A3 Haber

Kılıçdaroğlu: Erdoğan’ın gidici olması için özel bir çaba harcamaya gerek yok, kendi sonunu kendisi hazırlıyor

Kılıçdaroğlu: Erdoğan’ın gidici olması için özel bir çaba harcamaya gerek yok, kendi sonunu kendisi hazırlıyor

Kılıçdaroğlu: Erdoğan’ın gidici olması için özel bir çaba harcamaya gerek yok, kendi sonunu kendisi hazırlıyor
Haziran 26
18:28 2020

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir daha seçilip seçilmeyeceği yönündeki soruya “Dünya ekonomisinde 17’nci sıradaydık, şimdi 19’uncu sıraya geriledik. Bu tablo ortadayken ve bu tablo doğrudan doğruya mutfağa yansımışken Erdoğan’ın gidici olması için özel bir çaba harcamaya gerek yok, çünkü kendi sonunu kendisi hazırlayan bir lider konumunda” yanıtını verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Deutsche Welle Türkçe’nin YouTube kanalındaki canlı yayınında, Mirgün Cabas’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

İtalyan ressam Gentile Bellini’nin orijinal Fatih Sultan Mehmet tablosunun, Londra’daki müzayede İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınmasına ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, mutluluğunu dile getirdi.

Nerede sergileneceğini İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na sorduğunu ve “tablonun özel olarak korunmaya alınması gerektiğini” söylediğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Paris’teki Louvre Müzesi’nde Mona Lisa tablosu var, bu tablo diğerlerine göre daha farklı şekilde korunuyor. Benzer bir korumanın yapılmasını istedim. Tabii benzer korumayı yapacağını Ekrem Bey ifade etti. Nerede sergileneceğiyle ilgili de açıklama yaptı ama ben o konuya fazla girmiş olmayayım. Eminim Sayın Başkan, kendi kurmaylarıyla da görüşecek, tablonun nerede sergilenmesi gerektiği konusunda bir karara varacaklar, ondan sonra sergilenecek” diye konuştu.

“Erdoğan kendi sonunu hazırlayan bir lider”

“İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener katıldığı bir programda, ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan bir daha o göreve seçilemeyecek’ dedi, sizin kanaatiniz nedir?” yönündeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, kendisinin de aynı kanaatte olduğunu dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’nin nereye gittiği belli. Rejim değişti malum, demokrasisi, yargısı, yürütme organı vesayet altında olan hatta parlamentosu vesayet altında olan ülkede yaşıyoruz. 20 Temmuz’dan sonra bir sivil darbe oldu. Tek adam vesayet rejimi var. Vesayet rejiminin başladığı 2018’de dolar 4 lirayken şimdi 6 liraya çıktı. Çeyrek altın 328 lirayken 661 liraya çıktı. Köprü geçiş ücretleri yüzde 179 oranında arttı.

Bu vesayet süreci yönetiminde 2 milyon 281 bin kişi işinden oldu. Milli gelirimiz 100 milyar dolar düştü. Dünya ekonomisinde 17’nci sıradaydık, şimdi 19’uncu sıraya geriledik. Bu tablo ortadayken ve bu tablo doğrudan doğruya mutfağa yansımışken Erdoğan’ın gidici olması için özel bir çaba harcamaya gerek yok. Çünkü, kendi sonunu kendisi hazırlayan bir lider konumunda.”

“Millet artık bıkmış vaziyette, bunlar gidecek”

Kılıçdaroğlu, Seçim Yasası’na ilişkin bir soru üzerine “ilk seçimlerde kim çok oyu alırsa o cumhurbaşkanı olsun, 50 artı 1’i aramayalım” şeklinde pek çok arayışın olabileceğini belirterek, “Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi yasayı getirirlerse getirsinler emin olun millet artık bıkmış vaziyette. Bunların gitmesi lazım ve gidecek. Bundan eminim” diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendisine yönelik eleştirileri hatırlatılan Kılıçdaroğlu, “Beni hedef almasını gayet doğal buluyorum. Çünkü AKP’yi eleştiremeyeceğine göre sadece bizi eleştirecek, başka bir alanı yok zaten” ifadesini kullandı.

