İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “20 sezonluk keyifsiz bir dizinin final sezonu sonunda geldi” dedi.

Partisinin yeni yasama dönemindeki ilk grup toplantısında konuşan Akşener’in açıklamalarından satır başları şöyle:

• Yine bir aradayız. Rabbime şükürler olsun. 20 sezonluk gereksizce uzatılmış, keyifsiz bir dizinin final sezonu sonunda geldi çattı. Hiç merak etmeyin o sene bu sene, iyilerin şafağı artık ufukta görünüyor.
• En tepedeki şımarıklık ve acımasızlık toplumun tamamına yayılıyor. (Onur Şener cinayeti) Ülkeye nifak tohumları eken bir zihniyetin neden olduğu gerilim tehlikeli bir seviyeye ulaştı. Sanata ve sanatçıya düşman bir iktidarın yönettiği ülkemizde, sırtını iktidara yaslayan herkes, kendini her şeyin sahibi zannediyor.

Ukrayna

• Rus ordusu Ukrayna topraklarında çamura saplandı. Putin’se son çareyi sopalı referandumlarla Ukrayna’daki bölgeleri ilhak etmekle buldu.
• Putin’in ilhak ettiği kısmi seferberlik çerçevesinde askere alınanların kaçmasını gördüğümüz üzere bu savaşı Rus halkı da desteklemiyor.
• Arabuluculuk kisvesi altında Putin’in sırtını sıvazlayan bir diplomasi cumhuriyet Türkiye’sine yakışmaz.

İran’daki protestolara destek

• İran’daki baskı ve zulüm manzaraları hepimizi derinden üzüyor. Mehsa Emini’nin acımasızca öldürülmesinin insan hakları, devlet yönetiminde yeri yoktur. Bizim için bu konu dini veya siyasi tartışma değildir, bizim için bu konu vahşetin karşısında mağdurun yanında durmaktır.
• Dualarımız özgür ve mutlu bir İran içindir ancak bunu baskıcı yöntemlerle gerçekleştiremeyiz. Bu yöntemlerimizi kadını bir eşya gibi gören ucube anlayışla gerçekleştiremeyiz.
• Tek bir kadının bile sesini duyurmak için ayağa kalkması tüm kadınlar için ayağa kalkıştır. Canları pahasına bu barbarlığa bu hukuksuzluğu protesto eden İran’ın cesur evlatlarının elbette ki yanındayız. Engizisyon nasıl son bulduysa, İran’daki zulmün de sonu budur.

Erdoğan’a enflasyon tepkisi

• Biliyorsunuz Sayın Erdoğan, geçtiğimiz şubat ayında “Yaz aylarıyla birlikte, enflasyonu kontrol altına alacağız” diyordu. Yaz gelip geçti, artık kış kapıya dayandı. Enflasyon kontrol altına alındı mı? Alınamadı. Baktı, olmuyor, bu sefer de “Yılbaşından sonra, enflasyonun düşeceğine inanıyorum” dedi.
• Dikkat edin, artık söz de veremiyor kendisi de, epistemolojik bir kopuş yaşadığından olsa gerek, sadece inanıyor. Tek seferde söylemek zor değil mi? Erdoğan söyleyebilir mi acaba? Kıştan yaza, yazdan kışa ertelenen, bu mevsimsel sabır döngüsünde olan da tabi ki yine milletimize oluyor.

“Ufak at Ziyaaa”

• Almanya’da ortalama ücret, bizim paramızla 75 bin lira. Yani bir Alman vatandaşı, ayda ortalama 75 bin lira maaş alıyor. Yani, Sayın Erdoğan aslında diyor ki ayda 5500 liraya çalışan Türk vatandaşlarının keyfi yerinde. Ama ayda 75 bin lira kazanan Alman vatandaşı zor durumda. Hatırlıyor musunuz, Rahmetli Münir Özkul, Neşeli Günler’de, Şener Şen’e ne diyordu? “Ufak at Ziya”
• Ufak at Sayın Erdoğan, ufak at! Bizzat kendi eserin olan yoksulluğu, yalanlarla örtemezsin. Kaşıkla verdiğini, kepçeyle geri alan, abartılı müjdelerinle, günü kurtaramazsın. Boş vaatlerle, milletin derdini çözemezsin. Hakikat güneşini, hamaset balçığıyla sıvayamazsın. Hiç boşuna uğraşma.
• Gereksiz yanan ampul sönecek, tasarruf yapacağız.

“Nebati yeni öğrendiği kelimeleri kullanmaya çalışan çocuklar gibi”

• AKP’nin gözbebeği Nebati bakan var. Maşallah gidenin yerini aratmıyor. Bazen canınız kalkmak istemez ya, ben de “Acaba bugün ne söylemiş” diye kalkıp bakınca enerji doluyorum. Yeni öğrendiği kelimeleri aynı cümlede kullanmaya çalışan çocuklar gibi.
• (Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin ‘aşırı bilimsel’ açıklaması) Üstad diyor ki: Biz bilgiden ve bilimden koptuk. Dünyadaki uygulanan tüm ekonomi teorilerini de reddediyoruz. Bizi artık ekonomistler değil nörologlar… (Gülmekten konuşamadı)
• Bu nörologlar biliyorsunuz sinir hastalıkları uzmanları ama buraya bir de psikiyatrist lazım. İlaç yazanından lazım.

“Sansür yasası”

• Meclis gündeminde yer alan ilk düzenleme, iktidarın yüksek standartlarına göre bile, ucubelikte adeta bir baş yapıt.
• En çok merak ettiğimiz konu yasanın nasıl işleyeceği. Yalanı kim ayırt edecek? Doğru nasıl bilinecek? Dezenformasyonu hangi kurum denetleyecek? Hiçbiri belli değil.
• Facebook gidecek yerine ‘Akbook’ mu gelecek? Twitter gidecek yerine ‘Saraykuşu’ mu gelecek? Yotube gidecek yerine ‘ŞahsımTube’ mu gelecek?
• Doğruları öğrenmemizi istemiyorlar çünkü en çok doğrulardan korkuyorlar.