Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Biliyorsunuz Türkiye bir dert küpüne dönmüş vaziyette, 5’li çete hariç” dedi. Basın İlan Kurumu, medya üzerinde ciddi bir baskı unsuru pozisyonuna gelmiş durumda olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Doğru haberlere erişim engeli getiriliyor. Halkı aydınlatmak için yola çıkanlar en büyük sorunu yaşar hale getirdiler” açıklamasında bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulunuyor. Partiye katılanlara rozetlerini takan Kılıçdaroğlu, “CHP kararlı ve istikrarlı adımlarla, düzenli büyüyerek topluma umut olmaya devam ediyor. Bunu kararlılıkla, birlikte sürdüreceğiz.” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla elektrik zammı geri alınıncaya kadar gelen faturaları ödemeyeceğine ilişkin başlattığı eylemin sebebini, “Elektrik faturasını ödeyemeyen vatandaşın acısını benim topluma hissettirmem lazım. Bunun acısını benim geniş kitlelere duyurmam lazım, o yüzden ödemeyeceğim dedim” diyerek açıkladı.

CHP lideri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 81 il teşkilatına çağrı yaparak kendisine birer kandil gönderme talimatı için teşekkür etti;  “Onları partinin müzesine koyacağım elektrik zamlarını savunan Bahçeli’nin bana gönderdiği kandiller diye onları orada göstereceğim” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun satırbaşları şöyle:

• Dünya Sağlık Örgütü İhsan Doğramacı Aile Sağlığı Vakfı ödülünü Mehmet Haberal’a verdi. Olağanüstü güzel bir olay. Mehmet Haberal organ nakli konusunda bütün dünyada çok önemli bir isim, bir marka aslında. Böyle bir markanın CHP’de milletvekilliği yapması ayrıca bizim için onur ve gurur. 27 Mayıs’ta Cenevre’de DSÖ Genel Kurulu’nda bu ödül verilecek. Hocamızı yürekten kutluyoruz.

“Beşli çete hariç herkesin derdi var”

• Türkiye bir dert küpüne dönmüş vaziyette, herkesin derdi var beşli çete hariç. Onların derdi de CHP iktidar olursa başımıza ne gelir… Herkes, Türkiye’nin dertlerini konuşuyor. Bütün vatandaşlarıma açıkça ifade etmek isterim. Sakın unutmayın Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Bu sorunun çözümünde marka olan parti CHP’dir.

Gazetecilerin sorunları

• Gazeteci arkadaşların da dertleri var. Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu geldi. Bizim sesimizi geniş kitlelere ulaştıran medyadır. Gazeteci doğruları yazmak, onurunu korumak zorundadır. Bize bir rapor sundular. Döviz kuru arttı, enflasyon yükseldi.
• Gazeteler devlet desteği talep ediyor. Basın İlan Kurumu bir yıldır toplanmıyor. 2018’den beri atanması gereken 12 üye atanmadığı için Genel Kurul toplanamıyor. Bir anlamda Basın İlan Kurumu medya üzerinde baskı kuruyor. Gazeteler üzerinde baskı kuruyor. Onurlu gazetecilere her zaman yürekten alkışlıyorum onlara bizim minnet borcumuz vardır.
• Evrensel gazetesi 2019’dan bu yana BİK’ten ilan almıyor. Gazetecilerin de bir meslek yasası olması gerektiğini söylüyorlar. Mafyaya bulaşanlar da kendilerini gazeteci olarak satıyorlar. Devletten kaynak alıp, kaynaktan beslenenler maalesef kendilerini gazeteci olarak tanımlıyorlar. Havuz medyasını bilirsiniz. İktidarı ne kadar alkışlarsanız cebiniz o kadar dolar. Onlar da kendilerini gazeteci olarak satıyorlar, hiçbirisi gazeteci değil. Gazeteci kalemini satmayan kişidir.
• Medya özgürlüğünde büyük sınırlamalar var. Doğru haberlere erişim engeli geliyor. Basın kartı alamıyoruz diyorlar. Gerçek gazeteciler basın kartı almakta zorlanıyorlar. Gerçek gazetecilere basın kartı verilmiyor diyorlar. Basın kartı verilmezse ne oluyor? ‘Yıpranma’ hakkından yararlanmıyorlar. Birçok organizasyon akredite olamıyor. Güvenlik güçlerine basın kartını gösteremiyor. Gri pasaport alamıyor… Eğer özgürlük istiyorsanız, özgürce yazmak istiyorsanız, haberleriniz sansür edilmesin diye bekliyorsanız ittifakı yakından izleyeceksiniz, destekleyeceksiniz demiyorum. Millet İttifakı’nı yakından izleyeceksiniz.

Ispartalılara seslendi: Elektrik kesintisi için hepiniz tazminat davası açın

• Isparta’da günlerce elektrik verilmedi. İnsanlar perişan oldu. İlk günden ve ilk saatlerden itibaren iki genel başkan yardımcımız Isparta’daydı. Genç, çalışkan il başkanımız bütün gezilere öncülük etti. Dört gün sonra bakan oraya gitti. ‘Helalleşmek’ için gitti. Sorunu çözmek, ilgilenmek için değil. Senin görevin ne arkadaş? Günlerce bir kente elektrik verilmiyorsa bunun bir sorumlusunun olması lazım. Gerçi Yeliz dediğimiz arkadaş bunun sorumlusunu buldu. ‘CHP’dir’ dedi. Aklı oynatmışlar bunlar. Ne olursa olsun CHP’yi kötülüyorlar.
• Ispartalı vatandaşlarıma seslenmek isterim. Konutlarda 48 saatten fazla, otel, AVM gibi yerlerde ise 24 saatten fazla kesinti olursa onlara tazminat ödenmesi lazım. Arkadaşlarıma söyledim, bütün vatandaşların tazminat alma hakları var. Bu haklarını kullansınlar. Baroya müracaat etsinler, her biriniz tazminatınızı alırsınız.
• ‘Olağanüstü kar yağdı. O nedenle biz bunu ödemeyiz’ diyebilirler. Hayır efendim İstanbul’da da yağdı. Tazminat ödendi. Demek ki Isparta’da da ödenebilir. Kimse mücbir sebebin arkasına sığınmasın.
• Ramazan Nazlı donarak öldü. Ailesine baş sağlığı diliyoruz. Acılı aile evinden alınıp kaymakamlığa getiriliyor. Aileye açıklama yaptırılıyorlar. ‘Kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiştir’ diye. Sonra Adli Tıp raporu çıktı ‘donmaya bağlı kalp krizi’ raporu verdi. O kaymakama sormak isterim hangi yüzle o aileye o açıklamayı yaptırdın? Bir ailenin geleceği ile nasıl böyle oynarsınız?

“Faturayı ödemeyeceğim” çıkışı: Siz beni donmakla mı korkutuyorsunuz?

• Türkiye zaten bir ateş topuna dönmüş vaziyette. Yönetilemeyen bir Türkiye gerçeği var. Zamlar yağmur gibi yağıyor. İğneden ipliğe her şeye zam geldi. Bu Türkiye’nin iyi yönetilmediğini, savrulduğunu gösteriyor. Kışın ortasında elektriğe yüzde 127 zam yapar mısınız? Akıl alacak şey değil.
• Bir video yayınladım. Bizzat Erdoğan’ın imzasıyla 31 Aralık’ta yapılan zamlar geri çekilinceye kadar ben gelecek hiçbir faturamı ödemeyeceğim dedim. Ödeyemeyeceğim demiyorum ödemeyeceğim diyorum. Hemen bir troll ordusu ve AK Parti’nin belli kişileri çıktıları biz devlete başkaldırı yapıyormuşuz. Mahir Ünal böyle diyor. ‘Elektrik zamlarını devlet yapmadı’ diyor. Çok önemli bir saptama, Yeliz’in benzeri bir saptama. Beşli çeteye karşı çıkmıyor mesela. Zamları siz yapıyorsunuz. Vatandaşı siz inletiyorsunuz. Suçlanan kişi kim? Kılıçdaroğlu.
• Niçin ödemeyeceğim dedim. Özgür Özel bey beni aradı. “Siz ‘ödemeyeceğim’ dediniz bunu hepimiz mi yapacağız” dedi. ‘Siz ödeyin’ dedim. Elektrik faturasını ödeyemeyen vatandaşın acısını benim topluma hissettirmem lazım. Ödemeyeceğim zaten. Elektrik faturasını ödemeyen vatandaşın sesini çıkartacağı bir alan bırakmadılar.
• Hemen dediler ‘Elektriği derhal kesin, Kılıçdaroğlu donsun’ dediler. Siz beni donmakla mı korkutuyorsunuz? Sizin feriştahınız gelse mücadele ederim.

Bahçeli’den Kılıçdaroğlu’na kandil

• Bahçeli de bugün konuşmuş ‘Kandil gönderin’ demiş. Çok güzel kandiller gelmiş, teşekkür ederim. Onları partinin müzesine koyacağım. Elektrik zamlarını Devlet Bahçeli’nin kandilleri diye… Şahsıma seslenmek isterim 1100 odalı sarayda Bahçeli’ye bir yer ver, orada otursun.

“128 milyar doları sattılar, dolar düştü mü, değeri düşen para Türk Lirası oldu”

• Bunlar bir ara dolar yükselince düşürmemiz lazım dediler. Merkez Bankası’nı devre dışı bırakalım, 128 milyarı Hazine satsın dolar yükselmez dediler. Kime, kaça sattılar bilmiyoruz. 128 milyar doları sattılar dolar düşmedi, değeri düşen para Türk Lirası oldu.
• Merkez Bankası Politika Faizini indirsin, bütün faizler düşer. Düşünce enflasyon düşmüş olur dediler. Harika bir görüş herhalde Erdoğan bunu söylediğinde herkes alkışlamış çünkü iktisada yeni bir teori geliyor… Onu da denediler. Politika faizi dışında hiçbir faiz düşmedi.
• Baktılar bu da tutmadı. Dolar yükselince ihracat patlayacak, üretim artacak. Yeni bir yol, yeni bir buluş… Yine alkışlar… Bir baktılar o da tutmadı. Türkiye ucuza satıp, pahalıya almaya başladı. Yine fatura garibana çıktı.
• Bu sefer doları sabit tutmamız lazım dediler. Kur korumalı mevduat hesabı açalım dediler. Dolar 18’den 13’e kadar düştü. Mazotun, benzinin fiyatı hiç düşmedi. Türk Lirasını getirin, dövizinizi bozdurun, size faiz vereceğim bir de ayrıca kur artarsa onu vereceğim dedi. Böylece bankada yüksek dövizi olanlara devlet ayrıca bir vergi muafiyeti önerdi. Fakirden alıp, zengine verdi.