A3 Haber

65 yaş yasağı AYM’de: Kuşların, balıkların, börtü böceğin, ağaçların avukatı yine yaptı yapacağını…

65 yaş yasağı AYM’de: Kuşların, balıkların, börtü böceğin, ağaçların avukatı yine yaptı yapacağını…

65 yaş yasağı AYM’de: Kuşların, balıkların, börtü böceğin, ağaçların avukatı yine yaptı yapacağını…
Nisan 28
14:32 2020

Senih Özay, yine duramadı, olan bitene dayanamadı.
Şanına yakışır uzunlukta bir dilekçe yazdı.
“Bireysel başvuru” hakkını kullanıp, Anayasa Mahkemesi’nin kapısına dayadı.
Önce “Bu dönemde avukatlık yaptığım, hukuku savunduğum, mücadele verdiğim sırada yaşım 67 olmasına rağmen, başıma başımıza gelen felaketle ilgili sağlık tedbirlerine eyvallah dememe rağmen, 65 yaş üstü işi gücü yok yaşlı da hastalıklar rahat ilerler gerekçesi ile fiilen sokağa çıkma yasağı içine girmem girmemize ilişkin devlet tasarrufu hukuka aykırı olup aleyhine yargı yoluna başvurulması zorunlu gözükmüştür” diyor Senih Özay o nevi şahsına münhasır üslubuyla.

* * *

Gerekçeleri net.
Misal;
“Anayasal bağlamda temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına bakacak olursak Anayasa’nın 13. maddesinde temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın, yalnızca ‘Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği’ düzenlenmiş ve bu sınırlamaların Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı öngörülmüştür” diyor.
Ve ekliyor:
“Başta Anayasamızın 19. maddesinde düzenlenen kişi hürriyeti olmak üzere seyahat ve çalışma özgürlükleri gibi birçok alanda kısıtlamaya neden olan bu 65 yaş üzeri sokağa çıkma yasağı hukuka aykırıdır.”

* * *

Benim düşüncem de Özay’la aynı.
Sen mahkumları dışarı salarken, kendi halindeki insanları “sadece 65 yaşından büyük” diye, nasıl içeride tutarsın zorla.
Hakkıyla bir ikna kampanyası düzenlenseydin zamanında, biraz da denetim getirseydin ortalığa; böyle abuk yasaklara ihtiyaç kalır mıydı?
Her şey bir yana…
İktidarın yerinde olsam, işi hiç uzatmam.
Senih Özay’la uğraşmaya asla kalkışmam!

“Yazarmış” gibi yaptım!

Bir devlet gücünü göstermek, vatandaşına verdiği değeri kanıtlamak için dünyanın öteki ucuna gönderir uçağını; alır getirir onu yurduna.
Bunun bedeli şu kadar liraymış, bu kadar dolarmış; bakmam.
Getirilen kişi hakkında türlü iddialar varmış, umursamam.
Yapılan operasyona “imaj cinliği” falan deniyormuş, kulak asmam.
Aynı şey maske vesaire için de geçerli.
Her gün havalanan yardım uçakları tonlarca malzeme taşırken başka ülkelere, bana “söz verilen” 25 kuruşluk maskelerin haftalardır verilmemesindeki beceriksizliğe de aldırmam.
Eski donları, gömlekleri kesip biçip maske yapar, takarım yüzüme; gocunmam.
“Sen bir can için uçak kaldırıyorsun ama Adana’da sokağa çıkma yasağını ihlal ettiği için korkup kaçan genci bir kurşunla kalbinden vurup, canını alıyorsun” feveranına yüreğim yansa da; iki olayı birbiri ile kıyaslamam.
Şaşırmayın.
Memleketimi yönetenler gerçekten ciddi, gerçekten samimi olsalardı; ben de bu satırları “sahiden” yazardım!

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER