Bursa’da 10 gün içerisinde annesi, ablası, baldızı ve kuzeni koronavirüs nedeniyle yaşamını yitiren Türkiye Düşünce Kulübü Genel Başkanı Ercan Yakut, “Annemle sekiz aydır koronavirüs nedeniyle görüşmedik. Birbirimize evlerimizin teraslarından el salladık” dedi.

Türkiye Düşünce Kulübü Derneği Genel Başkanı Ercan Yakut’un, yaklaşık 20 gün önce annesi, babası, ablası, ağabeyi, kardeşi, baldızı ve kuzeninin koronavirüs testi pozitif çıktı. Hastalığı ağır geçiren Ercan Yakut’un annesi Zümrete Yakut, ablası Aslı Yakut, baldızı Leman Sezer ve amcasının oğlu Abdüsselam Akbaş, 10 gün içerisinde yaşamını yitirdi. Ercan Yakut, kısa zaman içerisinde dört yakınını da toprağa verdi.

“Sevdiklerimizi kaybetmemek için dikkat etmemiz gerek”

Yaklaşık 20 gün önce anne ve babasının rahatsızlandığını belirten Ercan Yakut, “Annem ve babam evde rahatsızlandıktan sonra özel bir hastaneye getirdik. Birkaç saat sonra annemin pozitif olduğu ortaya çıktı. Bir gün sonra da serumla evde müdahalede bulundular. Ondan sonra annem ve ablamı durumu kötüleşince hastaneye yatırdık. Pazar günü ablamı, çarşamba günü de annemi kaybettik. Abim, kardeşim ve babam da burada yatıyorlardı ve sağlıklı bir şekilde iyileştiler. Baldızım ve amca oğlum da Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gördükleri sırada hayatını kaybetti. Böyle kötü bir dönem yaşadık. 10 günde 4 cenazemiz oldu. Sevdiklerimizi kaybetmemek için dikkat etmemiz gerekiyor. Sevdiklerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Böyle bir zamanda onlardan uzak duracağız. Telefonla birbirimizi arayarak teselli etmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Kaybettiklerinin arkasından üzüldüğünü belirten Ercan Yakut, “Annemi ve hastalık belirtisi olan yakınlarımızı hastaneye getirirken dahi ayrı arabalarla geldik. Temasımız olmadı. Ben ve kardeşim aynı binada oturuyoruz. Ben ve ailemde herhangi bir sıkıntı olmadı” dedi.

“Sekiz aydır uzaktan görüştük”

Yaklaşık sekiz aydır annesinin evine gitmediğini söyleyen Ercan Yakut, “Aramızda sadece bir bina var. Balkonda ya da terasta el sallayarak görüştük. Ama nereden geleceği belli olmuyor. Annem vefat etmeden önce telekonferansla görüşüyoruz. ‘Beni buraya getirdin, sevdiğim yemekler var onları gönderin’ dedi. Ben de ‘Anne doktorlar sana en iyi şekilde bakıyor, onlar belki yasaktır’ dedim. Güzel bir tebessüm etti ve kızmıştı yine, ‘Ben eve gelince senin sevdiklerini yapmayacağım’ demişti. Gerçekten de yapamayacak” diye konuştu. (DHA)