HDP MYK toplantısında, başörtüsü teklifinin Cumhurbaşkanı’nın seçim kampanyasının parçası olarak planlandığı, bu planın parçası olunmayacağı vurgulandı.

Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın haberine göre Halkların Demokratik Partisi (HDP), cumartesi günü gerçekleşen Merkez Karar Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında AKP’nin türbana ilişkin anayasa değişikliği teklifini gündeme aldı. HDP’nin tutumu netleşmedi ancak ilkesel tutum ortaya çıktı. HDP’nin Erdoğan’ın seçim kampanyasının bir parçası olmayacağı ifade edildi. Toplantıda kadın ve LGBT örgütlerinin, teklife ilişkin görüşünün alınmasına da karar verildi.

HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar başkanlığında yapılan toplantıda, partinin teklife ilişkin oylama tavrının ne olacağı henüz netleşmedi. Ancak ilkesel tutum ortaya çıktı. Temel hak ve özgürlüklerin referandum konusu yapılamayacağı ifade edilen toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ısrarla referandum vurgusu yapmasının altı çizildi. Seçim sürecinde yapılacak bu Anayasa değişikliğinin Erdoğan’ın seçim kampanyasının bir parçası olarak planlandığı vurgulandı. Başörtüsü ve inanç özgürlüğünün siyasete ve seçimlere alet edilmesine izin verilmemesi gerektiği ifade edildi.

Toplantıda AKP’nin muhalefet partilerini teklife yönelik tutumu üzerinden bir ikileme sıkıştırmak istediğine de dikkat çekildi. HDP’nin, “evet mi diyecek hayır mı diyecek” tartışması üzerinden yaratılan bu gündemin parçası olmaması gerektiği görüşü kabul gördü. HDP’li yöneticiler, AKP’nin istediği şeyin, türban meselesi üzerinden muhalefeti tartıştırmak, kamuoyunda gündem yaratmak ve bu yolla Türkiye’nin gerçek sorunlarının üzerini örtmek olduğunu dile getirdi. HDP’nin AKP’nin bu planına alet olmayacağı belirtildi.

Siyasi partilerin, türbana ilişkin anayasa değişiklik teklifini tartışırken kadın örgütlerinin görüşünü almamasının yanlış olduğunun belirtildiği toplantıda, kadın ve LGBT örgütleriyle görüş alışverişinde bulunulması, HDP’nin ilkesel tavrının aktarılması kararı alındı.

HDP’li yöneticiler, HDP’nin daha önce de dile getirdiği Türkiye’nin bir anayasa değişikliğine ihtiyacı olduğu görüşünü tekrarladı. Ancak bu değişikliğin seçime giderken yapılamayacağı, seçim sürecinde bu konuda özgür bir tartışma yürütülemeyeceği vurgulandı. Seçim sürecinde yapılacak değişikliğin gerçek bir demokratik Anayasa tartışmasına gölge düşüreceği de ifade edildi. Parti yöneticileri, din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin değişiklikleri de içeren Anayasa değişikliğinin seçimden sonra yapılması gerektiğini düşünüyor.