ÇMO İzmir Şube Başkanı Serhat Tanyeri, Türkiye’deki vatandaşların yüzde 50’sinin sağlıklı içme suyuna ulaşamadığı belirterek “Ülkemizin her yerinde doğa ve yaşam talanı ile karşı karşıyayız” dedi.

Bu yıl ana teması “Tek Bir Dünya” olan 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde, Mersin Akkuyu ve Sinop’ta nükleer santrallere, Aliağa, Soma, Yatağan’da kömürlü termik santrallere, Gaziemir’de nükleer atıklara, Bergama ve Eşme’de siyanürlü altın madenciliğine, Gördes ve Turgutlu Çaldağ’da nikel madenciliğine; İkizdere’de taş ocağına, Erzincan’da madene, İstanbul’da kanala, ülkenin her köşesinde ekolojik yıkıma karşı mücadele sürüyor.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı çevre gününde çeşitli kutlamaların yapılacağını duyurdu. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası ise, 31 Mayıs-5 Haziran tarihlerini çevre sorunlarına dikkat çekildiği, kamuoyunun bilgilendirildiği “Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası” olarak değerlendirme kararı aldı.

Evrensel’den Ramis Sağlam, Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Serhat Tanyeri ile 5 Haziran Çevre Günü nedeniyle hazırlanan 2022 Çevre Durum Raporu’nu ve ekolojik sorunları konuştu.

Yüzey sularının yüzde 80’inin, yeraltı sularının büyük kısmının da kirlenmiş durumda olduğunu söyleyen Tanyeri, “Vatandaşların yüzde 50’si sağlıklı içme suyuna ulaşamıyor. Kentlerde hava kirliliği boyutları artıyor. Yeşil alanlar yok denecek kadar az. Tarım alanlarımız, meralarımız yapılaşma, sanayi, enerji vb. yatırımlarla amaç dışı kullanılıyor” dedi.

Orman ve tarım alanlarının, meraların, doğal karakterinin korunması gerektiğine dikkat çeken Tanyeri, bu alanlar mevzuatlar eliyle madencilik, sanayi, enerji, turizm, konut faaliyetlerine açılarak kaybedildiğini, ormanlarda yangınların yanı sıra orman mevzuatı kapsamında verilen izinlerle büyük kayıplar yaşandığını söyledi.

Çılgın projeler, izinlerle ülkenin her yerinde doğa ve yaşam talanı yapıldığını hatırlatan Tanyeri, “Bütün bunlara ek olarak nükleer santral macerasına sürükleniyoruz. Ülkemizin her köşesinde yürütülen ekolojik yıkım projeleri, Kanal İstanbul, Çeşme, İkizdere adını buraya sığdıramadığımız pek çok yerde artarak devam ediyor” dedi.

İzmir’in içme, kullanma ve tarımsal sulama amaçlı su kaynakları olan Gediz, Küçük Menderes, Kuzey Ege Havzalarında su kalitesinin en kötü seviyede olduğunu ve kirlenmeye devam ettiğini söyleyen Tanyeri, “Planlanan önlemlerin uygulanması halinde bile kısa ve orta vadede etkili sonuç alınamayacağı öngörülüyor. Benzer süreç yeraltı sularımız için de geçerli. Kalite, miktar ve yönetim sorunları yaşam kalitemizi etkilemeye devam ediyor” dedi.