A3 Haber

Kandilli ve AFAD arasında merak edilen konu: Depremin rakamları neden hep farklı?

Kandilli ve AFAD arasında merak edilen konu: Depremin rakamları neden hep farklı?

Kandilli ve AFAD arasında merak edilen konu: Depremin rakamları neden hep farklı?
Kasım 01
09:20 2020

Kandilli Rasathanesi ve AFAD’ın depremlerin büyüklüklerine ilişkin yaptıkları açıklamada farklılık olması halk arasında tartışmalara neden oluyor. Kurumların sismik kayıt istasyonlarının depremin merkezine uzaklığı, sismik kayıt ağının yaygınlığı ve kalitesi sebebiyle farklı veriler açıkladığını belirten JMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, verilerin aynı bilimsel yöntemle toplandığını belirtiyor.

Kandilli ve AFAD’ın her deprem sonrasında depremin şiddetine yönelik yaptığı farklı veriler merak konusu oldu. Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, bu durumun kurumların sismik kayıt istasyonlarının depremin merkezine uzaklığı ve sismik kayıt ağlarının yaygınlığıyla ilgili olduğunu söylüyor. Alan, hemen her depremden sonra rakamların revize edildiğini ve birkaç gün sonra kurumların benzer sonuçlara ulaştığını da vurguluyor.

Üç nedeni var

Gazete Duvar’ın haberine göre, JMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, her iki kurumun da aynı bilimsel yöntemlere bağlı kalarak Richter ölçeğini kullandığını ve rakamlardaki farklılığın bir önem teşkil etmediğini söylüyor:

“Bunun üç nedeni var. Bir tanesi kurumların sismik kayıt alma ağlarının yaygınlığı. Diyelim ki İzmir’de bir deprem oldu. Depremin merkezine yakın en az üç noktadan sismik kayıt almanız gerekiyor. Ne kadar çok kayıt alırsanız o kadar doğru tahmin edersiniz.

AFAD ve Kandilli, Türkiye’de deprem ölçümü yapan önemli kurumlar. AFAD’ın, Türkiye çapında çok daha geniş bir ağı var. Bu da ekonomik güçle alakalı. Bir üniversite araştırma kurumu olması sebebiyle Kandilli Rasathanesi’nin ağı biraz daha sınırlı. Sonuç itibari ile depremin gerçekleştiği bölgeye yakın yeteri kadar ağınız yoksa yapacağınız çözümlerde hatalar olabilir.”

Yapılan ölçümleri etkileyen bir diğer etken ise, sismik kayıt istasyonlarının bakım ve kontrolleri. Alan, bu durumun ölçüme etkisini şöyle açıklıyor: “Kimi zaman bunlar apartmanların içerisinde, kimi zaman alt katlarda ya da kurumların bahçelerinde olabiliyor. Bakım ve kontrolleri, doğru düzgün yapılmamışsa aldığınız kayıtların niteliği bir miktar düşebiliyor.”

Depremin büyüklüğünü ölçmek için kullanılan bilgisayar programları da sonucu etkileyebiliyor. Alan, tüm programlarda bir hata payı bulunduğunu ve bu sebeple rakamlarda küçük çaplı değişikliklerin olabileceğini ifade ediyor.

“Kısa bir süre içinde revize edilebilir”

Öte yandan, depremin büyüklüğüne dair farklı rakamlar açıklayan kurumların kısa bir süre içerisinde verilerini revize ederek birbirine çok yakın sonuçlarda ortaklaşacağını vurgulayan Alan, “Değerler, zamanla birbirine yaklaşır. Kurumlardan, birkaç gün sonra muhtemelen birilerine yakın değerler de gelecektir. Bunun bir önemi yok, bu durum dünyada da böyle. Maalesef rakamlar arasındaki bu farklılıklar, sonuçları değiştirmiyor. Depremin etkisini azaltmıyor ya da çoğaltmıyor” diye konuşuyor.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER