A3 Haber

Halklar arası kardeşliğin bin bir yolu var: Elias Petropoulos’u anmak…

Halklar arası kardeşliğin bin bir yolu var: Elias Petropoulos’u anmak…

Halklar arası kardeşliğin bin bir yolu var: Elias Petropoulos’u anmak…
Ekim 24
08:51 2021

Prof. Dr. M. Şehmus Güzel, halklar arasındaki kardeşliğe kendi Paris tanıklıkları üzerinden örnekler vermeyi sürdürüyor. Elias Petropoulos, böyle bir yaşamdı: “Her türlü ulusçuluğa, her türlü dine ve dinsel duygulara düşman. Onların yorulmaz eleştiricisi. Türkleri çok seven, Türkiye’deki her konuyla yakından ve samimi bir biçimde ilgilenen neşeli, yazmayı, gezmeyi ve hele güzel yemek yemeyi çok seven bir arkadaştı. Türklerin ve Yunanların kardeş olduklarına gerçekten inanıyordu.” M. Şehmus Güzel’in Yeni Posta’da yayımlanan yazısını sunuyoruz…

M. Şehmus Güzel | Yunanistan ile Türkiye ilişkilerinin yeniden kızıştırılmak istendiği bu günlerde Elias Petropoulos gibi Yunan ve Türk halklarının kardeşliğine inanan bir dostu anmak istiyorum…

Elias çok çalışkan, çok üretken, son derece sevimli ve hakiki dost bir yazardı. Evet en önemli ve en birincil özelliği çok iyi bir dost olmasıydı.

26 Haziran 1928’de Atina’da doğdu. 16 yaşında Yunanistan Direniş Hareketi’ne katıldı…

Babasının memur olarak bulunduğu Selanik’te üniversitede hukuk, ekonomi ve siyaset okurken “daha fazla özgür olmak” amacıyla öğrenimine birdenbire ara verdi… Petropulos’un üniversiteden ve üniversite öğretim üyelerinden soğumasının nedenleri belki bu yıllardaki olaylarda yatıyor.

Gazeteciliğe başlayan Petropulos kısa süre içinde Yunanistan’ın en iyi sanat eleştirmeni oldu. 1967’de Albaylar Cuntası iktidara geldikten sonra yurtdışına çıkmak istedi, fırsat bulamadı. 1968’de cunta sansüründen geçirmeden yayımlattığı ve “Kabadayılar Kitabı” diye isimlendirdiği Rebetika piyasaya çıkar çıkmaz tutuklandı. Cunta döneminde kimlik cüzdanına “tanrıtanımaz” ibaresinin konulması için başvuran tek Yunanlıdır.

Kendisini “İstanbul diyen tek Yunanlıyım” biçiminde tanımlayan da Petropulos’tur.

1974’te cunta devrilir devrilmez pasaportunu alıp yurtdışına çıkmak isteyen Petropulos’a o sırada işleri ellerine alan ılımlı sağcılardan bir dostu, “Elias, artık demokrasi geldi, nereye gidiyorsun?” diye sorunca şu yanıtı vermiştir: “O demokrasinizi al, dür, bük, kıçına sok!”

Aydın benzerliklerimiz: “Mapusçu” Elias

1974’ten 3 Eylül 2003’te aramızdan ayrılana kadar Paris’te yaşayan Petropulos’un yetmiş veya seksen kitabı, bine yakın makalesi var. Kabadayılar, hapishaneler, genelevler, hırsızlar, eşcinseller gibi o günlerde kimsenin özel olarak ilgilenmediği marjinal ve kent kökenli konuları araştırdı, inceledi. Bu meseleler üzerine yazdı.

Rebetika’da kabadayıların, hırsız, dolandırıcı ve üçkağıtçıların şarkı ve türkülerine yer verdi. İlk baskısı 1968’de yapılan bu kitap 1979’da ve 1983’te yeniden basıldı.

Yunanistan’ın en pahalı, aynı zamanda en çok satan kitabı Hapishaneler ve İyi Hırsızın El Kitabı, Yunanistan Eşcinsellerinin Dil Sözlüğü, Yunanistan’da Genelev İncelemesi gibi yapıtlarının her biri Albaylar Cuntası döneminde tutuklanmasına yol açtı. Atina ve Kuzey Yunanistan hapishanelerinde toplam üç yıl kadar “yattı”. Hayır, yakın dostlarına bakarsanız, “Elias hapishaneye ‘yatmak’ için girmedi. Araştırma yapmak için girdi.” Birkaç önemli kitabını hapishanede yazdığı göz önüne alnırsa dostları haksız sayılmaz.

Elias çocukluğunu ve gençliğini geçirdiği Selanik kenti ve o yıllarda ve öncesinde Selanik’te göreceli olarak en çok sayıda nüfusa sahip Yahudiler üzerine yazdığı kitaplarla da tanınıyor: Osmanlı Varlığı (La Présence Ottomane), 1917 Selanik Yangını (L’incendie de Salonique de 1917), Selanik Yahudileri (Les Juifs de Salonique in Memoriam), Bir Ölüm Şarkısı (Macabre Song). Yahudilerle ilgili kitapları nedeniyle bazı sağcı yazarlar “Petropulos Yahudidir” diye broşürler bile yayımladılar. Petropulos onlara layık oldukları yanıtı verdi: “Puştlar!..” Yunancadaki Türkçe küfürlerden biri.

Dahası da var…

Yunanistan geleneksel mimarisi üzerine de birçok çalışma yaptı: Yunanistan’da Tahta Kapılar, Demir Kapılar (Wooden Doors, Iron Doors in Greece), Yunanistan’da Balkon (Le Balcon en Grèce), Yunanistan’da Pencere (La Fenêtre en Grèce), Yunanistan’da Mezarlar (The Graves in Greece) gibi İngilizce ve Fransızca yapıtları gibi.

Bu arada Yunan Arabası (La Voiture Grecque), Yunanistan’da Kuş Kafesleri (Cages à Oiseaux en Grèce) Türk Albümü (Album Turc), Yunanistan’da Türk Kahvesi (Le Café Turc en Grèce) gibi değişik kitaplar da yayımladı. Son kitabında alaylı bir dille Yunanların şoven duygularla “Türk Kahvesi”ni nasıl “Yunan Kahvesi” veya “Bizans Kahvesi” diye adlandırdıklarını anlatıyor.

Kitaplarının çoğunu kendi desenleriyle ya da çektiği fotoğraflarla süsleyen Elias Petropulos’un İntihar (Suicide), Vücud (Corps), Senin için Ayna (Miror For You), Berlin’de/Not Defteri 1983-1984 (In Berlin/Note Book 1983-1984) gibi şiir kitapları da var.

Bu kadar geniş ve birbirinden farklı alanlarda ve her biri örnek alınabilecek ürünler veren Petropulos’u bir tek kalıba sokmak ve bir tek sıfatla tanımlamak çok zor. O kendisini sadece “folklorist” olarak nitelendiriyordu. Bence ülkesinin en ilginç ve verimli yazar, şair, düşünür ve folkloristiydi.

Sağın ve her iktidarın hedefi

Tepkisini hemen dışa vuran, özgürlük düşkünü uslanmaz asi.

Sağcıların ve her türlü iktidarın boy hedefi.

Her türlü ulusçuluğa, her türlü dine ve dinsel duygulara düşman. Onların yorulmaz eleştiricisi.

Türkleri çok seven,Türkiye’deki her konuyla yakından ve samimi bir biçimde ilgilenen neşeli, yazmayı, gezmeyi ve hele güzel yemek yemeyi çok seven bir arkadaştı. Türklerin ve Yunanların kardeş olduklarına gerçekten inanıyordu:

“Yahu baksana aynı şeyleri yiyip, aynı şeyleri içiyoruz, aynı havalarda halaya veya sirtakiye kalkıyor, aynı ağıtlarda, aynı şarkılarda ağlıyoruz, bundan daha iyi ispatı mı olur kardeşliğin?”

Bu iki halkın birbirinden aldığı kelimeleri de sayıyordu…

Kendini ele vermeyen, akademik dar kalıplara, gereksiz isimlendirmelere sokulmayı reddeden hakiki bir etnograf ve iyi bir antropologdu.

Yunanistan tarihinin dar ve uydurmalarla iğreti resmi kalıptan çıkarılmasının, başka türlü yazılmasının yılmaz savunucusuydu.

Küçük büyük her türlü kavgasını her alanda, her mekânda, her zaman yürüten bir mücadeleci. Tam bir toplumsal ve siyasi pehlivan.

Yorulmaz eleştirici. Sözünü esirgemeyen türünden.

Asli ve tam anlamıyla kalender.

Yaşamı ve eserleri okunmaya değen.

Bu amaçla işte Elias Petropoulos isimli e-kitabımı “ekitap.ayorum.com” sitesinde sunuyorum. Böyle dostlarımız oldu, mutlaka benzerleri de komşu ülkede günümüzde yaşıyor diyebiliriz. Yarınlarımız barışçı, dostlukla dolu ve sevinçli olsun.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER