A3 Haber

Koronavirüsle mücadele sürerken: Diğer kronik hastalar ve Covid-19 dışı rahatsızlığı olanlar ne olacak?

Koronavirüsle mücadele sürerken: Diğer kronik hastalar ve Covid-19 dışı rahatsızlığı olanlar ne olacak?

Koronavirüsle mücadele sürerken: Diğer kronik hastalar ve Covid-19 dışı rahatsızlığı olanlar ne olacak?
Nisan 26
12:32 2020

Tüm dünyada ve Türkiye’de koronavirüse karşı mücadele sürüyor. Hastaneler ve sağlık çalışanları, koronavirüs vakalarına kilitlenmiş durumda. Ancak hayat devam ediyor. Kronik hastalığı olanlar ve Covid-19 dışı rahatsızlık geçirenlerin durumu ne olacak? Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç, bu sorulara hem yanıt aradı hem de çözüm önerisi sundu. İki hekimin kişisel bloglarında yayımladıkları analizi paylaşıyoruz…

Dr. Ergün Demir – Dr. Güray Kılıç | Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu, kronik hastalıklar ve COVİD-19 dışı hastalıklar için artık hareket geçmelidir…

Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu, yüksek risk grubunda yer alan kronik hastaların sağlık kuruluşlarına erişimini sağlamak, yaşadıkları kaygı ve karamsarlığı ortadan kaldırmak için ne yapmayı planlamaktadır?

Kanser, kalp-damar, diyabet, böbrek yetersizliği, akciğer hastalıkları gibi kronik hastalığı olanlar ile gebeler kontrol ve tedavi için hastanelere ulaşmakta zorluk çekmektedirler. Oysa risk grubunda yer alan kronik hastalıkları olanlara oyalanmadan müdahale etme ve tedavilerini düzenleme hayati öneme haizdir.

Salgın sürecinde, diğer sağlık sorunlarının göz ardı edilmeden toplumun gereksinim duyduğu sağlık hizmetlerinin sunulması ve ulaşılabilir olmasının sağlanması, sağlık hizmetlerinin planlanması Sağlık Bakanlığının yükümlülüğündedir.

Kronik hastalığı olanların evde yaşamlarını yitirmemeleri için, Sağlık Bakanlığı ve bilim kurulu kronik hastaların sağlık kuruluşlarına erişimini sağlamak için planlama yapmalıdır.

Hastanelerde bulaş korkusu riskli hastalıkların tedavi süreçlerini olumsuz etkiliyor

Koronavirüs bulaş korkusu kanser, kalp-damar, diyabet, böbrek yetersizliği, akciğer hastalıkları gibi kronik hastalığı olanlar ile gebeleri kontrol ve tedavi için hastaneye gitmekten alıkoymaktadır. Böylece erken müdahale yapılamadığından dolayı hastaların bazısı evde yaşamını yitirmekte, geç ulaşabilen hastaların tedavide göreceği fayda daha az olmaktadır.

Ayrımcılık ve damgalanma korkusu; bulaşıcı hastalıklarda, özellikle salgın dönemlerinde, insanlar hastalıkla ilişkilendirilerek olumsuz, kötüleyici, değersizleştirici ve ayrımcı tutumlara maruz kalabilmektedirler. Salgında ölüm olaylarının yaşlı ve kronik hastalığı olan bireylerde daha çok görülmesinin yarattığı damgalanma korkusu bu hastaları sağlık kuruluşlarına gitmekten alıkoymaktadır.

Büyük hastanelerin pandemi hastanesi ilan edilmesi; acil olmayan tüm işlemlerin durdurulması ile hastanelerde COVİD-19 dışındaki sağlık hizmetlerine ulaşmak çok zorlaşmıştır. Kanser, kardiyovasküler, diyabet ve benzeri hastalık tanı raporu olmasına rağmen hastalar tedaviye ulaşmada sıkıntı yaşayabilmektedirler. Ancak henüz tanı konulmamış, sadece bazı yakınmaları olan hastalar için bu durum daha da vahimdir.

Dezavantajlı toplum grupları; yaşlılar, engelliler, mülteciler, toplu yaşanan yerlerde barınanlar gibi dezavantajlı gruplarda sağlık hizmetine erişimde sıkıntı yaşayabilmektedirler.

Sonuç olarak:

COVID-19 salgını nedeniyle yüksek risk grubunda yer alan kanser, kalp-damar, diyabet, böbrek yetersizliği, akciğer hastalıkları gibi kronik hastalığı olan hastalar gerek hastanede bulaş, gerekse damgalanma korkusu nedeniyle sağlık kuruluşlarına erişimde sıkıntı yaşamaktadırlar. Hastanelere tedavi için başvuranların sayısında büyük düşüş gözlemlenmektedir. Bu durum tedavi süreçlerini olumsuz etkilemektedir. Müdahale edilemeyen hastalar evde yaşamını yitirmekte veya sağlık kuruluşuna müracaat ettiğinde çok gecikmiş olmaktadırlar.

Bu bağlamda karar vericilere önerimizdir

Kronik hastalığı olanların evde yaşamlarını yitirmemeleri için;

  • Bilim Kurulu gerekli önlemler almak ve uygun koşulları oluşturmak amacıyla için bir rehber hazırlamalıdır.
  • Tanı almış hastaların tedavilerinin aksamaması, yakınmaları olan hastaların ise erken tanı alabilmeleri için, fiziksel mesafeyi koruyarak, sağlık hizmetlerine erişim sağlanmalıdır.
  • Ayrıca bağışıklama, bebek-çocuk ve gebe izlemlerinin aksamasına izin verilmemelidir.
  • İçinde bulunduğumuz koşullar, salgına hazırlıklı olmak ve salgınla etkin mücadele etmek için, hizmetin planlanması ve alt yapı hazırlıklarının tamamlanmasının önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.
  • Son söz olarak 35 yaşında rahatsızlanan ancak hastaneye koronavirüs bulaşı olur korkusuyla gecikmiş olarak müracaat eden ve hayatını kaybeden ”özgü”ler olmaması dileğiyle…

 

About Author

Ergün Demir

Ergün Demir

Related Articles

TÜM HABERLER