A3 Haber

Türkiye’den AB kararlarına ilişkin açıklama: Birçok bölümü gerçeklikten kopuk

Türkiye’den AB kararlarına ilişkin açıklama: Birçok bölümü gerçeklikten kopuk

Türkiye’den AB kararlarına ilişkin açıklama: Birçok bölümü gerçeklikten kopuk
Ekim 02
13:06 2020

Dışişleri Bakanlığı, AB’nin Türkiye’yle ilgili kararlarına “Olumlu kararlar içerse de birçok bölümü gerçeklikten kopuk” yanıtını verdi.

A3 Dış Haberler | Dışişleri Bakanlığı, dün Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Özel Zirve toplantısından çıkan Türkiye’yle ilgili kararlara tepki gösterdi.

Kararların bazı olumlu unsurlar içermekle birlikte birçok bölümü gerçeklerden kopuk olduğunu belirtildiği açıklamada şöyle denildi:

“Metin, bir yandan bazı AB ülkeleri ülkemizle ilişkileri geliştirmek isterken, diğer yandan Yunan-Rum ikilisinin AB-Türkiye ilişkilerini nasıl rehin aldığının örneğidir. Metinde, istikşafi görüşmelere yeniden başlanması kararına atıf yapılması olumludur. Ancak bu görüşmeler sadece deniz yetki alanlarının sınırlandırılması değil, Türkiye ve Yunanistan arasındaki tüm sorunların çözülmesine matuftur. Zirve kararlarında yine Kıbrıs Türklerine hiçbir atıfta bulunulmaması ve iki taraf arasında hidrokarbon kaynaklarına ilişkin hakça gelir paylaşımından bahsedilmemesi, AB’nin Kıbrıs Türklerini yok sayan zihniyetinin devam ettiğini göstermektedir.”

“Kıbrıs meselesi çözüldükten sonra mümkün olur”

Türkiye’nin Kıbrıs Türklerinin olmadığı bir ortamda bulunmayacağının altının bir kez daha çizildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Evvelce de defaatle açıkladığımız üzere, Kıbrıs meselesi çözülene kadar, Kıbrıs Rumlarının muhatabı, Türkiye değil Kıbrıs Türkleridir. Türkiye’nin Kıbrıs Türklerinin olmadığı bir ortamda, onları temsil etmeyen GKRY ile deniz sınırlarını müzakere etmesi sözkonusu olamaz. Bu ancak Kıbrıs meselesi çözüldükten sonra mümkün olabilir. Onun için AB’nin Türkiye’ye değil, Kıbrıs Rumlarına Kıbrıs Türkleriyle görüşme yapmak için çağrıda bulunması gerekir. Zira Ada’daki iki taraf, ayrı ayrı yürüttükleri hidrokarbon faaliyetlerini koordine etmek, hakça gelir paylaşımı dahil bir işbirliği mekanizması kurmak için biran önce biraraya getirilmelidir. Bu sağlanmadığı sürece Kıbrıs Türk tarafı, TPAO aracılığıyla yürüttüğü hidrokarbon faaliyetlerine devam edecektir. Zirve kararlarında AB’nin Kıbrıs meselesinin çözümü konusundaki ifadelerin 2004 ve 2017 tarihleri unutturularak GKRY tarafından dikte ettirildiği anlaşılmaktadır. Oysa GKRY’nin ne iktidarı ne de refahı Kıbrıs Türkleriyle paylaşmak niyeti vardır. AB’nin bu gerçeği söylemesi de GKRY’nin üyeliği nedeniyle mümkün değildir. Onun için AB Kıbrıs meselesinin çözümü konusunda dürüst ve tarafsız bir rol oynayamaz.”

“Çağrılarımızın kısmen de olsa cevap bulmasını olumlu karşılıyoruz”

Açıklamada, AB’nin, Türkiye’nin attığı adımları yasadışı olarak nitelendirmesinin yapıcı bir söylem olmadığı vurgulanarak şöyle denildi:

“Zirve kararlarında esasen Sayın Cumhurbaşkanımızın önerisi olan bir Doğu Akdeniz Konferansı toplanması hususuna yapılan atıf olumludur. Her halükarda Zirve kararlarında ülkemizin ve KKTC’nin hak ve çıkarları korunarak, bölgedeki sorunlara diyalog ve diplomasi yoluyla çözüm bulunması yönündeki çağrılarımızın kısmen de olsa cevap bulmasını olumlu karşılıyoruz. AB ile ilişkilerimizi üyelik perspektifi doğrultusunda her alanda ve ortak çıkarlarımıza hizmet edecek şekilde geliştirmeyi samimi şekilde arzu etmekteyiz. Biz, her zaman gerginliğin azaltılmasından ve diyalogdan yana olduk. Bu yöndeki çağrılara olumlu karşılık verdik, iyi niyetimizi gösterdik ve diyalogdan yana çaba harcayanlara tam destek sağladık. Artık, somut sonuçların alınması için karşılıklı olarak adımlar atılmasının zamanı gelmiştir. Bu bağlamda kararda taahhüt edilen adımların, vize serbestisi de dahil olmak üzere yerine getirilmesini bekliyoruz. Türkiye, ikili sorunların ve dar bakışlı çıkarların yönlendirmesi ve körü körüne üyelik dayanışması yerine, ortak çıkar ve ortak gelecek gündemiyle, karşılıklı saygı ve güven ilişkisi içinde, AB sürecini ilerletme ve sorunları müzakerelerle çözme iradesi ve kararlılığını korumaktadır.”

AB’nin Türkiye kararında ne deniyor?

Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi’nde, ilk gününün sonunda düzenlenen basın toplantısında konuşan Charles Michel, ağırlıklı olarak Doğu Akdeniz’deki durum ve Türkiye-AB ilişkileriyle Belarus’a yaptırım konularını değerlendirdiklerini aktardı.

“Bugün çift yönlü bir strateji oluşturulmasına imkan tanıyan bir yaklaşım üzerinde mutabık kaldık.” diyen Michel, bir taraftan karşılıklı çıkarlara dayalı siyasi bir diyaloğa şans vermek istediklerini, diğer taraftan ise Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetimine tam desteklerini ifade ettiklerini bildirdi. Michel, “Türkiye’nin olumlu adımlarını görmemeleri halinde” tüm enstrümanlarını ve seçeneklerini masada tuttuklarını söyledi.

Michel, “Bu, Türkiye’nin bize daha olumlu yaklaşması halinde Türkiye ile daha pozitif bir gündem istediğimizi belirten bir mesaj.” dedi.

AB: Türkiye tek taraflı adım atmamalı

Türkiye’nin tek taraflı adım atmamasını isteyen Michel, Türkiye ile Yunanistan arasında diyalog kurulmasını ve bunun derinleşmesini desteklediklerini, Kıbrıs müzakerelerinin BM öncülüğünde yeniden başlamasını desteklediklerini kaydetti.

Michel, Doğu Akdeniz konusunda çok taraflı bir konferans önerisinde bulunduklarını belirterek, bunun, bölgedeki birçok anlaşmazlığın çözümünde önemli rol oynayabileceğini söyledi. Michel, şöyle devam etti:

“Bizim için önemli olan, gelecek haftalarda Türkiye ile pozitif gündemi nasıl oluşturabileceğimizi görmek. Pozitif gündem, Türkiye ile iş birliğini artırmayı amaçlayan bölümler içeriyor. En geç aralık ayına kadar, bu yılın sonuna kadar çift yönlü yaklaşımımızla ilgili gelişmeleri takip edeceğiz. Umarız bunlar, olumlu gelişmeler olur. AB Konseyi olarak aralık ayında tekrar bu konuyu değerlendireceğiz.”

AB ve Türkiye arasındaki ticaret

AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen de, “AB ve Türkiye arasında Gümrük Birliği’nin ticareti artıracak biçimde güncellenmesini ve göç konusunda AB-Türkiye mutabakatı esasına dayalı güçlü iş birliğini de içeren olumlu bir gündemde yeni ve uzun dönemli bir ilişki üzerinde çalışmayı istiyor ve tercih ediyoruz.” dedi.

Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum yönetimine desteklerini yinelediklerini anımsatan Von der Leyen, Türkiye ve Yunanistan arasında güvenilir diyaloğun başlamasının olumlu bir gelişme olduğunu ancak Ankara’nın Rum yönetimine karşı benzer biçimde davranmamasından üzüntü duyduklarını ifade etti.

Von der Leyen, Ankara’nın tek taraflı eylemlerde bulunması durumunda AB’nin bütün enstrümanlarını ve uygun seçenekleri kullanacağını, ancak bunu tercih etmediklerini vurguladı.

Farklılıkların, barışçıl ve uluslararası hukuka uygun biçimde çözümlenmesi gerektiğini belirten Von der Leyen, “Türkiye ile olumlu ve yapıcı bir ilişki istiyoruz. Bu, Ankara’nın da çıkarına olur. Ancak bu durum sadece provokasyonların ve baskının durmasıyla gerçekleşebilir.” dedi.

Von der Leyen, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında, Türkiye-AB arasında iş birliği yapmanın ve güçlü bir ilişki inşa etmenin akıllıca olduğunu anlattı.

“Tercihimiz yapıcı gündem”

Bir gazetecinin Türkiye’ye yönelik seçenekleri sorması üzerine Von der Leyen, “Burada Türkiye ile birlikte yapıcı gündemi içeren enstrümanı kullanmak itiyoruz. Yapıcı gündemin, hepimizin çıkarına olduğunu düşünüyoruz. Kovid-19 krizinin ekonomiler üzerinde ciddi etkileri olduğu dönemde yapacak çok işimiz var. Bu yönde ilerlemek istiyoruz.” diye konuştu.

Benzer bir başka soruya yanıt veren Von der Leyen, “Bir tarafta yapıcı bir yol mevcut ve bunu tercih ediyoruz. Bu yolda, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, AB ve Türkiye’nin göç konusunda çalışması, AB ve Türkiye arasında ticaretin geliştirilmesi bulunuyor ve bence bu yönde ilerlemeliyiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmalara ilişkin Von der Leyen, tarafları acil biçimde gerilimi düşürmeye çağırdı ve bölgeye dış müdahalede bulunulmaması gerektiğini ifade etti.

Von der Leyen, Belarus yaptırımları hakkında liderlerin siyasi karar aldığını, bundan sonra teknik detayların tamamlanacağını söyledi.

“Türkiye çaba göstermeli”

Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin liderleri, Doğu Akdeniz konusunda “Türkiye’nin yapıcı ve olumlu bir çaba göstermesi halinde” Türkiye-AB pozitif gündemini başlatmak üzere mutabık kaldıklarını açıkladı.

AB Liderler Zirvesi’nin ilk gün toplantıları sonunda, dış politika konularını içeren sonuç bildirisi yayımlandı.

Bildiride, AB’nin, Doğu Akdeniz’deki istikrar ve güven ortamı ile Türkiye’yle iş birliği ve karşılıklı fayda edinmeye dayalı ilişki geliştirilmesinde çıkarı bulunduğu vurgulandı. Bunun için uluslararası hukuk ve AB üyelerinin egemen haklarına aykırı düşecek eylemlerden kaçınmanın mutlak gereklilik olduğu savunulan bildiride, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi ile dayanışma vurgusu yinelendi.

Bildiride, Türkiye ile Yunanistan arasında güven artırıcı adımların, istikşafi görüşmelerin yeniden başlayacağına yönelik açıklamaların memnuniyetle karşılandığı belirtilerek, Rum yönetiminin egemenliğinin ihlal edildiği ileri sürüldü ve “bunların durması gerektiği” ifadesine yer verildi.

Kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge sınırlandırmalarının diyalog yoluyla ele alınması gerektiği belirtilen bildiride, Türkiye’ye “Kıbrıs Rum yönetimi ile diyalog kurması” çağrısı yer aldı. Bildiride AB’nin, Kıbrıs müzakerelerinin BM himayesinde yeniden başlamasını desteklediği, “Türkiye’den de bu yönde bir beklenti içinde” olduğu belirtildi.

“Pozitif gündem başlatılacak”

Bildiride, Yunanistan ve Rum yönetimine yönelik yasa dışı olduğu iddia edilen faaliyetlerin durması için yapıcı çabalar olması halinde, Türkiye-AB pozitif siyasi gündeminin başlatılması için AB liderlerinin mutabık olduğu ifade edildi.

Pozitif gündemde özel olarak Gümrük Birliğinin güncellenmesi, ticaretin kolaylaştırılması, halklar arasındaki temasın artırılması, yüksek düzeyli diyaloğun geliştirilmesi, 2016’daki Türkiye-AB açıklaması uyarınca göç konularında iş birliğinin devamına vurgu yapıldı.

Liderler, AB Konseyi ve AB Komisyonunu, AB-Türkiye gündemini yeniden canlandırmak için teklif geliştirmeye davet etti.

AB-Türkiye anlaşmalarına atıf

Bildiride Türkiye’nin, tek taraflı olduğu iddia edilen adımları atması halinde, AB’nin “elindeki tüm enstrümanları ve seçenekleri kullanacağı”, bunların AB Antlaşması’nın 29. maddesiyle AB’nin İşleyişi Hakkındaki Antlaşmanın 215. maddesi uyarınca yapılacağı ifadesi yer aldı.

215. madde, AB’nin üçüncü ülkelere tedbir uygulamasını içeriyor. 29. madde ise üye ülkelerin, ulusal politikalarını AB’nin tutumuyla uyumlu hale getirmesini öngörüyor.

Bildiride, AB Konseyinin gelişmeleri yakından takip etmeyi sürdüreceği, en geç aralık ayındaki toplantısında bunlara uygun kararlar alacağı kaydedildi.

“Çok taraflı konferans” çağrısı

Doğu Akdeniz konulu çok taraflı bir konferans çağrısı yapılan bildiride ayrıca, konferansın düzenlenmesi konusunda, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in çalışma yürütmesi istendi.

Konferansın modaliteleri, katılımcıları, çerçevesi ve takvimi üzerinde mutabakat ihtiyacı bulunduğu, konferansta deniz yetki alanlarının sınırlandırılması, güvenlik, enerji, göç ve ekonomik iş birliği gibi konuların ele alınabileceği aktarıldı.

Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan ile Ermenistan’a ateşkes ve müzakere çağrısı yapılan bildiride, dış müdahalelerin, sorunun çözümüne katkı sağlamayacağı belirtildi. Rus muhalif Aleksey Navalnıy’nin zehirlenmesine değinilen bildiride, kimyasal silah kullanımının uluslararası hukuk ihlali olduğu ve Rusya’nın acilen uluslararası soruşturma için iş birliği yapması gerektiği ifade edildi. AB Konseyi’nin 15-16 Ekim’deki toplantısında bu konunun yeniden ele alınacağı bildirildi.

.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER