerin, tarım alanlarının, ormanların ve yaban hayatı ile toprağın fiziksel ve kimyasal yapısının olumsuz etkileneceği açıktır. (“Kıymayın efendiler” demişler işte…)

4. Bu toprakların gelecek nesillere aktarılması için korunması gerekirken, OSB kurulmasına karar verilmesi, bu bölgedeki mevcut tarım alanlarını yok edecek, civar kısmına zarar verecek ve üretimin düşmesine neden olacaktır. Bu alanın, tarım dışı amaçlarla kullanılması kesinlikle uygun değildir. (Burada da “El insaaaf ve el vicdaaan” demişler…)

5. OSB planladığınız yerin yakınlarında Kemalpaşa, Bağyurdu, Turgutlu, Manisa, Muradiye, Menemen ve Atatürk (Çiğli) OSB’leri bulunmaktadır. (Allah gözünü doyursun demek istemişler…)

6. Planladığınız OSB alanı, Nif Çayının su toplama havzasıdır. Bu bölgede bulunan Yalın ve Bodur dereleri ile derecikler Nif Çayına akmakta, Nif Çayı da Gediz Nehrine akmaktadır. Burada sanayi bölgesi kurulduğu takdirde, Nif Çayı ve Gediz Nehrine daha az su gelecek ve kirlilik daha da artacaktır. (Gözünü kâr hırsı bürümemiş her insanın gayet makul bulacağı bir gerekçe…)

7. Üstün kamu yararı, bu bölgenin OSB yapılmasını değil, mevcut tarım topraklarının korunmasını gerektirmektedir. (Bence de…)

8. Sancaklıbozköy’e OSB yapılması kararı; Anayasa’ya, milletlerarası sözleşmelere, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, 3573 sayılı Zeytinlerin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Kanunu, 4086 sayılı Zeytincilik Kanunu ve İmar Kanunu ile ilgili diğer mevzuata uygun olmadığı gibi insan sağlığına ve gıda güvenliğine aykırıdır. (Öyle de, memleketin başında “Kim takar kanunu, mahkemeyi” diyen bir zat oturuyor, du bakali nolacak…)

***

Ya sonra… Sonra ne oldu?
Manisa 1. İdare Mahkemesi kararını verdi: “Manisa Valiliği Toprak Koruma Kurulu’nun kararı, hukuka aykırıdır. OSB için alternatif bir alan bulunup bulunmadığı araştırılmadan hareket edilmiştir. Söz konusu işlemin hukuka uyarlılığı bulunmamaktadır.”
Ve oy çokluğuyla işlem iptal edildi.
İstinaf yolu açık bırakıldı.
Bakalım istinaf mahkemesi ne karar verecek.
Burası işin bir yüzü…

***

Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma ve Çevre Derneği, işi sağlam tutuyor. Hiçbir boşluk bırakmıyor… Dernek, iki ayrı dava daha açmış durumda.

• Bir dava Manisa Büyükşehir Başkanlığı’na karşı: Bu yerle ilgili imar düzenlemesinin iptali davası.

• Bir dava da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na karşı: Toprak Koruma Kurulu kararına verdiği kamu yararı “olur” kararının iptali davası.

Bu iki dava sürüyor…
Ne olur ne biter, izleyip göreceğiz.

***

Biliyoruz ki, Türkiye’de en çok gereksinimimiz olan şey hukuk güvenliği… Ben gazetecilik yaşamımda, mahkemelerin verdiği doğru, haklı, kamu vicdanına uygun kimi kararlar gördüm… Ancak bundan daha çok gördüğüm bir şey daha var: Doğru, haklı, kamu vicdanına uygun kararlara UYMAYAN kurumlar… Hukuku SALLAMAYAN başkanlar… Mahkemeyi İPLEMEYEN yöneticiler…
Sancaklıbozköy’ün, kirazın, tarım ve yaşam alanlarının; gözünü kâr hırsı bürüyenlere karşı savunulması, son derece haklı ve meşru bir savunma.
Ancak bu savunmada, hukuk mücadelesiyle birlikte sürdürülmesi gereken toplumsal mücadeleye gereksinim var. Toplumsal direniş örülebilir mi acaba, bilemiyorum…

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER