A3 Haber

Enkazdan kurtulan avukat: Kafamın üstündeki betonda deniz kumu vardı, sorumlular hesap vermeli

Enkazdan kurtulan avukat: Kafamın üstündeki betonda deniz kumu vardı, sorumlular hesap vermeli

Enkazdan kurtulan avukat: Kafamın üstündeki betonda deniz kumu vardı, sorumlular hesap vermeli
Kasım 02
19:59 2020

İzmir depreminin simge binası Rıza Bey Apartmanı enkazından sağ kurtulabilen avukat Sercan Turgut, “Bunlar resmen canımızı hiçe saydılar. Güzellik salonunun sırf alan kazanabilmek için taşıyıcı kolonu kestiğini duydum. İki tane meslektaşımı yitirdim ben orada. Benim kafamdaki betonda deniz kumu vardı” dedi.

İzmir depreminin simge binası Rıza Bey Apartmanı enkazından sağ kurtulabilen avukat Sercan Turgut, yaşadıklarını ANKA’ya anlattı.

Binayı bu kadar dayanıksız yapanlar ve çürük raporu verilmesine rağmen kendilerini uyarmayanların yargı önünde hesap vermesini isteyen Sercan Turgut, “Bunlar resmen canımızı hiçe saydılar. Güzellik salonunun sırf alan kazanabilmek için taşıyıcı kolonu kestiğini duydum. Akıl tutulması. 10 saniyede benim binam çöktü. Herkes benim gibi şanslı olmadı. İki meslektaşımı yitirdim ben orada. Bir Süheyla ablamız vardı. Emekli mühendis. Onun orada kedi evi vardı. Bu insanların ölümüne sebep verenlerin yatacak yeri yok. Benim kafamdaki betonda deniz kumu vardı” dedi.

“Her şey bir kaç saniyede oldu”

Rıza Bey Apartmanı’nın yedinci katında bürosu bulunan avukat Sercan, depremin yaşandığı 30 Ekim’de günlük işlerini yapıyordu. Ablası saat 14.30’da adliyeye geçmek için bürodan ayrıldı. Müvekkil görüşmelerini bitirdikten sonra evden getirdiği yemeği ısıtmak için mutfağa geçerek, ocağın tutuşturan Sercan Turgut, yemeğin ısınmasın beklerken elindeki telefonda sosyal medyayı incelediği sırada birden sarsıntı oldu. Turgut, ilk anlarda deprem olduğunu fark edemese de odalardan ses gelmeye başladı ve duvarda asılı çerçeve içindeki avukatlık ruhsatı yere düştü, vazolar kırıldı. Turgut, pencere camının birden patlaması üzerine geçen birkaç saniyede durumunu ciddiyetini anladı.

“Zeminle beraber çökmeye başladım”

Deprem olduğunu anlayan Sercan, hemen ocağın altını kapatarak masanın önünde kendisine yaşam alanı oluşturarak cenin pozisyonuna geçti. Masanın önündeki koltuğa kafasını siper etti. Telefonu elindeydi, şans eseri panikle bir yere bırakmamış ve düşürmemişti. İlerleyen dakikalarda bu telefon Sercan’ın dışarıyla tek bağlantısı oldu.

Sercan yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“Zeminle beraber yedinci kattan çökmeye başladım. Çöktüm. Bir taraftan yandan bir beton. Sonra çökmede gürültüler, bağrışmalar. Kulaktaki sesin tarifi mümkün değil. Bir süre sonra film koptu. Kısa süre bayılmışım sanırım. Sol tarafıma yattım ama yukarıdan beton da beni yere preslemiş. Sol elim ve sağ elim çok az oynuyordu. Ben saatlerce bir yerde sıkıştım.”

“Toplanma alanı bile yok, çadırlar bölük bölük”

2 ay önce de İzmir’de deprem olmuştu. Sercan bu depreme yine ofiste yakalanmıştı ve o an “Deprem olursa ne yaparım?” diye düşünmüştü.

Sercan “Aslında ben o an depremin tatbikatını yaptım” diyor. 30 Ekim 2020 tarihinin kendisi için dönüm noktası olduğunu belirten Sercan, “Yeniden doğdum artık. Her boş alana bir bina gözüyle bakmamak lazım. Depremden sonra bütün insanların bir arada bulunabileceği bir toplanma alanı bile yoktu. İnsanların çadırları bölük bölük” diye konuştu.

“Betonda deniz kumu vardı”

Enkazdan kurtarıldıktan sonra Rıza Bey Apartmanı hakkında çıkan haberleri yakından takip eden Sercan, binayı dayanıksız yapanlar ve çürük raporu verilmesine rağmen kendilerini uyarmayanların yargı önünde hesap vermesini istiyor. Sercan, şunları söyledi:

“Bunlar resmen canımızı hiçe saydılar. Güzellik salonunun sırf alan kazanabilmek için taşıyıcı kolonu kestiğini duydum. Akıl tutulması. 10 saniyede benim binam çöktü. Herkes benim gibi şanslı olmadı. İki tane meslektaşımı yitirdim ben orada. Bir Süheyla ablamız vardı. Emekli mühendis. Onun orada kedi evi vardı. Kedilere verdiği mücadeleyi her gün işe gidip, gelirken gözlerimle gördüm. Bu insanların ölümüne sebep verenlerin yatacak yeri yok. Benim kafamdaki betonda deniz kumu vardı.”

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER