A3 Haber

Başlatılan idari dönüşüme Genel Sağlık-İş’ten tepki: Ege Üniversitesi’nde neler oluyor?

Başlatılan idari dönüşüme Genel Sağlık-İş’ten tepki: Ege Üniversitesi’nde neler oluyor?

Başlatılan idari dönüşüme Genel Sağlık-İş’ten tepki: Ege Üniversitesi’nde neler oluyor?
Mart 30
18:04 2022

Genel Sağlık İş İzmir Şube Başkanı Derya Pekel, yanlış uygulanan politikalar sonucu sağlık sisteminin çökme noktasına geldiğini belirterek, Ege Üniversitesi’nin senato kararıyla yönetimsel değişikliğe gidilecek olmasına tepki gösterdi.

Genel Sağlık İş İzmir Şube Başkanı Derya Pekel, Ege Üniversitesi’nin senato kararıyla yönetimsel değişikliğe gidecek olmasına itiraz ederek bir açıklamada bulundu. Pekel açıklamasında, yanlış uygulanan politikalar sonucu sağlık sisteminin çökme noktasına geldiğini belirterek, iktidara çağrıda bulundu.

Genel Sağlık İş İzmir Şube Başkanı Derya Pekel şunları kaydetti:

Sağlık hizmetleri sunumunun anahtar kelimesi “Primum non nocere” yani “önce zarar verme” şeklindedir. 2007 yılında başlayan ve hastayı, müşteriye dönüştürmeye odaklanan “Sağlıkta Dönüşüm Programı” nedeniyle sağlık sistemi çökme noktasına getirilmiştir.
Sağlık, bireyin en önemli yaşamsal hakkıdır. Halka, ücretsiz, eşit ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmeti sunmak, sosyal devlet olmanın bir gereğidir.
Sağlık hizmeti sunumunda birincil amaç, halkı önce hastalıktan korumaktır. Koruyucu sağlık hizmetleri, bu amacın temel noktası olup, Sağlıkta Dönüşüm Programı ilk vazgeçilen basamak olmuştur.
“Şehir Hastaneleri” uğruna 2. ve 3. basamak sağlık hizmetleri de “dönüşüm” adı altında yürütülen “yıkım programından” payını almaya başlamıştır.
1955 yılında kurulan Ege Üniversitesi, Türkiye’nin dördüncü, Ege bölgesinin ilk ve en köklü üniversitesidir. Kuruluşundan bu yana, bilim dünyasına katkıda bulunmayı, ülke ve dünya gerçeklerine duyarlı, kültürel olarak donanımlı araştırıcı ve üretken bilim insanı yetiştirmeyi ve toplumsal faydayı ön planda tutarak yüksek katma değer yaratmayı ilke edinmiştir. Ege Üniversitesi, 67 yıllık geçmişinde, önemli faaliyetler yürütmüş, ülkemizde birçok alanlarda ilklere imza atmış bir üniversitedir. Sunduğu kaliteli eğitim ve araştırma faaliyetlerinin yanı sıra, üniversiteyi Ar-Ge, inovasyon, girişimcilik, bilgi ve teknoloji transferi konularında, sanayi ve kamu ile buluşturmada üstlendiği rol modeli nedeniyle Dördüncü Nesil Üniversite anlayışının ülkemizdeki ilk örneklerinden biridir.
Tüm basamaklarda sağlık hizmetlerindeki yıkıma paralel olarak, son yıllarda üniversitelere yönelik olarak yürütülen politikaların farkındayız.
Dokuz Eylül Üniversitesi’nde çalışanlar üzerindeki idari baskılar ortada iken, bu kez Ege Üniversitesi’nde senato kararıyla yönetimsel değişikliğe gidilecek olması birbirinden bağımsız olarak düşünülmemelidir.
Özelleştirmenin ilk adımı olarak yemekhane hizmetleri özelleştirilmiş olup, görüntüleme hizmetleri ve çamaşırhane hizmetleri için de “hizmet alımına” gitmek üzere, senato kararıyla idari yapı değiştirilmekte, başhekimlik ve başhemşire kavramları kaldırılmakta, yerine müdürlük ve sağlık tedavi, bakım ve otelcilik hizmetleri müdürlüğü getirilmektedir. Başhekimliğe bağlı birimler sağlık bakım, tedavi ve otelcilik hizmetlerine bağlanmakta, yönetim biçimi Sağlık Bakanlığı ikinci basamak sağlık hizmetlerine dönüştürülmektedir. MHRS sistemine entegrasyon için adımlar atılmış ve uygulamaya konulmuş durumdadır.
Soruyoruz! Bu adımların amacı, üniversitelerimizi bir gecede çıkarılan KHK’ler ile Sağlık Bakanlığı’na bağlayıp, özerk yapısına son vermek değil de nedir?
Endişeliyiz! Zira TSK’ye bağlı sağlık kurumlarının benzer şekilde KHK ile Sağlık Bakanlığı’na bağlandığına ve bunun olumsuz sonuçlarına tanık olduk.
İktidarı, bir kez daha bu sorunları dikkate almaya davet ediyoruz!
Birinci basamak koruyucu sağlık hizmetleri çökmek üzere olup, sevk zinciri işlememekte, ikinci basamak hastaneler, başvuruları karşılamakta yetersiz kalmakta, zorlanmaktadır. Üçüncü basamak hastaneler de piyasacı anlayışa kurban edilirse, sağlık sistemimiz tamamen işlemez hale gelecektir.
Daha yaşanılası bir Türkiye mümkündür.
Daha nitelikli ve ulaşılabilir sağlık hizmetleri hayal değildir.
Genel Sağlık-İş olarak, yine ve vazgeçmeden, Atatürk’ ün başlattığı “Kamucu, Halkçı Sağlık Politikalarının” uygulanması gerektiğini, iktidara hatırlatıyoruz.
Halkımız, kamucu, halkçı, parasız, eşit, ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmetlerine kavuşana, sağlık emekçileri mali ve özlük haklarını alana kadar mücadelemize devam edeceğiz!

About Author

Ahmet

Ahmet

Related Articles

TÜM HABERLER