A3 Haber

Doğalgaz fiyatı niçin artıyor, tüketiciye nasıl yansıyacak, Türkiye nasıl etkilenecek?

Doğalgaz fiyatı niçin artıyor, tüketiciye nasıl yansıyacak, Türkiye nasıl etkilenecek?

Doğalgaz fiyatı niçin artıyor, tüketiciye nasıl yansıyacak, Türkiye nasıl etkilenecek?
Ekim 05
10:18 2021

Ekim ayında sanayide ve elektrik üretiminde kullanılan doğalgaza yüzde 15 zam yapıldı, konut tarifeleri ise sabit kaldı. BBC Türkçe’ye konuşan uzmanlara göre sanayi ve elektrik santrallerine getirilen doğalgaz zammı tüketiciye artan elektrik faturaları şeklinde yansıyacak. Bunun yanın sıra elektrik ve doğalgazın girdi olduğu her türlü mal ve hizmeti fiyatlarında artış yaşanacak.

Konut tüketicileri için bin metreküp doğalgaz fiyatı bin 488 TL olarak kalırken, sanayi aboneleri için yüzde 15 artışla bin metreküp doğal gaz fiyatı iki bin 358 lira oldu.

Elektrik üreten santrallerin kullandığı bin metreküp doğalgaz ise 2 bin 724 lira oldu.

BBC Türkçe’de Fundanur Öztürk’e konuşan uzmanlara göre sanayi ve elektrik santrallerine getirilen doğalgaz zammı tüketiciye doğruda arta elektrik faturaları şeklinde yansıyacak.

TMMOB Makine Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz’a göre, önümüzdeki günlerde konut tüketicilerine de doğalgaz zammı gelebilir: “BOTAŞ bugüne kadar doğalgaz fiyatlarında hep sübvansiyon uyguladı, aldığı fiyattan daha ucuza gaz sattı. Bugün bile doğalgazı tüketiciye, aldığı fiyatın yarısına satıyor. Doğalgaz fiyatlarında sübvansiyonun sadece düşük gelir gruplarındaki konut tüketicilerine uygulaması gerekirken Türkiye’de bundan herkes yararlandı. Şimdi ise bu politikada bir miktar kısıtlamaya gitmek durumunda kalabilirler.”

Küresel enerji fiyatları artıyor

Öte yandan sadece Türkiye’de değil, başta Avrupa’da olmak üzere tüm dünyada “kusursuz fırtına” olarak adlandırılan bir enerji krizi yaşanıyor.

Hollanda’daki doğalgaz ticaret merkezi TFF’de metreküp başına doğalgaz fiyatı 90 euronun üstüne çıktı.

Fransa’da Ekim ayı başında elektrik ve doğalgaz için bir tavan fiyat belirlenirken, İtalya’da gelecek aylarda doğalgaz ve elektriğin yüzde 40 oranında zamlanacağı tahmin ediliyor.

Peki, Dünyada doğalgaz fiyatları neden artıyor?

Enerji Politikaları Uzmanı Necdet Pamir’e göre bunun birden fazla sebebi var.

Covid-19 sebebiyle geçen yıl tüm dünyada daha az doğalgaz talebi oluşurken, bu yıl aşılamanın da etkisiyle nispeten normalleşen dünyada hareketliliğin önündeki engeller kalktı ve doğalgaz talebi arttı.

Pandemi kısıtlamalarının kalkmasıyla birlikte petrol ve petrol ürünlerine olan talebin de artmasıyla tüm dünyada doğalgaz ve petrole ciddi bir talep artışı yaşanırken, arz yetersiz kaldı.

Yani Covid-19 salgını döneminde ekonomik toparlanmanın başlamasıyla küresel doğalgaz talebi artarken, sabit kalan doğalgaz arzı sebebiyle fiyatlar yükseldi.

Öte yandan Pamir, Avrupa’da geçtiğimiz yıl sert geçen kış sebebiyle doğalgaz stoklarının beklenenden daha hızlı tüketildiği için doğalgaz depolarındaki kapasitenin bir hayli düştüğünü ve bunun da doğalgaz fiyatlarını artırdığını belirtiyor.

Nitekim Rus enerji şirketi Gazprom’un Başkanı Aleksey Miller de 17 Eylül’de yaptığı açıklamada, “Avrupa’daki yer altı depolama tesislerindeki doğalgaz açığı 22,9 milyar metreküp düzeyinde. Bu çok büyük bir miktar” demişti.

Önümüzdeki kış ihtiyaç duyulacak gaz miktarı ve stokların yetersizliği hakkında yapılan bu yorumların de gaz fiyatlarındaki artışta rol oynadığı değerlendiriliyor.

Pamir’e göre, doğalgaz fiyatlarının artmasındaki bir diğer sebep ise Avrupa’da çevresel sebepler nedeniyle fosil yakıtlar içerisinde kömüre göre daha temiz olan doğalgaza ilginin artması olarak karşımıza çıkıyor.

Tüm bunlara ek olarak, yaz aylarında mevsim normallerinin üstünde seyreden hava sıcakları sebebiyle su ve rüzgâr gibi yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjinin miktarının azaldığı ve bu durumun da doğalgaza olan talebi artırdığı belirtiliyor.

Pamir, tüm bu gelişmelerin spot piyasadaki doğalgaz fiyatlarını 3-4 kat artırdığını ifade ediyor.

Türkiye, küresel piyasadan nasıl etkileniyor?

Doğalgazda yüzde 99 dışa bağımlı olan Türkiye, tükettiği enerjinin yüzde 26,6’sını doğalgazdan karşılıyor. Elektrik üretiminde ise doğalgazın yaklaşık 40’lık payı bulunuyor.

Türkiye, doğalgazı üç farklı yöntemle ithal ediyor: Uzun vadeli kontratlarla alınan boru hattı gazı, uzun vadeli kontratlarla alınan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ve spot piyasadan alınan LNG.

EPDK Doğalgaz Sektör Raporu’na göre Türkiye 2020 yılında yüzde 33,6 oranında Rusya’dan, yüzde 24 Azerbaycan’dan ve yüzde 11,1 oranında İran’dan uzun vadeli anlaşmalarla boru hattı üzerinden doğalgaz ithal etti.

Herhangi bir uzun vadeli anlaşmaya bağlı kalmaksızın spot piyasadan ithal edilen LNG payı ise yüzde 16,9 oldu.

Pamir, boru hattı ile alınan doğalgazın 20-25 yıl gibi uzun vadeli anlaşmalarla satın alındığını ancak yine de küresel petrol fiyatı arttıkça ödenen doğalgaz bedelinin de arttığını söylüyor: “Uzun vadeli anlaşmalarda belirlenen doğalgaz fiyatları bir formüle tabidir ve bu formül içerisinde bazı petrol ürünleri de yer alır, fiyat buna göre endekslenir. Zaman içinde ham petrol ve petrol ürün fiyatları arttıkça, doğalgaza ödenen bedel de artar. Avrupa ülkeleri uzun vadeli kontratların içine, doğalgaz birim fiyatını etkileyen bir değişken olarak yüzde 10-15 oranında spot LNG’yi de koyuyor, bu sebeple bizim doğalgaza ödediğimizin yarısı kadar ödüyorlardı. Biz de senelerdir, Almanya ve İtalya’nın yaptığı gibi, riski dağıtmak için uzun vadeli kontratların formülüne spot piyasanın konulması gerektiğini söyledik. Fakat bu yıl spot yani serbest piyasada fiyatlar 3-4 kat artınca Avrupa’nın ödediği para da bir o kadar arttı ve bunca yıl onlar için avantaj olan sözleşmeler, bu yıl dezavantaja dönüştü. Biz ise zarardan kâr ettik.”

Enerjide dışa bağımlılık ve yenilenebilir enerji formülü

Pamir yüzde 99’u ithal edilen doğal gazın Türkiye’nin enerji tüketimindeki payının yüzde 26; yüzde 94’ü ithal edilen petrolün ise toplam enerji tüketimi içerisinde payının yüzde 28 olduğunu ifade ediyor.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK), 2021 Yılı Elektrik Piyasası Temmuz Ayı Sektör Raporu’na göre bu ay toplam elektrik üretiminin yüzde 37.19’u doğalgaz, yüzde 16.25’i ise ithal kömür yakıtlı santrallerden üretildi.

Türkiye’de halen önemli bir miktarda elektriğin yurtdışı kaynaklı yakıta dayalı enerji santralleri ile üretilmekte olduğunu söyleyen Enerji Uzmanı Selen İnal’a göre, yenilenebilir enerji Türkiye’nin dışa bağımlılığının önüne geçebilir: “Türkiye’de, 2021’in ilk yarısında kömür santrallerine 9,5 milyon ton taş kömürü teslim edildi. Mevcut kömür fiyatları dikkate alındığında, eğer ithal kömür santralleri yüksek kapasitede çalışmaya devam ederse kömür ithalatı maliyeti 2021 yılında yaklaşık 5 milyar ABD dolarına ulaşarak yeni bir rekor kırabilir. Bunun 3 milyar dolarlık kısmının elektrik üretimi için harcanacağı tahmin ediliyor. Yeni iş modelleri ile her yıl 3 GW’lık yeni bir güneş enerjisi kurulu kapasitesinin devreye girmesi durumunda dokuz yılda kömür ithalatı sıfırlanabilir. Takip eden sekiz buçuk yılda da doğalgaz ithalatına son verilebilir. Bu durumda doğalgazdan 10 senede 3,4 milyar dolar tasarruf edilmesi söz konusu. Aynı zamanda 40 milyon ton CO2 gazı emisyonunun da önüne geçilebilir.”

İnal, Türkiye’nin yenilenebilir enerjiye geçişte alacağı pozisyonun küresel anlamda oldukça “stratejik bir konu” olduğunu değerlendiriyor: “IRENA Yenilenebilir Enerji Üretim Maliyetleri 2020 raporuna göre, sadece son beş yılda Türkiye’de rüzgâr enerjisinin elektrik maliyeti (LCOE) yüzde 32, büyük ölçekli güneş enerjisi santrallerininki ise yüzde 50 düştü. Önümüzdeki 10 yıl içinde de düşüşün devam etmesi bekleniyor. Yenilenebilir enerjinin yakıt maliyetinin de olmadığını düşündüğümüzde, temiz olmasının yanında en rekabetçi ve düşük fiyatlı elektriğe erişim için yenilenebilir enerji yatırımları önemli. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği yatırımları, belli sürede kendilerini geri ödeyen ve geri ödeme süresi bittiğinde de işletmeye kazandıran yatırımlar olmakla birlikte şimdi ise bu yatırımların yapılmaması durumunda karşılaşılabilecek ek bir sınırda karbon maliyeti, bu yatırımları finansal açıdan çok daha cazip hatta kaçınılmaz hale getiriyor.”

TMMOB Makine Mühendisleri Odası’nın çalışmasına göre Türkiye’nin yüzde 25 daha az enerji tüketip yine de aynı gayrisafi millî hasılayı elde edebileceğini söyleyen Pamir’e göre, enerjide dışa bağımlılığı azaltmanın bir diğer yolu da daha az enerji tüketerek enerji verimliliğini artırmak.

Doğalgazda fiyat artışı spekülatif mi?

Öte yandan tüm dünyada artan doğalgaz fiyatlarında Rusya gibi doğalgaz tedarikinde öncü olan ülkeler tarafından izlenen politikaların etkili olduğu değerlendirmeleri yapılıyor.

Yılda 55 milyar metreküplük Rus gazının Baltık Denizi üzerinden Almanya’ya kadar sevk edilmesine imkân sağlayacak Kuzey Akım 2 Projesi geçtiğimiz aylarda tamamlandı.

Bu süreçte başta Ukrayna olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri ve ABD, bu projeye karşı çıkmıştı.

Avrupa’nın doğalgaz kriziyle karşı karşıya kalmasıyla birlikte; Rusya’nın Avrupa’ya gaz arzını azaltarak, ortaya çıkacak krizi Kuzey Akım 2’yi faaliyete almak için kullandığı endişelerine yol açmıştı.

TMMOB Makine Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz, “Bu fiyat artışları gerçek nedenlere mi dayanıyor? Ben öyle düşünmüyorum. Petrol fiyatlarında olduğu gibi büyük bir kısmı spekülatif. Stratejik ülkelerin de spekülatif faaliyetlerde parmağı olduğu kanısındayım” diyor.

Pamir ise bu değerlendirmeleri şöyle açıklıyor: “Kuzey Akım 2 boru hattı tamamlanmış olmasına rağmen bazı ülkelerin faaliyete geçmesine engel olmak istediği ve Rusların da bu nedenle Kuzey Akım 2’ye olan ihtiyacın artması için kasıtlı olarak mevcut doğalgaz arzında kesinti yaptığı iddia ediliyor. Kuzey Akım 2, bugün düğmeye bassanız yarın devreye girebilecek 60 milyar metreküplük bir doğalgaz arzı. Eğer bu devreye girerse, kısa sürede doğalgaz fiyatlarını aşağı çeken bir faktör olur.”

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER