Belçika’daki Türk vatandaşlarını ülkeye getirdikten sonra yeni tip koronavirüs (Kovid-19) teşhisi konan ve tedavi gören hemşire İlknur Kelleci, koronavirüsün ikinci kez nüksettiğini söyledi.

Salgın nedeniyle 17 Mart’ta Türk vatandaşlarının yurtdışından getirilmesi programında gönüllü olan Hemşire İlknur Kelleci koronavirüsü yendi. İstanbul’da, Pendik Acil Sağlık Merkezi’nde hemşire olan evli ve 2 çocuk annesi olan 32 yaşındaki İlknur Kelleci, yaşadıklarını Habertürk’ten Alper Uruş‘a şöyle anlattı:

‘İlk önce baş ağrısı başladı’

“Belçika’daki yurttaşlarımızın Brüksel’den Türkiye’ye getirilmesinde görev aldım. 17 Mart’ta Brüksel’de vatandaşlarımızın kontrolünü yaparak uçağa aldık ve yurda getirdik. Bu görevin ardından idari izinli olarak evde 14 gün boyunca karantinada kalma sürecim başladı. 19 Mart’ta evdeyken ilk olarak baş ağrım oldu. Ardından şiddetli eklem ağrısıyla beraber ateşim yükseldi.

İlk başta hasta olabileceğimi kendime konduramadım. Ancak bu şikayetlere bulantı, kusma ve ishal de eklenince hastaneyi aradım. Ambulansla gelip beni evden aldılar. Süreyya Paşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde tedaviye alındım ve yapılan test sonucum 22 Mart’ta pozitif çıktı. Hastanedeki 6 günlük tedavinin ardından, 28 Mart’ta taburcu olarak ilaçlarımı alıp eve döndüm.

‘Negatifken ikinci kez nüksetti’

Evdeki tedavimin ilk 10 günü çok iyiydi ancak her şey yolunda giderken mide bulantısı, kusma ve ishal tekrar başladı. Fatih Sultan Mehmet Hastanesi’ne tekrar ambulansla gittim ve koronavirüs tomografisinde akciğer bulgusu olan ‘Buzlu cam’ görüntüsüyle karşılaştık. Yani 6 günlük ilk tedavi ve negatife döndükten sonra hastalık ikinci kez nüksettiğinde akciğerimde böyle bir bulgu ortaya çıktı.

Süreyya Paşa Hastanesi’ne gittim ve doktorlarımız, negatif sürecim devam ettiği için tedavimin evde sürebileceğini söyledi. 20 Nisan’da yapılan test sonucu yine negatif çıktı. Evde izolasyon sürecim devam ediyor ve şükürler olsun ki eşimde de 2 çocuğumda da hastalığın semptomları ortaya çıkmadı.

Sakarya’da arkadaşlarımın yaşadığı çok ilginç bir örnek vermek isterim. Sakarya’da üç meslektaşım da pozitif çıktı. Ancak aynı biçimde eşlerinde ve çocuklarında virüs görülmedi. Bu tabii ki tedbiri elden bırakmak anlamına gelmesin ama insanlarımız gereksiz korku ve paniğe de kapılmamalı.

‘Herkeste farklı seyrediyor’

Hastalığın ortaya çıktığı ve sonraki süreçte, ben günde 1 kez belki öksürdüm belki öksürmedim. Yani bu hastalığın seyri, herkeste farklı olabiliyor. Tat ve koku almada sorun yaşayan, başka hiçbir belirtisi olmayan vakalar var. Sadece öksürük ya da sadece baş ağrısı semptomu olan pozitifler söz konusu.

Bir de negatife döndükten sonra da semptomlar devam edebiliyor. Örneğin negatife dönüyor ama öksürüğü az da olsa devam edebiliyor. Ben de bile bir endişe oldu ancak bu semptomların görülebileceğini insanlarımız bilsin ve paniğe kapılmasınlar.

Şunu da yaşayan biri olarak belirtmek isterim ki; virüsü kaptıktan sonra şayet yoğun bakıma girmiyorsa hasta, 7 günde iyileşme seyrine geçebiliyor. O dönemde çocuklarıma sarılmayı çok özledim. Oğlumun, ‘Baba ben pozitif olursam anneme sarılabilir miyim’ demesi beni çok duygulandırmıştı. ‘Oğlum öyle deme; annem iyileşsin diye dua et’ dedim.

‘Asla tedbiri elden bırakmayın’

Ben son söz olarak da şunları söylemek isterim: Tedbiri gerçekten elden bırakmayalım. Sabır gösterelim. Bu durumu gereğinden fazla kafamızda büyütüp kendi psikolojimizi de bozmayalım.”