Son dönemde Türkiye ile Suriye arasında normalleşme adımları atılırken, ABD’nin son Suriye büyükelçisi Robert Ford bir makale kaleme alarak iki ülke arasındaki ilişkileri değerlendirdi.

ABD’nin Suriye’deki son büyükelçisi olarak tanınan ve Türkiye kamuoyunun da yakından tanıdığı diplomat Robert Ford, Asharq Al-Awsat’a bir analiz yazdı.

Türkiye kamuoyu, Ford’un analizleri ve Türkiye-Suriye arasındaki ilişkilerle ilgili yaptığı açıklamalarla geçmişte sık sık gündem olmuştu.

Geçen hafta Suriye’nin bazı bölgelerinde Esad hükümetiyle Türkiye arasındaki yakınlaşmaya karşı bazı tepkiler ve gösteriler olduğunu aktaran Ford, “Belki çok şüpheciyim ve Suriye’de çalışırken hatalarım da olmuştu ama yanıtım kısa: İki ülke arasındaki yakınlaşma, seçim yılındaki Türkler arasında bir siyasi oyun ve burada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın amacı Türkiye’nin kritik çıkarlarında biraz daha avantaj sağlamak” dedi.

Seçimlerin Erdoğan için zor geçeceğini söyleyen Ford, “Türk siyasetindeki gündem maddelerinden biri Suriye ile ilişkileri yeniden başlatmak. Erdoğan en azından başlarda ilerleme göstermeli. Bu kelimeyi unutmayın: ilerleme. Rusya, Türkiye ve Suriye’nin savunma bakanlarının görüşmesinden sonra üç dışişleri bakanı da görüşecek. Belki seçimlerden önce üç ülkenin lideri de görüşebilir. Erdoğan burada ilerleme olduğunu söyleyebilir” ifadesini kullandı.

“Esad, Erdoğan’ı sevmiyor”

Arap medyasında yayınlanan makalede, “Bu sırada Esad Erdoğan’ı sevmiyor ve ona güvenmiyor. Ruslar Esad’a ilerlemeyi kabul etmesi için baskı yapıyor ve Esad onlardan bir ödül bekleyecektir. Birleşik Arap Emirlikleri’nin dışişleri bakanı Şam’ı ziyaret etti ve belki de Esad’ın bu görüşmeyi kabul etmesi konusunda ikna etmeye çalıştı. Bu durum bana baba Bush ile Clinton yönetimlerinin 30 yıl önce İsrail ile Filistin arasında barış görüşmelerine odaklanırken yaşadıkları süreci anımsattı. Çok sayıda çalışma grubu, yardım paketi ve İsrailli ve Filistinlilerle görüşme yaşanmıştı” ifadesi yer aldı.

Ford, buna rağmen Filistin ve İsrail arasındaki görüşmelerin sonucunda sadece imtiyazlar, tavizler ve zor kararların ortaya çıktığını hatırlatarak, “Ne Şam ne de Ankara hiçbir taviz ya da imtiyaza yer vermiyor” yorumunu yaptı.