Gazeteci Işın Ertürk’ün analizi: CHP’nin Almanya örgütlerinde “yeni yapılanma” krizi
CHP, Avrupa’da kendi evlatlarını mı yiyor? Avrupa’da da Atatürk’ün partisinin başına gelmedik kalmadı. “Yeni yapılanma” adı altında Almanya örgütlenmelerine adeta darbe yapıldı. Birlikler hiçe sayıldı; onca emek, binlerce üye, on yıllar ve sayısız hizmet çöpe gidecek. Avrupa’daki örgütlenmelerine “reset atan” CHP, seçmenin de “Hangisi gerçek CHP?” sorusunu yöneltmesine yol açıyor. Almanya’da yaşayan gazeteci Işın Ertürk’ün Yeni Posta’da yayımlanan analizi…
Işın Ertürk | Şimdiden söyleyelim, erken seçim olursa Avrupa’daki Türk sosyal demokratların oylarını unutun!
Acımasız mı oldu?
Daha acımasızına birlikte bakalım o zaman:
CHP Birlikleri Almanya’da 2013 yılında dönemin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yurtdışı Örgütlenme Koordinatörü Ali Kılıç tarafından yürütülen çalışmalar sonucu kuruldu.Ancak bunun öncesi de var. 2012 yılın ekim ayında CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ve Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil’in imzaladığı genelge ile yurtdışı örgütlenmesi için dokuz kişilik bir temsilcilik oluşturulduğu bildirildi. Yurtdışı Örgütlenmelerden Sorumlu Koordinatör Kazım Kaya bu çalışmaları yürütüyordu. Bu girişim Koordinatör Kazım Kaya, DİSK eski Genel Başkanı ve CHP 24. dönem MV Süleyman Çelebi ile başlatıldı. Çalışmalarda Almanya’ da Nihat Öztürk, Cemal Bulut, Turabi Yıldiz, Türkiye’ de de Ercan Karakaş ve Fikri Sağlar yer alıyordu. CHP yurtdışı örgütlenmeleri hiç de kolay oluşturulmadı. Ardında çok büyük emek ve vizyon vardı.
Bugün üye sayısı 10 bine yaklaşan ve ülkede 9 noktada temsil edilen CHP Birlikleri’nin, “yeni yapılanma” gerekçesi ile “tanınmadığı” ilan edildi.
Hiçbir bilgi verilmeden…
Birdenbire…
Yeni yapılanma atağı birlikleri yok sayarak baladı
“Birdenbire değil” diyenler olabilir. Bakalım, öyle mi, o zaman:
Bundan 3 yıl önce 2019 baharında Almanya’daki CHP Birlikleri Başkanlarının katıldığı CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı başkanlığında bir çalıştay yapıldı. Evet, orada şehir örgütlenmelerinden söz edildi, yeni tüzük konuşuldu. Ve Günay Çapan ile Nihat Yazıcı’yı yardımcıları olarak ilan etti.
O dönemde Birlik Başkanları bu dönüşüme “evet” dediler ve bu dönüşümü elbirliğiyle gerçekleştirmeye hazır olduklarını dile getirdiler. Araya korona girdi. Konu yavaşa alındı. Buraya kadar her şey tamam. Ancak son gelinen noktada Birliklerin temsilcileri ile bu konu hiç konuşulmamış gibi Başkanlar “birdenbire” dışlandı.
Başka ekipler kuruldu. Üstelik, genel kurullarında yeni tüzüğü kabul ederek yoluna devam etmesi mümkün olmasına karşın, var olan bazı şehir örgütlenmeleri “yok” sayıldı ve yerine yeni şehir örgütlenmesi kurulmaya çalışıldı Birliklerdeki bazı genel kurullarda aday olan ancak kazanamayan isimler yeni kurulan şehir örgütlenmelerinin başına getirildi.
Şaşırdınız mı?
Avrupa’nın artık iki CHP’si var
Var olan Birlikler hâlâ mevcut ama başka kadrolar da mevcut. Yani iki CHP var.
Son sekiz yılda Türkiye’deki genel seçimlere ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine eşlik eden, her seçimde kampanyalar yürüten, korona döneminde Almanya’daki CHP seçmenine dur durak bilmeden dijital hizmetlerle ve yayınlarla ulaşmayı sürdüren Birlikler, “yeni örgütlenme atağı” ile işte tam da böyle adeta by-pass edildi.
