A3 Haber

Çeşme projesinin iptal edilmesinin gerçek nedeni: Suudilere ders mi?

Çeşme projesinin iptal edilmesinin gerçek nedeni: Suudilere ders mi?

Çeşme projesinin iptal edilmesinin gerçek nedeni: Suudilere ders mi?
Mayıs 14
09:20 2020

25 Ocak 2020 günü Resmî Gazete’yi okuyanlar şaşkınlıklarını gizleyemedi.
Çeşme Alaçatı ve Urla Zeytineli’nde belirlenen 511 parça arsanın, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’na göre bakanlık tarafından acele kamulaştırılmasına karar verilmişti.
2054 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararının altında da AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası vardı.
Epey bir gürültü koptu.
İktidar partisi de dahil olmak üzere bölgedeki pek çok siyasi karara karşı çıktı.
Homurtular Ankara’ya kadar gitti.
Yetmedi, dava bile açıldı.
Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, “Çeşme turizm merkezidir ama doğa ve dengeyi korumak benim görevim. Burada arazilerin çoğu iki şirketin elinde. O Suudi şirketin broşürü için bakan beni aradı. Güvence verdi” ifadelerini kullandı.
Sonrası sessizlik.

Tam da böyle olmuştu.
Kararla ilgili tartışmalar sürerken, birden bir proje ve onun broşürleri saçıldı ortaya.
Bölgedeki arazilerin büyük bölümünü elinde tutan Suudi kökenli Albassam Group isimli şirket, turizm yatırımı yapacaktı.
Ziad Albassam adlı Suudi iş insanının yönettiği şirketin “Türkiye sevdası” 2012 yılına kadar gidiyor aslında.
O zamanlar iktidarın el üstünde tuttuğu yabancı sermayenin en önemli aktörlerinden.
Sonrasında özellikle de turizm için kullanılacak arazileri topladıkları anlaşıldı.

Ne olduysa Mayıs ayının başlarında işler ters gitmeye başladı.
Suudi grup için çıkarıldığı belli olan acele kamulaştırma kararı, 13 Mayıs günü yine bir Cumhurbaşkanlığı kararı ile iptal edildi.
Herkes yine şokta.
Siyasetçiler bu kez fazla konuşmadı ama dedikodu kulislerinde iki bilgi pompalandı.
Bunlardan ilki, kararın Turizm Bakanlığı bürokratları tarafından hazırlandığı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da onlara güvenip imza attığı, aslında konu hakkında detaylı bilgisi olmadığı.
İkincisi ise Erdoğan’ın kararı imzaladıktan sonra, yöredeki AKP ve MHP’li siyasetçiler dahil gösterdikleri tepki üzerine iptal ettiği.

Birincisi de ikincisi de olmaz.
Neden mi?
Erdoğan’ın bakanlıklarca hazırlanan hiçbir kararı, saraydaki esas adamlarına inceletmeden imzalamadığı biliniyor. Hadi diyelim ki dalgınlığına geldi. O zaman şu anda Turizm Bakanlığı’nda en az 10 bürokratın kellesi gitmişti. Sessizlik hüküm sürdüğüne göre bu bürokratların işi değil.
İkincisi, Kanal İstanbul gibi hâlâ tartışılan projeyi inatla savunan, hatta ihalesine bile çıkan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, kafasına koyduğu ve altına imzasını attığı proje için, yerel siyasetçilerin itirazlarını dinleyeceğini sanmak saflıktır.
Öyleyse, Ocak ayında imzaladığı kararı, Mayıs ayında iptal eden AKP iktidarının yaptığı nedir?
Üçüncü yol.

Bölgede arazilerin çoğunu elinde tutan Albassam Group öyle göründüğü gibi ufak tefek bir şirket değil.
Hala hele sahibi Ziad Albassam hiç değil.
Şirketin ve sahibinin ismi, dünyada pek çok gazeteciyi bir araya getiren ünlü Paradise Belgeleri’nde sıkça geçiyor.
O belgelere göre Ziad Albassam’ın sahibi olduğu en önemli şirket The Kaizen Breakthrough.

Onun altındaki şirketler saymakla bitmez.
En büyük özellikleri de kara para aklama ve vergi cenneti olarak bilinen Ceyman Adaları’nda olmaları.
Bu şirketler sıradan değil.
Dünyadaki kolay para kazanma yöntemini kullanan dev yapılardan biri.
Üstüne üstlük, dünyadaki parayı yöneten emperyalistlerin yasal sığınağı.

Türkiye hem Suriye’de hem de Libya’da Suudi Arabistan ile karşı karşıya.
Suudiler dünyanın her yerinde Türkiye’ye karşı hareket halindeler.
Doğal olarak Suudi şirketleri de.
Geçtiğimiz hafta, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği gibi, İngiliz merkezli birkaç sermaye grubu Türkiye’de doların yükselmesi için hareket halindeydi.
Bu gurupların içinde Albassam Group’un Ceyman merkezli onlarca şirketlerinden kaçı vardı acaba?
Suudi Arabistan, bu parasal operasyonun neresindeydi?

Evet bildiniz.
Beş ayda Çeşme’de sondan başa dönülüyorsa, bunun altında bürokratik hata ya da siyasi tepki var demek biraz ucuz kalıyor.
İptal kararı, Erdoğan’ın üç bankaya getirilen işlem yasağının ardından verdiği ikinci tepkidir.
Kimse kendine pay çıkarmasın o yüzden.

About Author

Serdar Öztürk

Serdar Öztürk

Related Articles

TÜM HABERLER