A3 Haber

Yalan yok, umutsuzum…

Yalan yok, umutsuzum…

Yalan yok, umutsuzum…
Ağustos 24
07:23 2020

Umutsuzum çünkü bu kafayla ne pandeminin üstesinden gelme şansı var, ne ona bağlı öteki sorunları çözme ihtimali.
Epey aradan sonra dışarı çıktım, Foça sahilinde yürüdüm, çarşıya kadar gidip, geldim.
Bakmayın, Foça dediğime.
Foça bir örnek sadece.
İzmir’in her yerinde, İstanbul’da, Diyarbakır’da, Rize’de veya Antalya’da, Ankara’da, Bursa’da; şehirlerin merkezinde ya da ilçelerinde, köylerinde farklı bir manzara olmadığına eminim.

* * *

Manzara ise şu:
Yolun deniz tarafında yatanların, oturanların hiçbirinde maske yok.
Hafta sonunun yoğunluğu da eklenince kalabalığa, iyice iç içe, dip dibe girmiş ahali.
Ona rağmen gencinde yaşlısında, kadınında erkeğinde maske yok.
Sanki oraları, virüse kapalı bölge.
Sanki virüs, “insancıklar ne güzel keyif yapıyor, görmezden geleyim garipleri” diyor!
“Of” mu diyeyim, “vah” mı diyeyim?!

* * *

Ya kaldırımdan gelip, gidenler…
Ya yoldan geçenler.
Kabaca sayım yaptım.
Maskeyi doğru düzgün, adabıyla takanlar; en iyi ihtimalle yüzde elliydi.
Yani…
Tipik bir Türkiye gerçeği!

* * *

Bu umursamazlık, insan hayatına kastetmedeki ısrarlı aymazlık; hayret bir şey.
Utanma yok.
Orası kesin.
Bari kendi canını düşün be insafsız!?

* * *

“Temenni ve Uyarı” Bakanı sayın Fahrettin bey, siz de anlayın artık.
Eminim dünyanın en yetenekli “mesaj yazarları” ile çalışıyorsunuz, hani “mesaj yazma ödülü” verilse, ekibiniz dünya şampiyonu olur.
Fakat görün artık.
Bu kafayla gide gide geldiğiniz yerin adı:
NAFİLE.
Saklamayın, gizlemeyin gerçekleri.
Gerçek, açıklananın 10 misli ise 10 misli.
Bunu bilmedikçe, dehşetin şamarını yemedikçe; hastanelerdeki yürek parçalayan görüntüler dizi film gibi gösterilmedikçe; insanların aklı başına gelmeyecek, gelmeyecek, gelmeyecek.

* * *

Bütün bunlar kadar önemli olan başka bir şey de, geçen yılın Ağustos ayındaymışçasına günün gün eden yurdum insanını ne uyaran, ne denetleyen tek kişiyi ortalıkta göremememdi.
Anlaşılan herkes haftada bir, İçişleri Bakanlığı’nın bando mızıka ile ilan ettiği toplu teftişe alışmış, alıştırılmış!
Hal böyle olunca da haftanın 6 günü, yasalar, kararlar kağıt üzerinde kalmaya; vatandaş virüsü kapmaya, hastalanmaya ve daha fenasına mahkum bırakılmış.
Oysa cezaların en hafifi olan “idari para cezası” ile bu mahkumiyetten kurtulmak mümkün.
Bizi yönetenlerin canımıza kastı mı var, anlamadım!

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER