A3 Haber

Yaptıkları en doğru işti, İstanbul Sözleşmesi

Yaptıkları en doğru işti, İstanbul Sözleşmesi

Yaptıkları en doğru işti, İstanbul Sözleşmesi
Temmuz 22
18:06 2020

Bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi’nin, çoğunluğun bilmediği bir “tam adı” var:
“Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi.”
Neredeyse her gün kadına yönelik bir şiddet olayı ile sarsılan Türkiye, bu sözleşmenin kurallarını tam olarak uygulasa; çektiği azaba son verecek belki de.
Tam aksine, İstanbul Sözleşmesi’nin toptan yok edilmesi için başlatılan bir kampanya hüküm sürüyor memlekette.
Örnekse…
Sözleşmeyi “utanç” olarak niteleyip, “bu utanca son verilene kadar bu konu sabit gündem” diyen Yeni Akit Yazarı Abdurrahman Dilipak, kampanyanın öncülerinden.
Başka kimler karşı peki?

* * *

Yayınladıkları ortak açıklamayla “İstanbul Sözleşmesi’nin dayatmalarını reddediyoruz” diyen, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği ve Türkiye Gençlik Vakfı TÜGVA.
Başka?
“İstanbul Sözleşmesi’nin kabulüne evet oyu verdiğim için çok pişmanım” diyen, AKP’li Mehmet Metiner.
İstanbul Sözleşmesi’ni “aile yapısına atılan bomba” ve “elma şekerine bulanmış zehir” olarak niteleyen, Saadet Partisi Kadın Kolları Başkanı Ebru Asiltürk.
“Toplumu bir felakete ve uçuruma sürükleyen, haneleri birbirinden ayıran İstanbul Sözleşmesi derhal feshedilmelidir” diyen, Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman.
“İstanbul Sözleşmesine kim karşı çıkıyorsa doğru yapıyor” diyen, Doğu Perinçek.
Nasıl kadro ama?!

* * *

Ya “lider” ne diyor bu duruma?
Hürriyet muhabiri Gizem Karakış geçenlerde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlık yaptığı AKP il başkanları toplantısında gündeme gelen İstanbul Sözleşmesi hakkında “Halk istiyorsa kaldırın” talimatı verdiğini yazmıştı.
Halkın vaziyeti ise mesela İstanbul Ekonomi Araştırma’nın saha çalışmasında şöyle yansıdı tabloya:

Görüldüğü ve pek çok konuda olduğu gibi, halk meselenin uzağında yine.
İstanbul Sözleşmesi’nin “tam metni burada” işte.
Ve neyin, ne olduğunu anlamak için, okumaktır çare.

* * *

Gerçi Erdoğan’ın sözlerindeki “halk” sözcüğünün karşılığını, “muhafazakâr kesim” veya AKP ile SP’nin “oy tabanı” olarak okumak gerekiyor.
O nedenle de sözleşmeyi asıl onların okuması önem taşıyor.
Mesela Adana Milletvekili Jülide Sarıeroğlu’nun, Antalya Milletvekili Sena Nur Çelik’in, Balıkesir Milletvekili Pakize Mutlu Aydemir’in, Bolu Milletvekili Arzu Aydın’ın, Bursa Milletvekili Vildan Yılmaz Gürel’in, Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu’nun, Denizli Milletvekili Nilgün Ök’ün, Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay’ın, Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak’ın, Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz’ın, İstanbul Milletvekili Emine Sare Aydın Yılmaz’ın, İstanbul Milletvekili Müşerref Pervin Tuba Durgut’un, İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı’nın, Kocaeli Milletvekili Emine Zeybek’in, Sakarya Milletvekili Çiğdem Erdoğan Atabek’in, Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in, Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz’ün; eğer cesaretle ifade edebilirlerse, İstanbul Sözleşmesi hakkındaki samimi düşüncelerini merak ediyorum.

* * *

Kendi payıma sözleşme metnini, her ne kadar kadını öne çıkarsa da, özünde “insanı” esas alan, evrensel hukukun bir parçası olarak görüyorum.
Acaba sayın milletvekilleri başka türlü mü görüyor, gerçekten merak ediyorum.

* * *

Şu da unutulmasın tabii.
İstanbul Sözleşmesi 11 Mayıs 2011 yılında imzalandı.
TBMM, sözleşmeyi 14 Mart 2012’de kabul etti. Ve sözleşme, 1 Ağustos 2014’te Türkiye’de yürürlüğe girdi.
Yani…
O zamanlar ayıla bayıla imzaları atan, onaylayan, bıdı bıdı/vıdı vıdı reklamını yapanlar ile bugün karşı çıkanların aynı cenahtan olması tuhaf değil mi?
İktidar 19 yıl sonra, attığı imzadan pişman mı oldu; yine yani…
Yapmayın.
Ayıp oluyor.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER