AKP seçmeni değilim, hiç olmadım. Buradan hareketle Sayın Ahmet Davutoğlu’nun lideri olduğu Gelecek Partisi’ne oy vermem diye düşünüyorum. Ama bunu söylerken içim cız etmiyor değil.
Cız ediyor çünkü Gelecek Partisi ekonomi alanında çok sağlam bir ekibe sahip. “Ekonomi” gelecek seçimlerde seçmenin bir numaralı önceliği olacağa benzer.
Önceki sabah “Ekonomide Gelecek Modeli” başlıklı bir toplantı düzenlediler ve Türkiye için önerilerini anlattılar. Ben ancak akşamına YouTube kaydını izleyebildim.
Toplantıya Sayın Davutoğlu başkanlık etti, İbrahim Turhan, Serkan Özcan, Kerim Rota ve Mustafa Mente dört ekonomi kurmayı olarak partinin ekonomi programını ana hatlarıyla izah ettiler.

Eski başbakan “tepeden tırnağa bir siyasetçi olarak” arada bir lafı uzatsa da, toplantı oldukça uzun sürmüş olsa da izlerken sıkılmadım.
Hepsine olmasa bile önerilerin çoğuna katılıyorum diyebilirim. Mevcut sorunlar ve öncelikler konusunda bu kadar benzer düşünmemize şaşırdım açıkçası.
Partinin gelir dağılımı, yoksullukla mücadele, enflasyon, işsizlik ve özellikle genç işsizlik konusundaki duyarlılığı dikkat çekici… Bu dil tipik bir merkez sağ partinin dilinden farklı… Zaten bu ekibin dili de alışageldiğimiz siyasetçi dilinden farklı…

Belki Covid-19 etkisiyle, belki bu ekibin itmesiyle Gelecek Partisi “sosyal devletin” ekonomideki yerini genişletmeyi gerekli görüyor. Bunu da laf olsun diye dillendirmiyorlar. Ekonomik modelleri oradan kök alıyor. Tabii icra makamına geldiklerinde bu duruşlarını ne kadar koruyabilirler o her zamanki gibi büyük bir soru işareti…
Partinin Hazine bütçesini “siyasi namus” olarak görmesi, “kamu maliyesi strateji belgesi” oluşturmayı hedeflemesi, kamuyu temsil eden sivil toplum örgütlerinin “bütçe hakkından” söz etmesi takdire şayan… Ayrıca her türlü harcamanın bütçe üzerinden gitmesi konusundaki kararlılıkları önemli…

Yollar, köprüler, şehir hastaneleri üzerinden devasa “şarta bağlı yükümlülük” yaratmış olan KÖİ modelinin paydaşlarını yeniden görüşmeye çağıracaklarını belirtmeleri hoşuma gitti. Çünkü bu mesele kendimce şekillendirdiğim acil aksiyon planımda ikinci sırada…
Gelecek Partisinin çözüm önerileri elbette detaylandırmaya muhtaç… Bana genel olarak akılcı, gerçekçi göründü. Sonuçlara değil nedenlere odaklanıyorlar. Belli ki derslerini iyi çalışmışlar, iyi çalışıyorlar.

Zaten bana ekonomide ideal on birimi sorsalar Sayın Kerim Rota, Sayın İbrahim Turhan ve Sayın Serkan Özcan’ı takıma tereddütsüz koyardım. Bu isimleri partiyi kurmadan çok önce de izliyordum, onu belirteyim. Mustafa bey’i ilk kez dinledim.
Peki, bu ideal 11’in başına Sayın Davutoğlu’nu mu tercih ederdim? Tabii ki hayır!
Yalnız hakkını yemeyeyim… Sayın Davutoğlu’nu bu ekibi kurma iradesi ve becerisi gösterdiği için kutlamak gerek.
Toplantının soru cevap bölümünde doğal olarak Sayın Davutoğlu’na AKP ve Başbakanlık geçmişiyle ilgili sorular geldi. Çünkü William Faulkner’ın dediği gibi “geçmiş geçmiş bile değildir.” Yeni kurulmuş bir partinin lideri için yorucu bir süreç…
Ben oy vermeyecek olsam bile umarım kamuoyu “Gelecek Modelini” bu ülke için değerli bulur ve Gelecek Partisi seçmen nezdinde teveccüh görür.

Toplantı videosunu kapattıktan sonra şu Covid-19 sürecinde keşke bir Ekonomi Bilim Kurulu oluşturulsaydı bu ekip de o kurulda icraata yakın bir noktada olsaydı diye aklımdan geçirdim. Bir anlığına geçirdim ama fazla uzatmadım.
Hani vardır ya taraftarı değilsinizdir ama bazı oyunculardan dolayı bir takıma sempati duyarsınız. Başarılı olsunlar isterseniz, başarıları sizi memnun eder. Şu anki hissiyatım bu…