CHP Parti Örgütü ve Yurtdışı Örgüt Yönetimlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı’ya bağlı olarak çalışmalarda bulunan Yurtdışı Örgütlenmelerden Sorumlu Koordinatör Hakverdi Hakan Gürbüz’ün yardımcıları Günay Çapan ile Nihat Yazıcı, Birlik başkanları ile görüşerek değil, bunu şehir örgütlenmelerini kurarken yaptıkları toplantılarda basın açıklamaları ile duyurmayı tercih etti.
Ancak Günay Çapan ve Nihat Yazıcı ”Birlikleri tanımıyoruz!” deseler de, kulislerde dolaşan bilgilere göre, Genel Merkez söz konusu Birliklere işbirliğinin, görevlerinin feshedildiğine dair herhangi bir resmi açıklama yapmadı. Genel Merkez’in bunu yapabilmesi için parti meclisinin onayı gerekiyor. Hal böyleyken, yani ortada hiçbir resmi belge bulunmamasına rağmen, “CHP Almanya Federasyonu” kuruluyor.
Eyalet birliklerinin yerini CHP şehir örgütlerinin alacağı basın açıklamaları ile ilan ediliyor.
Arada hatırlatma yapalım: “Altı Ok” altında birleşen sosyal demokratlardan söz ediyoruz.
Türk konsolosluklarının bulunduğu şehirlerden başlayarak kısa zamanda tüm şehirlere yayılarak çalışmalar yapılacağı bildiriliyor. Hatta bildirilmekle kalmıyor, Köln, Düsseldorf, Essen, Stuttgart, Koblenz, Hannover, Münster, Mannheim, Saarbrücken’de yeni tüzükle yeniden yapılanıyor.
Üyelerde güvensizlik ve rahatsızlık hakim
“Kamu yararına” ibaresi yer alacak dernekler CHP amblemini kullanıyor. Birliklerin bin bir mücadele ile kazandıkları üyeler yeni yapılanmalara kaydırılıyor ya da kaydırılmaya çalışılıyor.
Şimdilik Birlik Başkanları sessiz.
Ancak üyelerin büyük bir bölümünde rahatsızlık ve güvensizlik duygusu baskın.
Her ne kadar federasyonlaşmaya başka kadrolarla gidildiği duyurulsa da şu ana kadar Çapan ve Yazıcı’nın “Tanımayız!” dediği Birlikler yerinde duruyor.
Tekrar söyleyelim: Federal Almanya’da artık iki CHP var.
Üstelik erken seçim tartışmalarının en kızıştığı dönemde CHP Almanya birbirine giriyor.
Sanki gizli bir el Avrupa’daki Türkiye kökenli sosyal demokratları yerle bir etmeye hazırlanıyor. Partiden soğutmaya, seçmenin güvenini yitirmeye aday bu yaklaşım, elbette rakipleri tarafından keyifle izleniyor.
Neden oyun dışı bırakıldılar?
Benzer sahnelere Avusturya da ev sahipliği yapıyor. Sırada İsviçre varmış.
Baştan bu yana yazdığımız gibi tüzük değişikliği uzun yıllardan bu yana Eyalet Birlikleri tarafından da talep edilen ve desteklenen, şehir örgütlenmeleri, sıcak bakılan konulardı.
Eyalet Birlikleri dönüşüme hazır oldukları mesajını vermiş olmalarına rağmen, bu dönüşümde oyun dışı bırakıldılar.
Peki ama neden, bu yaklaşımın ardında kim ve ne var?
Aslında “ikiliğin” minyatürü uzun yıllardır Kuzey Ren-Vestfalya (NRW) eyaletinde yaşanıyordu. Genel Merkez hem Günay Çapan tarafından kurulan oluşuma onay vermiş hem de CHP NRW’yi yetkili kılmıştı. İşte ta o zaman başlayan “ayrıştırıcı” yaklaşım, anlaşılan şimdi tüm Avrupa’yı ele geçirmeye hazırlanıyor, hem de Ankara destekli!
Öte yandan Alman makamları, siyaset dünyası, özellikle de Alman sosyal demokratlar, bu itişmeyi, parti içindeki bu ikiliği nasıl değerlendiriyor ya da henüz farkındalar mı, bilemiyoruz, ama partinin durumu içler acısı.
Şimdilik bu kadarını söyleyelim.
“Liyakatı” tüm söylemlerinde en tepeye yerleştiren CHP’li siyasetçiler, Almanya’da neredeyse 10 yıldır sosyal demokrat mücadele veren Birlikleri yok sayan bu tutuma neden ses çıkarmıyorlar?
Onların deyimiyle “gurbetçiler” birilerinin umurunda mı gerçekten?
Sormazsak olmaz…
CHP şunu mu diyor :
“CHP Avrupa örgütlenmeleri parçalanacaksa, bunu da en iyi biz yaparız!”