AKP ile MHP arasında bir “ittifak” değil bir “koalisyon” bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, kendisinin ve arkadaşlarının olabildiğince MHP’nin söylemlerine yanıt vermemeye çalıştıklarını kaydetti. MHP’nin milliyetçi ve ülkücülük kimliğini kullanarak siyasette önemli bir aktör olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Ancak bugün MHP’nin geldiği nokta şudur: Eğer siz kendi topraklarınızı terk edip Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırıyorsanız önce bunu ülkücülerin sorgulaması lazım, kendisine ‘Milliyetçiyim’ diyenlerin sorgulaması lazım” diye konuştu.

“MHP onları esir almış durumda”

MHP’nin iktidarın küçük ortağı olarak bir şeyler beklediğini, bunlar için de yoluna devam ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Onları bir anlamda esir almış vaziyette. Tabanına oynuyor, ‘Acaba o tabandan oy alabilir miyim?’ diye ama son veriler şunu gösteriyor; o tabandan bırakın oy almayı, hem AKP’nin hem MHP’nin oylarında düşüş var. Çünkü ikisi birbirine destek veriyorlar. İşsizlik artışı varsa MHP’nin de rolü var. O da koalisyon ortağı aslında. Dışarıda gibi görünmekle beraber fiilen koalisyon içinde yer alıyor. Olaya böyle bakıyorum. Kendileri kalkıp da CHP’ye eleştiri getiriyorlar, getirebilirler. Mümtazer Türköne dosyasını bilmiyorum, bir haksızlık varsa ben ayrım yapmam. Bir haksızlık varsa, bir kişi eğer haksız yere hapisteyse onun çıkması lazım, onun yeniden yargılanması lazım. Selahattin Bey ya da Osman Kavala, bunlar belki hayatlarında CHP’ye hiç oy vermediler. Zaten Selahattin Bey, zaten ayrı partinin genel başkanı ama siz AİHM’in kararlarını uygulamaz, Selahattin Bey’le ilgili 4 kez tahliye kararı verilmesine rağmen aynı dosyadan yeni uydurma suçlar yaparak onu sürekli hapiste tutarsanız buna siyaset kurumunun ya da yelpazesinin neresinde yer alırsak alalım adaletten yana olan insanların ortak karşı çıkması lazım.

“6.5 milyon vatandaşı terörist mi ilan edeceğiz”

Son seçimlerde HDP’nin CHP ve adaylarına katkı sağlamasına rağmen bu parti ile aralarına mesafe koydukları hatırlatılarak, “Bu mesafeyi iktidar, bu birlikteliği kullanmasın diye mi korumaya çalışıyorsunuz?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “HDP’ye oy veren vatandaşların tamamı son seçimlerde gelip CHP’ye oy verdiler” demenin gerçekçi bir yaklaşım olmadığını söyledi.

Büyük bir kısmının oy vermiş olabileceğini belirten ve hepsine teşekkür eden Kılıçdaroğlu, AK Parti ve MHP’ye oy veren çoğu seçmenin de son seçimlerde gelip CHP’ye oy verdiğini kaydetti.

HDP’ye yönelik eleştirileri anımsatan Kılıçdaroğlu, “6,5 milyon vatandaş HDP’ye oy vermiş, yani 6,5 milyon vatandaşı terörist mi ilan edeceğiz? Aklın kabul edeceği bir şey mi bu? İnsanları suçlayarak değil insanları kucaklayarak, var olan sorunları çözerek siyaseti saygın kılmalıyız” dedi.

Eski Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın, “FETÖ konusunda hiçbirimiz masum değiliz, eğer bizi aldatmışlarsa bu bizim suçumuz değil” şeklindeki sözlerine ilişkin değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, sorumluluğun ülkeyi yöneten siyasal iktidarda olduğunu ifade etti.

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Devlet yönetiminde aldatıldıysan sen devleti yönetemiyorsun ve o koltuktan ayrılacaksın. O koltuktan ayrılmıyorsan her önüne gelen seni aldatır ve nitekim her önüne gelen Erdoğan’ı aldattı. Erdoğan bugün egemen güçler arasında pinpon topu gibi gidip geliyor. Ülkenin bağımsızlığı, ülkenin çıkarları falan bütün bunların Erdoğan tarafından korunacağına asla inanmıyorum. Erdoğan şu anda bütün gücünü kendi ailesinin, yakınlarının, akrabalarının hem Türkiye hem dünyadaki mal varlığını artırarak geleceğini ekonomik açıdan güvence altına alıyor. Aldatıldıysan ve 15 Temmuz darbesi yaşanmışsa ve 251 kişi hayatını kaybetmişse sen o koltukta nasıl oturabilirsin? Ayrılacaksın.”

“Bütün engellemelere rağmen belediye başkanlarımız başarılı”

Kılıçdaroğlu, seçimlerden önce “CHP’li belediyeler gelirse sosyal yardımlar kesilecek” diye kara propaganda yapıldığını ancak halkın sağduyusunun güçlü geldiğini söyledi.

Covid-19 sürecinde bütün engellemelere rağmen belediye başkanlarının toplumun her kesimine yardım götürdüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, belediyelerin yardım toplamasının ise iktidar tarafından engellendiğini kaydetti. Danıştay’ın da iktidardan yana karar verdiğini belirten ve bu karara tepki gösteren Kemal Kılıçdaroğlu, “Ne yaparlarsa yapsınlar, bütün ezberleri bozduk, bozmaya da devam edeceğiz” dedi.

“CHP’nin kendine güveninde bir değişiklik oldu mu?” şeklindeki soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, vatandaşlar mutluysa kendilerinin de mutlu olduğunu bildirdi.

Belediye başkanlarının çalışmalarına ilişkin değerlendirmeler yaptıklarını da aktaran CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Bütün belediye başkanlarımızda başarı yüzde 50’nin üzerinde. Bu beni çok mutlu ediyor. Yüzde 60’a yaklaşan belediye başkanlarımız var. Bütün engellemelere rağmen başarılı belediye başkanlarımız” ifadesini kullandı.

Yavaş ya da İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olur mu?

Yapılan popülerlik araştırmalarında Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu isimlerinin öne çıktığı belirtilerek, “Bu kadar popüler olmaları sizi rahatsız ediyor mu?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Tam tersine” yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, bu iki isim 2023’te daha farklı bir göreve aday olma ihtimaline yönelik soru üzerine, “Bunu düşünmek kadar yanlış bir şey yok. Onlar şu anda belediye başkanı. Onların başarılı olması, onların yapılan anketlerde çok üstlerde çıkması, gönül ister ki cumhurbaşkanının da çok üstünde olsunlar, beni mutlu ediyor. Çünkü verdiğimiz mücadelenin artılarını görüyoruz. Aldığımız kararların ne kadar doğru olduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu.

Belediye başkanlarının başarılarını görmenin kendisini son derece mutlu ettiğini tekrarlayan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Onun dışında belediye başkanlarımız ileride çok daha iyi yere gelirler. Gelsinler tabii. Bütün başarılar elbette ki ödüllendirilmeli ama şu anda ben bütün belediye başkanlarımın kendi bulundukları kente yoğunlaşmalarını, orada var olan sorunları çözmelerini, çok ciddi sorunlar var, azalan kaynakları en verimli şekilde kullanarak bu sorunları çözmeyi kafalarına koysunlar, bu çerçevede çalışsınlar. Şu anda yoğunlaşacakları tek şey var; Ekrem Bey İstanbul’a, Mansur Bey Ankara’ya, diğer belediye başkanlarımız bulundukları alanlarda kentlere yoğunlaşsınlar… İstanbul’un ve Ankara’nın kendine göre özelliği var. Ankara, Cumhuriyet’in başkentidir. Cumhuriyet’e yakışır bir başkent olmak zorundadır. Biliyorsunuz burada önceki belediye başkanıyla ilgili olarak Ankara’nın parsel parsel nasıl satıldığı ifade edilmişti, şimdi Mansur Bey Ankara’yı toparlıyor. Ankara’yı aynı zamanda bir kültür başkenti yapacak. İstanbul da aynı şekilde…”

