A3 Haber

Nâzım Hikmet 118 yaşında: Anlamı örgütleyen ozan

Nâzım Hikmet 118 yaşında: Anlamı örgütleyen ozan

Nâzım Hikmet 118 yaşında: Anlamı örgütleyen ozan
Ocak 15
14:07 2020

Bugün 15 Ocak… Nâzım Hikmet 118 yaşında… Yaşamıyla, dizeleriyle, mücadelesiyle yol göstermeye devam eden Nâzım Hikmet’in doğum gününü, şair-yazar Onur Akyıl’ın iki ay önce yayımlanan “Nâzım Hikmet: Anlamı Örgütleyen Ozan” adlı kitabının son bölümüyle anıyoruz…

Hayatı bir direniş biçimi olarak yaşayan tüm insanların ortak noktası yaşamlarının onlarca ayrıntı ile örülü olmasıdır. Nâzım Hikmet de hayatı bir direniş biçimi olarak yaşamış ve sayısız ayrıntı ile örmüştür. Ailenin köklerindeki inanç biçimlerinin üzerine işçi sınıfının ve insanlığın kurtuluş idealini yerleştiren, dolayısıyla değer yargılarında ve insanlık algısında geniş bir yelpazenin oluşmasını sağlayan Nâzım Hikmet hiç kuşku yok ki bütün birikimini yeniden hayata taşımak adına şiiri seçmiştir. Şiir çalışmaları ile dünyada, ama elbette özellikle memleketimizde biçim ve biçem mesellerinde başka bir yol açmış ve açtığı yolun uzun süre tek temsilcisi olmuştur.

Mustafa Kemal’e duyduğu hayranlık ve vatan aşkı ile Anadolu’ya geçtiği dönemle birlikte, yeryüzünün acı gerçekleri ile yüzleşmeye, aç ve çaresiz insanlara yapılacak iyiliklerin yine yalnızca insandan geleceğini kavramıştır.

Bu bilinci kazandığı zaman diliminde Almanya’dan gelen devrimci, komünist, ilerici ağabeylerle karşılaşması yüreğinde ve beyninde atan şeyin “adını” öğrenmesine, içini doldurmasına olanak vermiştir.

Kendini bir halk adamı, halk sanatçısı olarak yetiştirmeye karar vermesi de aynı döneme rastlar; fakat doğan her yeni gün ve yaşanan her yeni olay Nâzım’ı hem fikren hem de eylem anlamında bir adım öteye taşıyacaktır. Komünist bir sanatçı, şair olmanın uzun soluklu bu yolculuğunda karşısına çıkan isimlerin çoğu Nâzım’ın komünist teori anlamında gelişmesine katkı sağlamıştır. Elbette kuvvetlenen bilinci, onu durdurulamaz, engel olunamaz bir biçimde kavganın ön saflarına taşıyacaktır. Kavganın ön saflarında olmak Nâzım’ı mutlu etse de, yine yaşadıkları sayesinde teorisi ortak eylemler zincirinin herkes tarafından, hatta en yakın yoldaşları tarafından başka başka anlaşıldığını görmesini sağlayacaktır. Böyle zamanlarda anlayışına, algısına, inancına sığınır Nâzım. Bunun sonucu ona yalnızlık olarak da dönecektir… Övüldüğü, hatta bizzat kendisinin sattığı gazetelerde bir zaman sonra adının pek de iyi anılmadığında şahitlik edecektir.

Türkiye Komünist Partisi’nin bir dönem gerçek bir parçası, bir dönem ise –her ne kadar acı bir gerçek olsa da– yalnızca üyesidir. Zaten, çok geçmeden de partiyle olan ilişkisi Anti-Stalinist ve bireyci tutumları olduğu iddiası ile kesilir. Nâzım Hikmet, parti tarafından Komintern’e şikâyet edilmiş bir şairdir.

Çeşitli kereler gözaltılar ve tutuklanmalar yaşar. Uzunca bir dönem hapishanede kalır; daha doğrusu birçok hapishane arasında dolaşır durur.

Bütün bunlara rağmen, sevmenin fırsatını her seferinde bulur, mutlaka sever birini, bir kadını. İnsanları zaten sevmektedir; insanların içindedir.

Dünyayı dolaşır ve sonunda Moskova’da kalbiyle anlaşamaz.

Oyunlar, romanlar, masallar ve daha nice şey yazmıştır. Şiirlerinin mertebesine ermese de diğer çalışmaları, onlar da kuşkusuz belli bir estetik düzeyin üstündedir. Bu anlamda şiirlerinden sonra oyunlarının geldiği söylenebilir.

Atatürk’le el sıkışır, öğüt alır ondan; Lenin’i çok istemesine rağmen ancak Lenin vefat ettiğinde cam tabutunun içinde görür, Stalin’le ‘Nâzım sorun çıkarabilir.’ dendiği için görüştürülmez. Troçki’yi bir anfide tek başına dinler, Troçki Nâzım’ı sadık taraftarlarından biri zanneder.

Bu biyografi çalışmasında bütün bunlara yer verilmiştir; yalnız aşkları üzerinde kimileri ‘yeterince’ durulmadığını düşünebilir. Doğrudur; sevdikleri, kadınları ona kalsın istenmiştir…

Ancak açık olan bir şey var ki Nâzım’ın içinde bir yerlerde hep bir kırgınlık vardır. Onu sınıf savaşımının bir parçası yapan şey, ezilenleri anlamasını sağlayan şey bu kırgınlıktır. Anne ve babasının erken ayrılıkları Nâzım’ı oldukça önemli bir biçimde etkilemiştir. Üstelik ne anne ne de baba hayatlarına yalnız devam etmemiş, her ikisi de yeniden evlenmişlerdir. Nâzım bu süreçlere en başında tanık olmasa da haberdardır elbette olanlardan. Çoğu zaman kadınlarını da gidebileceklerinden korkarak sevmesinin, bu yüzden çok sevmesinin altında da bu yatar.

Dünyadan, dünyamızdan Nâzım hiçbir zaman geçmeyecektir bu yüzden, hep kalacaktır burada.

Sınıf kaldıkça, aşk kaldıkça, insan kendini yalnız hissettikçe…

—————————————–

Akyıl, Onur | Nâzım Hikmet: Anlamı Örgütleyen Ozan | İstanbul | Gerekli Kitaplar | Kasım 2019

 

 

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER