Böyle acılı günlerde finansal yorum yapmayı sevmiyorum.

“Hayat bir şekilde devam ediyor” klişesi bana anlamlı bir mazeret olarak görünmüyor. Ancak mesleki sorumluluk gereği bir şeyler söylemek durumundayım.

Korona ve İdlib haberleri olmasa beklenenden iyi gelen 2019 büyüme rakamı iktidar cenahında “ekonomi toparlandı işte” nidalarıyla seslendirilebilirdi.

Ancak artık çok farklı bir zemindeyiz.

TÜİK bugün açıkladı:

“Üretim yöntemine göre dört dönem toplamıyla elde edilen yıllık GSYH, zincirlenmiş hacim endeksi olarak (2009=100), 2019 yılında bir önceki yıla göre %0,9 arttı.” Türkçesi 2019’da yüzde 0,9 büyüdük.

“Üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH, 2019 yılında bir önceki yıla göre %14,9 artarak 4 trilyon 280 milyar 381 milyon TL oldu.” Türkçesi 2019’da 4,280 trilyon TL ürettik.

“2019 yılında kişi başına GSYH cari fiyatlarla 51 834 TL, ABD doları cinsinden 9 127 olarak hesaplandı.”

Çok farklı bir zemindeyiz çünkü 24 Şubattan başlayarak Korona etkisi tüm dünya piyasalarıyla beraber bizde de hissedildi. Piyasalara göre ufukta “ekonomik durgunluk” var.

Yine bu hafta Suriye krizi bambaşka bir safhaya geçti ve belirsizlik iyice arttı.
Dolar kuru 6,25 TL’yi geçerse piyasa daha da kötüleşme bekliyor demek olur.
2020’nin ilk iki ayı yılın zor geçeceğinin göstergesi oldu.