“İktidar kurultayı’ olacak”

Kılıçdaroğlu, 25-26 Temmuz tarihlerinde düzenlenecek CHP 37. Olağan Kurultayı’na ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.

“Kılıçdaroğlu, ne zaman yerini başkasına bırakacak?’ diye sorular sorulduğunun belirtilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, genel başkan adayı olmak isteyenlere gereken imkanların sunulduğunu söyledi.

Genel Başkan adaylığı için şartları daha da kolaylaştırdıklarını bildiren Kılıçdaroğlu, “Partimizde genel başkan pozisyonunu hak eden çok sayıda arkadaşımız da vardır. Aday olurlarsa elbette onlar da çıkar demokratik yöntem içinde yarışırlar. Biz hiçbir zaman demokrasinin dışında bir özel arayış içinde olmadık. Ne ben ne de diğer arkadaşlarımız olmadılar. Tam tersine seçime girecek arkadaşların önünde engel olarak görülen bütün engelleri de büyük ölçüde kaldırdık” dedi.

Kılıçdaroğlu, kurultay sonrası CHP’de ne gibi değişimler olacağına yönelik soru üzerine, “Bu kurultayı ‘iktidar kurultayı’ olarak tanımlıyoruz. İktidara geldiğimizde neleri yapacağımızı geniş kitlelere aktarmak zorundayız” diye konuştu.

CHP’nin iktidara gelmesi durumunda seçim sisteminde, Anayasa’da, yargıda neleri değiştireceği, demokratikleşmeye yönelik adımların neler olacağı gibi tüm hususların kurultayda toplumla paylaşılacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Biz ne düşünüyoruz, Türkiye Cumhuriyeti devleti nasıl yönetilmeli, bu yönetimin temel unsurları ne olmalı, hangi yasalarda ne tür değişiklikler yapılmalı ve bu değişikliklerin yönü, amacı ne olmalı bunları açıklayacağız” dedi.

Ayrıca dış politika, yoksullukla mücadele, her ailenin asgari bir güvencesinin olmasına yönelik bir çalışma yapılacağını belirten Kılıçdaroğlu, “Bu çalışmaların özü de şu: 18 yıldır yapılamayanı biz söz vereceğiz, en geç 5 yıl içinde tamamını yapacağız” açıklamasında bulundu.

“Bu kurultayı bir iktidar kurultayı olarak düşünüyoruz. Eleştiriden çok bir ufuk çizmeyi, ufuk vermeyi düşünüyoruz. Bu süreçte tabii geniş halk kitleleriyle paylaşacağımız yeni projelerimiz de olacak” diyen Kılıçdaroğlu, istihdamın artırılmasına, üretimin desteklenmesine, dengeli bir dağıtımın sağlanmasına ilişkin de çalışmaları olacağını vurguladı.

Bir soru üzerine Covid-19 sürecinde sosyal devletin ne kadar önemli olduğunu bütün dünyanın gördüğünü vurgulayan Kılıçdaroğlu, “devletin kendisine 40 yıl vergi ödeyen esnafa 40 gün bakamadığını” öne sürdü. Her şeye rağmen karamsar olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Emin olun bu ülkeye demokrasiyi getireceğiz. Herkes düşüncesini özgürce ifade edecek. Karamsarlığı bir tarafa bırakıyoruz, gerçekten önümüzde güzel günler var. Bunları icra edeceğiz, çok güzel şeyler yapacağız” dedi. (ANKA)

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER