A3 Haber

Sağlık emekçileri hakları için Büyük G(ö)REV’de: Hiçbir yere çekip gitmiyoruz!

Sağlık emekçileri hakları için Büyük G(ö)REV’de: Hiçbir yere çekip gitmiyoruz!

Sağlık emekçileri hakları için Büyük G(ö)REV’de: Hiçbir yere çekip gitmiyoruz!
Mart 14
11:11 2022

Türk Tabipler Birliği (TTB) başta olmak üzere sağlık emek ve meslek örgütlerinin ekonomik haklar, özlük haklar, etkin bir sağlıkta şiddet yakası, çalışma koşullarına dair iyileştirmeler, beş dakika muayene dayatmasının sonlandırılması, tıp fakültelerindeki eğitimin niteliğinin artırılması gibi çeşitli taleplerle yaptığı iş bırakma eylemleri başladı. 14- 15 Mart tarihlerinde yapılacak eyleme İstanbul’da yürüyüşle başlayan sağlıkçılar AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi: “Hiçbir yere çekip gitmiyoruz!.” Türkiye’nin dört bir yanındaki eylemleri il il CANLI BLOG’umuzdan takip edebilirsiniz…

Türk Tabipler Birliği (TTB) başta olmak üzere sağlık emek ve meslek örgütleri Kasım ayından beri ekonomik haklar, özlük haklar, etkin bir sağlıkta şiddet yakası, çalışma koşullarına dair iyileştirmeler, 5 dakika muayene dayatmasının sonlandırılması, tıp fakültelerindeki eğitimin niteliğinin artırılması gibi çeşitli taleplerle bir dizi ortak eylemler örgütledi. Aralık ayında yalnızca hekimleri kapsayan ek gösterge düzenlemesi Meclis’e geldi ancak o da bilinmez bir tarihe ertelendi.

TTB ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) çağrısıyla sağlık emekçileri 14 Mart Tıp Bayramı’nda iki gün iş bırakma eylemi yapacak. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yurt dışına çıkan hekimler için “Gidiyorlarsa gitsinler” sözleri, sağlık emekçilerinin tepkisini çekerken G(ö)REV eyleminin örgütlenme sürecindeki eylemlerde sağlık emekçileri “Hiçbir yere gitmiyoruz, hakkımız olanı alacağız” dedi.

8 Şubat’ta yapılan G(ö)REV eyleminin ardından tekrar G(ö)REV’e gitmeleri gerektiğinde bunun tek gün olmayacağı yönünde uyarıda bulunan sağlık emekçilerinin ilk iki günlük iş bırakma eylemi için hastanelerde eylem hazırlıkları sabahın erken saatlerinde başladı.

Sabah saatlerinde TTB’nin yayımladığı bilgi notunda, iş bırakma eylemlerinde acil hizmetleri, sürekli bakım gerektiren hastalara yapılacak hizmetler ve COVID-19 aşı, test ve tedavi hizmetlerinin aksatılmamasına dikkat edileceği ifade edildi.

Randevu bile yok

İskele önünde yapılan açıklamada, “Piyasacı, özelleştirmeci, yaşam ve çalışma koşullarımızı görmeyen bu sağlık sistemi iflas etmiştir” dendi. Bu durumun salgın sürecinde açıkça görüldüğünü söyleyen emekçiler, şunları kaydetti:

  • “Koruyucu hekimliği önceleyen kamucu bir sağlık sistemi yerine ‘daha çok hasta bak, daha çok para kazan’ mantığıyla ticari işletmeye dönüştürülmüş kamu sağlık kurumları bu yükü kaldıramıyor. Randevu süreleri 5 dakikaya düşürülmesine rağmen vatandaşlar MHRS üzerinden randevu bulamıyor. Malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatlar erteleniyor.”

Sözler tutulmadı

Emeklerinin ne kadar değersizleştirildiğine de vurgu yapan sağlıkçılar, kendilerine vadedilen özlük hakkı iyileştirmelerinin yapılmadığına, ortalama hekim maaşlarının yoksulluk sınırının altına düştüğüne dikkat çekti. Sağlıkta şiddetin her gün, her an yaşanan rutin olaylar haline geldiğini belirten sağlıkçılar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Giderlerse gitsinler, biz de asistan doktorlarımızla devam ederiz” şeklindeki sözlerine de tepki gösterdi:

  • “Bu başarısızlığın bedelini ödemesi gereken, 20 yıldır bu ülkeyi yöneten AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından söylenen bu sözler, hekimler arasında büyük bir kırgınlığa, öfkeye neden oldu. Yanıtımız açık: Dün, bugün olduğu gibi yarın da burada, bu topraklarda kalacağız. Ne ülkemizden ne mesleğimizden ne hakkımız olanı istemekten vazgeçeceğiz.”

Sağlık emekçileri, emeklerini, mesleklerini, geleceklerini karartmaya çalışanlara karşı bugün ve yarın tüm illerde, tüm sağlık kurumlarında G(Ö)REV’de olacaklarını belirterek, “Artık söz bizde! Taleplerimizden vazgeçmiyoruz. Hakkımız olanı alacağız” diye konuştu.

İl il eylemler

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi ve Antalya Tabip Odası, “Haklarımız, emeğimiz ve sağlık hakkımız için üretimden gelen gücümüzle iş bırakıyoruz” diyerek iki günlük iş bırakma eylemini başlattı. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde toplanan sağlıkçılar, Erdoğan’ın doktorları hedef alan açıklamalarını ve iktidarın genel sağlık politikasını protesto etti.

“Sorumlu AKP yönetimidir”

Burada bir açıklama yapan SES Antalya Şube Eş Başkanı Şükran İçöz “Sağlık alanında bir sıkıntı ve eksiklik varsa birinci derecede sorumlusu 20 yıldır ‘sağlıkta dönüşüm programının’ uygulayıcısı ve hararetli savunucusu AKP hükümetidir. İlk günden itibaren sağlık emekçilerinin ve örgütlerinin bütün itirazlarına, önerilerine kulak tıkayan hükümet ve cumhurbaşkanı şimdi de hekimleri suçlamaktadır” ifadelerini kullandı.

“Defalarca kez haksızlıkları dile getirmeye çalıştık, uyarı g(ö)revleri yaptık ancak bizi duymazdan görmezden gelenlere karşı artık yeter diyoruz. Tıp bayramı haftası nedeniyle kutlama yapacakken yine g(ö)revdeyiz. Üstelik tehdit edilerek, ‘grev yapamazsınız, yasak’ denilerek. Haklar yasalardan önce gelir anlayışımızla hepimiz tek ses tek yürek olduk” diyen İçöz şöyle devam etti:

  • “Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, artık en temel insani hakkımız olan yaşam hakkımızı dahi koruyamayan sağlık politikacılarına, acil sorunlarımızın çözümü için derhal harekete geçmelerini yoksa sağlık sisteminin onarılamaz yaralar alacağını uyarı grevlerimizle defalarca hatırlattık. Bizleri dinlemek, çözüm üretmek yerine Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 25.02.2022 tarihli bir görüş yazısıyla sağlık emekçilerinin haklı taleplerini ve mücadelesini bastırma, sınırlandırma çabasına girmiş, gözdağı vermeye çalışmıştır. En son icraat olarak Cumhurbaşkanı tarafından hekimlerin emeğini, niteliğini, değerini ve kamusal sağlık hizmetlerini hiçe sayan ‘Gidiyorsa gitsinler’ söylemiyle adeta sarsıldık ama şaşırmadık. İşte, sendikal hakları, insan hak ve hürriyetlerini yok sayan bu yönetim anlayışı tam da sorunlarımızın esas nedenidir ve Tıp Bayramı da bu nedenle de bayram olarak kutlanamamaktadır. 14 Mart Sağlık Haftasını, ‘bayram’ olarak kutlayabilmek için bu yıl 14-15 Mart ‘grev’ haftamızdır.”

Prof. Şahin: “Emek bizim, söz bizim”

Antalya Tabip Odası Başkanı Prof. Nursel Şahin ise oda adına yaptığı açıklamasında, “Ekim ayından bu yana söylediğimiz gibi: Emek bizim, söz bizim” vurgusu yaptı.

Prof. Şahin, Bizi duymazdan, görmezden gelip yok sayanlara; sesimize kulaklarını tıkayanlara; ‘Varsın gidiyorlarsa gitsinler, bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz. Gerekirse yurtdışından ülkemize dönmek isteyenleri davet eder, istihdam ederiz’ diyerek bizi değersizleştirenlere karşı, emeğimize, mesleğimize, geleceğimize hep birlikte bir kez daha sahip çıkmak için artık G(ö)REV zamanıdır” dedi.

“Emeğimizin karşılığını alamadığımız bu çalışma koşullarına, sağlık alanında yaşanan şiddete artık tek bir gün bile tahammülümüz kalmadı” diyen Şahin, “Oyalama istemiyoruz, Daha fazlasını değil, yalnızca hakkımız olanı istiyoruz. Şiddetin olmadığı, malpraktis baskısı altında ezilmediğimiz insanca çalışma koşulları, emekliliğimize yansıyacak insanca ücret istiyoruz. Halkın sağlığı için en az 20 dakika muayene süresi ayırabildiğimiz, hastaların aylarca randevu sırası beklemediği nitelikli sağlık hizmeti sunmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Bakırköy de eylemde

Sağlıkçılar, Bakırköy Prof. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde de talepleri için bir araya geldi.

Sağlıkçıların gerçekleştirdiği eylemde, sağlık emekçilerini görmezden gelen iktidara “Artık yeter” denilerek seslerinin duyulması istendi. “Vazgeçmiyoruz” diyen sağlıkçılar, “Hakkımız olanı alacağız” dedi.

İstanbul Tabip Odası üyelerine polis saldırısı

14 Mart Tıp Bayramı vesilesiyle Taksim Atatürk Anıtı’na çelenk bırakmak isteyen İstanbul Tabip Odası üyeleri ise polis müdahalesiyle karşılaştı. Üyelerin çelenk koyma isteği ekipler tarafından engellendi.

Ankara: “Yaşamak, yaşatmak istiyoruz”

Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde bir araya gelen sağlık meslek örgütleri, 14 Mart Tıp Bayramı’nda AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Giderlerse gitsinler, biz de asistan doktorlarımızla devam ederiz” şeklindeki sözlerine de tepki gösterdi.

Eylemde, “Buradaydık, buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz” pankartı etrafında toplanan emekçiler, “Direne direne kazanacağız. Asistan hekim köle değildir. Yaşamak, yaşatmak istiyoruz. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz. Covid-19 meslek hastalığı sayılsın” sloganları attı.

Eyleme Ankara Tabip Odası (ATO), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Ankara Dişhekimleri Odası, Dev-Sağlık-İş, Birlik Ve Dayanışma Sendikası ve Ankara Aile Hekimleri Derneği üyeleri katıldı.

Bayram bitti

Açılış konuşması yapan SES Ankara Şubesi Eş Başkanı Nazan Karacabey, Tıp Bayramı’nı yıllardır “bayram” gibi yaşayamadıklarını dile getirdi. Sağlıkta dönüşüm politikalarıyla sağlık sisteminin iflas ettiğini kaydeden Karacabey, “Bilimsellikten uzak ve yönetilemeyen salgın politikaları yüzünden 553 mesai arkadaşımız Covid-19’dan hayatını kaybettiğinde bayram bitti. İş yerlerimizde maruz kaldığımız şiddet cezasızlıkla sonuçlandırıldığında bayram bitti. Yaşatmak için başladığımız mesleklerimizde düşman edilmeye çalışıldığımızı fark ettiğimizde bayram bitti” ifadelerini kullandı.

Sağlık meslek örgütleri adına basın açıklamasını ise ATO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Karakoç okudu. Sağlık sisteminin yürütücülerinin toplum sağlığını ve sağlık çalışanlarını umursamadığını belirten Karakoç, “İş özel sağlık işletmeleri ve zenginleri korumaya gelince hiçbir sınır tanımamaktadır. Bugünü bayram tadında geçirmemiz gerekirken, ne yazık ki yine ‘G(ö)REV’deyiz ve yine haklarımız için mücadele ediyoruz” dedi.

İzmir: “Tek bir gün bil tahammülümüz kalmadı”

İzmir’de hekimler ve sağlık emekçileri İzmir Sağlık Platformu’nun çağrısıyla, İzmir Atatürk Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’nde buluştu. Ortak açıklamayı yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, “Bugün 14 Mart Tıp Bayramı olduğunu ancak bugünü bayram tadında geçirmemiz gerekirken, yine hakları için mücadele ettik” dedi.

Op. Dr. Çamlı, “Toplum sağlığını korumak bir yana daha da riske atan bu sağlık sisteminin yürütücüleri ne bizim emeğimizi ne de toplumun sağlığını umursamaktadır. Salgın döneminde dahi bu anlayıştan vazgeçmemişlerdir. Yüz binlerce insanımız, yüzlerce hekim, sağlık çalışanı yaşamını yitirirken; onlar sağlık sisteminin, şehir hastanelerinin güzellemeleriyle günlerini geçirmiş bunca emek ve fedakârlığımıza rağmen bir de bizlere gidiyorlarsa gitsinler demişlerdir diyerek şöyle devam etti:

  • “Bizi duymazdan, görmezden gelip yok sayanlara; sesimize kulaklarını tıkayanlara; ‘Varsın gidiyorlarsa gitsinler, bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz. Gerekirse yurtdışından ülkemize dönmek isteyenleri davet eder, istihdam ederiz’ diyerek bizi değersizleştirenlere karşı; emeğimize, mesleğimize, geleceğimize hep birlikte bir kez daha sahip çıkmak için artık G(ö)REV zamanıdır. Emeğimizin karşılığını alamadığımız bu çalışma koşullarına, sağlık alanında yaşanan şiddete artık tek bir gün bile tahammülümüz kalmadı. Oyalama istemiyoruz, daha fazlasını değil, yalnızca hakkımız olanı istiyoruz.”

Kamu emekçilerinden destek

Kamu emekçileri de açıklama yaparak sağlıkçılara destek verdi.

KESK İzmir Şubeler Platformu tarafından yapılan açıklamada, “Bugün sağlık emekçileri Türkiye genelinde g(ö)revdeyiz diyerek taleplerini ifade etmektedirler. Ağır çalışma koşulları, uzun nöbetler, eksik istihdam, sağlıkta şiddet, özlük haklarının aşındırılması ve yoksulluk sınırının da altında kalan düşük aylık gelirinin son bulmasını istemektedir. Yıllardır iktidar eliyle itibarsızlaştırılan sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olayları hız kesmeden devam ettiği gibi failler de cezasız kalmaya devam ediyor. Biz emekçiler bu oyuna gelmeyeceğiz. Birlikte mücadele edeceğiz. Birlikte kazanacağız” denildi.

Adana’da beyaz yürüyüş

Adana Sağlık Platformu Bileşenleri de, “Beyaz Yürüyüş” gerçekleştirerek greve destek verdi. Yürüyüşe sendikalar, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda sağlık çalışanı katıldı.

Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Selahattin Menteş, kurumlar adına açıklama yaptı. Menteş, açıklamasında Erdoğan’ın “Giderlerse gitsinler” sözlerine tepki gösterdi.

Menteş, “Aylardır sadece kendimiz için değil halkımızın daha iyi bir sağlık hizmeti alabilmesi ve tıkanan sistemin çözümü için önerilerde bulunarak eylemler yaptık. Bu durumun sürdürülemeyeceğini söyledik. Aldığımız yanıt ne oldu biliyor musunuz? ‘İsteyen istediği ülkeye gitsin. Kapı açık gidin’ dendi. ‘Biz genç hekim ve asistanlarla devam ederiz’ dendi. Çözüm ülkenin yetişmiş değerlerine kapıyı göstermek oldu. Bilmiyorlar ki en çok da genç kardeşlerim gidiyor bu ülkeden. Bu sözlerle bizi kırdılar, üzdüler. Bizlere bunu söyleyenlere yanıtımız şudur ki; hekimlik mesleği siyasilerin kısır siyasetlerinin malzemesi yapılamayacak kadar onurlu bir meslektir. 14 Mart Tıp Haftası’na girdiğimiz bu günlerde bizler ekonomik, özlük haklarımızda bir düzeltme beklerken, sağlıkta etkin bir şiddet yasasının gözler iken maruz kaldığımız durum bizleri umutsuzluk ve tükenmişliğe itmiştir. Kapı açık isteyen gitsin demek bizlere yapılan en büyük hakarettir. Bizler bu ülkeyi bırakıp gider iken acı çekiyoruz. Görüyoruz ki siyasetçiler bu durumdan rahatsız değil. Biz onlarda çözüm arar iken onlar bizlere kapıyı gösteriyorlar” dedi.

Menteş, sözlerine şöyle devam etti:

  • “Bir de diğer ülkelerden hekim getireceklerini söylüyorlar. Hekimlik bu kadar ucuz ve basit mi? Bu ülkenin hekimlerine ve sağlık emekçilerine verdiğiniz değer bu mu? Hekimlik son yirmi yılda olmadığı kadar değersizleştirilmiş ve artık bu durum katlanılamaz duruma gelmiştir. Bizler ülkenin yöneticilerinde çözüm bekler iken karşılaştığımız muamele bizleri utandırmış ve kırmıştır. Buradan tüm meslektaşlarıma, halkımıza ve siyasetçilere sesleniyoruz. Bu ülkenin hekimleri kalacak ama bizlerin sıkıntılarına çözüm bulamayan siyasetçiler mutlaka gidecek.”

TTB’den çağrı: “Bizleri yalnız bırakmayın”

Türk Tabipleri Birliği tarafından, greve ilişkin yapılan açıklamada, “Biliyoruz ki toplumun sağlığı; ancak bizim sağlığımız ile mümkün olabilecektir. Bu yüzden 14 Mart Tıp Bayramı’nda ve 15 Mart tarihinde belirttiğimiz hususlar dışında sağlık kurum ve kuruluşlarına lütfen başvurmayın. Sağlık hakkı mücadelemizde bizleri yalnız bırakmayın” çağrısı yapıldı.

TTB’den “Taleplerimiz sizin için, bizim için, hepimiz için… Sağlık mücadelesinde yan yanayız!” mesajı verildi.

Sağlıkçıların talepleri ise şöyle:

  • Şiddetsiz ve güvenli bir çalışma ortamı için yeni ve etkili “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkarılsın, mobbing ve baskılar son bulsun.
  • Performans, ek ödeme değil, insanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyacak temel ücret sağlansın.
  • 3600’den 7200 kadar kademeli ek gösterge uygulansın.
  • Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) sağlık hizmetlerinde çalışan tüm emekçilere yıllık 90 gün üzerinden tam olarak uygulansın.
  • OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdamı yapılsın. Taşeron çalışma ortadan kaldırılsın.
  • Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın. Ceza yönetmeliği kaldırılsın.
  • Özgür ve bilimsel çalışma ortamı için meslek örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin.
  • Liyakatsiz atamalara, tip sözleşme dayatmalarına, tıp ve sağlık bilimleri eğitimlerini niteliksizleştiren, altyapısı uygun olmayan tıp fakültelerinin, eczacılık fakültelerinin, diş hekimliği fakültelerinin, hemşirelik fakültelerinin, sağlık bilimleri fakültelerinin ve sağlık meslek yüksekokullarının açılmalarına son verilsin.
  • Covid-19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin
  • Haklarında kesinleşmiş yargı karar bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın.
  • Sağlık hizmeti için ödediğimiz vergiler, katkı katılım payları ve ilave ücretler kaldırılsın
  • Sağlık ve sosyal hizmetlerin planlanmasından sunulmasına kadar emekçiler örgütleri aracılığıyla, halk da merkezde siyasi partiler, yerellerde ise yerel yönetimler, muhtarlıklar, örgütlü yapılar ve siyasi partiler eliyle süreçlere dâhil olsun.
  • Şehir hastanelerine, özel hastanelere aktarılan teşvik ve bütçeler kamu sağlık kurumlarına aktarılsın
  • Her işyerine kreş açılsın, sağlık emekçileri çocukları ile işleri arasında tercih yapmak zorunda kalmasın.
  • Kamu sağlık kurumları daha demokratik bir yapıya kavuşturulsun

İlgili haberler:

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER