A3 Haber

Süleyman Soylu ve Abdulhamit Gül çekişmesi: İstifaya götüren süreçte neler yaşandı?

Süleyman Soylu ve Abdulhamit Gül çekişmesi: İstifaya götüren süreçte neler yaşandı?

Süleyman Soylu ve Abdulhamit Gül çekişmesi: İstifaya götüren süreçte neler yaşandı?
Ocak 29
13:22 2022

Abdulhamit Gül, bir gece yarısı kararı ile Adalet Bakanlığı görevinden alındı. AKP’de eleştirilere neden olan ve parti içerisinde etkinliği gittikçe zayıflayan Gül’ü istifaya götüren sebeplerden en önemlisinin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile yaşadığı kriz olduğu değerlendirmesi yapıldı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 2018’de belirlenen ilk kabinesinden bugüne kadar 7 bakan ayrıldı ya da istifasını istedi.

O günden bugüne görevden alınan ya da ‘görevden affını isteyenlerin’ sayısı dikkat çekerken, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de gece yarısı görevden alınanların arasında yer aldı. 29 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla Gül’ün yerine, geçmişte de Adalet Bakanı olarak görev yapan Bekir Bozdağ getirildi.

Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak ile gündeme gelen ‘görevden affını isteme’ ifadesi, Gül için de kullanıldı. Gül, sosyal medya hesabından, “Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle 19 Temmuz 2017 tarihinden beri sürdürdüğüm Adalet Bakanlığı görevinden ayrılmış bulunuyorum. Kendilerine görevden af talebimi kabulleri için şükranlarımı arz ediyor, yeni Adalet Bakanımız Sayın Bekir Bozdağ’a başarılar diliyorum” açıklamasını yaptı.

“Yargıya parmak sallayamaz”

Abdülhamit Gül, bakanlığı boyunca kabineden bir isim ile son bir yılda üç kez karşı karşıya geldi. İsim verilmeden girilen tartışmalarda mesajların nereye gittiği açık ve netti. Türkiye’de siyaset gündemine bir dönem İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül arasındaki tartışma damga vurdu. Gül’ün istifasının ardından bu tartışmalar yeniden gündeme geldi.

Süleyman Soylu, 20 Ocak 2021’de annesine sosyal medya üzerinden küfürlü hakaret eden kişinin serbest bırakılmasına, Twitter üzerinden tepki gösterdi. Gül’ün yanıtı ise “Klavye başına geçip sosyal medyada bana her gün tutuklama siparişi verenlere sesleniyorum. Bu işleyişi beğenmeyen gider itiraz hakkını kullanır ama yargıya parmak sallayamaz” oldu. Tartışmanın ikinci gününde Adalet Bakanı Gül, Soylu’nun annesine yapılan hakareti kınadı. Gül, bir kez daha ihtiyaç duyulması halinde bu tür suçlara yönelik yaptırımların artırılabileğini ancak bunun tartışma yerinin “sosyal medya değil, parlamento olduğunu” vurguladı. Soylu ise tartışmaya ilişkin soruları yanıtsız bıraktı.

İkinci perde Sedat Peker…

Peker’in kardeşi Atilla Peker’in Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili gözaltına alınması gerektiğini belirterek isim vermeden Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ü işaret eden ve “Benim görevim önleyiciliktir” ifadeleriyle yine Adalet Bakanlığı’na yüklenen Soylu şu tepkiyi vermişti:

“Anama sövdüler itirazımı dile getirdim. Hala sosyal medyada itiraz ediyorum, sizin adınıza itiraz ediyorum. Bugün bunun (Atilla Peker) alınması için KOM Dairesi’ne yazı yazdım. Benim mi yazdırmam lazım, resen devreye girilmesi lazım değil mi? Benim görevim İçişleri Bakanı olarak önleyiciliktir. Meseleyi gördüğüm an müdahale etmektir. Olay çıktıktan sonra olay sonu raporu yazmak değil. Kutlu Adalı cinayetinde en ufak bir şey açık duruyorsa bizim namus meselesidir.”

Gül, Haziran ayında Soylu’nun bu sözlerine isim vermeden şu yanıtı verdi:

“Yargının kendi tabii ve doğal mecrası içinde çalışması beklentisi, bu tabii ve doğal işleyişe saygıyı da gerektirir. Kanunu uyguladığı için savcının, hakimin itham edilmesi, hedef haline getirilmesi hiçbir şekilde mazur görülemez. Uygulaması gereken mevzuatı uyguladığı için yargıya ithamda bulunulması hukuk devletinde alışık olunan bir durum değildir. Kanunu değiştirme ihtiyacı ortaya çıkmışsa kanunda bir eksiklik olduğu düşünülüyorsa bu işlemin adresi bellidir. Ortaya çıkan sosyal veya hukuki ihtiyaçlar doğrultusunda kanunu değiştirmek veya düzenlemek Meclis’in görev ve yetkisindedir.”

Soylu’ya hukuk arkadan gelsin cevabı 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kasım 2021’de “Geçen gün vilayetlere gidiyorum; Diyarbakır, Adana ve İstanbul da dahil olmak üzere, muhtarlarımız diyor ki “Efendim şurada metruk bina var burada metruk bina var. Ama mahkeme kararı var yıkamıyoruz.” Ya arkadaş sen gece yık, mahkeme kararı bizim arkamızdan gelsin” ifadelerini kullandı.

Üç gün sonra 8 Kasım 2021’de Abdulhamit Gül, Soylu’nun bu sözlerine de yine ismini anmadan “Değerli arkadaşlar bizim rehberimiz hukuktur, bizim rotamız hukuktur, bizim kılavuzumuz hukuktur. Biz yapalım hukuk arkadan gelsin değil hukuk önden yürüsün biz ona göre kendimizi ayarlayalım anlayışıdır hukuk devleti” cevabını verdi.

Sözleriyle çelişti

Abdulhamit Gül, 25 Kasım 2021 “Biz yürütmenin parçasıyız ve yürütme içinde kalmaya devam edeceğiz. Burada kimse Adalet Bakanı’na cübbe giydiremez. Hakimler, savcılar kendi kararlarını kendileri verecektir. Ben hiçbir davayla ilgili yorum yapamam” dedi. Ancak, Gül geçtiğimiz hafta gazeteci Sedef Kabaş’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sözlerine ilişkin “Haset ve nefretten doğan bu hadsiz ve hukuksuz ifadeler, milletin vicdanında ve adalet önünde hak ettiği karşılığı bulacaktır” diyerek Kasım ayında söylediği sözlerle çelişti. Bu arada, Sedef Kabaş bir televizyon programında söylediği sözlerden dolayı Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla tutuklandı.

Fethullahçı suçlaması

“Milli görüş” geleneğinden gelen Adalet Bakanı Abdulhamit Gül Eylül 2019’da, Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör’ün, “son dönemde yargıdaki kritik noktalara FETÖ’cülerin getirildiği” iddiası ile hedef olmuştu. Abdulhamit Gül ise söz konusu iddialara, “Düne kadar FETÖ’cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar, çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye kalkışmasınlar, Türk yargısına hesap sormaya kalkmasınlar, Türk yargısına töhmette bulunmaya kalkmasınlar” açıklamasıyla tepki göstermişti.

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER